• http://www.apple.com/…lers/miramax/mindhunters.html adresinden trailerı izlenebilir film. siteyi de yazacaktım ama inatla bulamıyorum.
  • yine kapana kisilmis insanlar, bir katil, tuzaklar.. val kilmer in nerdeyse konuk oyuncu oldugu holywood filmi
  • film boyunca kurulan tuzaklar, ölüm senaryoları ve filme eşlik eden "sonraki kim" sorusuyla final destination, identity ve ghost ship'le aynı yoldan ilerleyen bir film.

    çok orjinal değil, kurgu hataları mutlaka var ama sonuna kadar temposunu koruyor, merakı sürüklüyor. başyapıt olmasa da izlenesi bir film.
  • fbi'in belki de en prestijli grubu olan profilers'a katılmak için uzun bir eğitim döneminden geçen ajanlar son bir eğitim simülasyonuna katılacak ve aralarından bazıları seçilecektir. kısa bir süre sonra aralarında gerçek bir katil olduğu ve katilin amacının herkesi öldürmek olduğunu anlarlar. ilk yarısı seyirciyi her tuzağı çözmeye yönlendiren ve sıradaki kim sorusunu sormak zorunda bırakan bir film. ancak katilin tekniği hakkında biraz ipucu verilen ikinci bölümde tempo biraz düşüyor ve klasik gerilim filmi havasına dönüyor olay.
  • gabe*'in "iny miny mino moo who's the next motherfucker to go?" sözleriyle özetlenebilecek gayet sıradanlaşmış bi konuya sahip gerçekten.. benim hafızama beyinlerdeki "var ya katil kesin bu herif" yargısının bitene kadar beş dakikada bir değiştiği film olarak kaydedildi. başrollerde val kilmer, ll cool j, christian slater ve patricia velasquez'den çok kuklalar, pudralar, saatler ve domino taşları var. bi de izledikten sonra sigaraya birkaç saniye dikkatlice bakma durumunda kalıyo insan içmeden önce. bilemem. zekice hazırlanmış..
    "the point is to get used to it."
  • kurgusu ne kadar iyi oluşturulmuş gibi görünse de; aşmış insanlar güruhu olan film karakterlerinin seyirciyi "yuh artık" demek zorunda bırakan serüveninin filmi. akıllara "büyük puzzle ın küçük parçalarından birinde karakterlerden biri bir hata yapsa veya yapması beklenen dışında bir şey yapsa film komple sıçmaz mı?" benzeri sorular getiren, "öyle oluyorsa bizim polat alemdar ın grand bank of larnaka yı iki dakikada kirabilmesinin neresi tuhaf?" benzeri soruları da peşinden sürükleyen amerikan filmlerinden yalnızca biri.

    seri katilin kim olduğunu merak etmekten bile soğuyor insan bir noktadan sonra. "kimse kim, gebersin şerefsizlerin hepsi" bile denebiliyor.

    ama yine de; izlemeye değmeyecek kadar da kötü değil. bu tarz filmlerin bu yönleri eleştirilmemeli belki de. yapıcılıktan çok uzak olan bu eleştiri filmi izlerken doğan aptal yerine konuluyor olma hissi ile doğuyor elbette. adamlar kasmış, belli. öldürdüğümüz yiğidin hakkını da verelim. böyle filmleri jackie chan filmi izleyen bir çocuğun hayat dolu gözleri ile izleyelim.
  • binlerce insanin basvurdugu ve sadece en zekilerin alindigi bir teskilatta*, bu zeki insanlarin bu kadar salak seyi bir arada nasil yapabildigini, izleyicilerin cozmesi istenen bir sahte gerilim filmi.
    cok zekice kurgulanmis gibi gorunse de aslinda celisen cok yani olmasina ragmen gerilim-aksiyon tarzi diger orneklerinin yine de birkac adim onunde gidebilen bir film ayni zamanda..yalniz sonunu ve katilin usak oldugunu anlamak o kadar da zor degil malesef..**
  • tamamen agatha christie' nin on küçük zenci kitabından araklanmış olan fakat uyarlayan insanın "şu kitap temel alınarak hazırlanmıştır" ibaresi bile koymadığı, fbi stajyerlerinin akıllı olması beklenirken gerzeğin önde gideni olduğu sıradan aksiyon gerilim filmi.
  • beğendiğim bir filmdi. bir şaheser değil ama kendini izlettirdi.
  • kesinlikle can sıkıntısını giderebilecek, vasıtın üstü bir film. son sahneye kadar yorum yapamamaksa ayrı bir kasıyor insanı. her tahmininiz yalan oluyor.

    --- spoiler ---
    christian slater'ın ölüm sahnesi ve ölümünün zamanlaması başından belli ediyor aslında filmin temposunu. akabinde suratınızın ortasında bir çizgi beliriyor.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap