• anne ve babaların uzerinde ciddi ciddi calısmasını gerektiren olusum, zira cocuk yetistirmek son derece onemli 7/24 tatili olmayan zevkli bir is.

    efendim aslında evde de bir cogumuzun uyguladıgı bir metod; bebek dogduktan itibaren onu kucuk bir insan olarak kabul edip konusmayı ve bireysel ozgurluklerine saygı duymayı temel alıyor ana hatlarıyla.

    0-3 yas doneminde bebege bes duyusuna hitap eden bir yaklasımla davranmamızı ogutluyor. oyuncak seciminden tutun da beslenmesine, uyku duzenini olusturmadan tutun da guvenligine kadar.

    asıl is 2 yas doneminde ortaya cıkıyor. iki yas sendromunda size bu metod muthis yardımcı oluyor, bizzat denenmistir tarafımdan. bu asamada kresle (eger bebek krese gidiyorsa) ortak hareket etmekte fayda var.

    evde bir takım duzenlemelere ihtiyac var, yatak secimi ve sandalye tercihi ile ilgili. bununla alakalı olarak on arastırma yapmanızı tavsiye ederim.

    oyuncak secimi de bu metod da vurgulanan bir sey. dogal olması dokunma duygusuna hitap etmesi on kosul. oyuncakların cogunun mensei tahta. oral donem icin, ici elyaf pirinc kum gibi malzemelerden dolduracaganız minik peluslar olabilir pekala. evde uretebilirsiniz boylelikle cok para da harcamanız gerekmez.

    oyun secimi de yasına gore degisiyor, mesela kızım 2,5 yasında ve bu aralar bu metod uzerinden en cok doldur bosalt oyununu oynuyoruz. ben bu oyunu montessorinin uyguladıgını bilmiyordum mesela bir arkadasım kasıgı iyi kullanabilmesi icin onermisti, ise de yaradı. soyle oluyor; bir tabak bir kasık bir bardak dolusu fasulye alınıyor, fasulyeler tabaktan bardaga kasıkla aktarılıyor. boylece el kordinasyonu kuvvetlenirken cocuk kasıgıda kullanmayı pekistiryor. aynı oyunu su ile de yapabilrsiniz, hem gevsetici hem de eglenceli.(evet her yer su oluyor)

    muthis detaylı bir konu ama dedigim gibi ebeveynlerin bana gore bu metodu kulak arkası etmemesi gerekiyor.
  • icine girip detayli arastirdiginizda herseyin toz pembe olmadigini goreceginiz egitim yontemi. kotu demiyorum dikkat edin... herseyi toz pembe degil. temel sikinti ve ilk olarak sorgulanmasi gereken konu, tr egitim sisteminde araliksiz olarak montessori sistemi kullanilarak hayata atilana kadar egitecek bir egitim kurumu ya da zinciri olmamasinin getirecegi sikintilar olmalı.

    bu, cocugun ve dolayisi ile ailenin bir zaman sonra, normale dönmesi, normali tercih etmesini gerektiriyor. montessorideki eğitim müfredatı normal okullarla paralel olmayinca bocalama ve ayri tellerden calma durumu basliyor.

    hemen ornekleyelim. sene 1988, ortaokul duzeyi bir okulun ingilizce hazirlik sinifinin ilk gunu. amerikadan yeni gelmis idealist ingilizce ögretmeni sinifa girer ve bize gramer ogretmeden eglendirerek ingilizce konusup yazmayi ogretecegini vaad eder... hurra... cidden de cok eglenceli gecer sene cunku turşu yaparken passive, 4 perdelik tiyatro oynarken tense'leri ogrenip ciddi ciddi de ingilizce konusur duzeye getirmistir siniftaki ögrencileri. ezber de yoktur mis gibi...
    taki sene sonunda diger 5 sinif ile birlikte girdigimiz sene sonu sinavinda past perfect progressive tense olan şıkkı işaretlememiz istenene kadar... sorular hiç bize göre değildi hiç.. iyi haber tüm sınıfı bırakamayacakları için geçirildik... kötü haber bizim öğretmen ertesi sene, yeni hazırlık öğrencileri ile bizim yaptığımız turşuları yerken daha gramerli ingilizce eğitimi vermeye karar vermiş....biz ise diğer sınıflara serpiştirilerek arada kaynatıldık eritildik...... ömrümün yarısını tek başıma yurt dışında sürdürecek kadar iyi ingilizcem var ve temelini turşu dersine borçluyum ama bir taraftan da, 5-6 sene ingilizce derslerinde çektiklerimi ve aldığım kötü notlar nedeniyle düşen ortalamamın etkisini de bir ben bilirim... mesaj alınmıştır umarım.

    montessori ye dönecek olursak...bir sürü temel özelliği olsa da akilda kalan kisim.... cocuklari rekabetsiz ortamda basarmaya tesvik eden yöntem, dogal yollarla hem eglendirip hem ogreten sistem...
    goze ve kulaga hos geliyor degil mi, dream education, ayni organik süt ün dayanilmaz cekiciligi gibi iki kat ucret vermeye bile razi edebilir insanlari tek başına ele alindiginda. ama ayni organik sut gibi, bu sute alışmış bir narin bünye, organik sutten once lahmacun, sutten sonra baklava yemeye zorlanirsa, sutun organikligi olsa olsa motorun yaglanmasina yardimci olur, sindirim her durumda bozulur...

    her ailenin çocukları için hazırladığı gelecek farklı olabilir. eğitimini yurt dışında devam ettirtmek isteyen, işini geçimini aileden devralacak cocuklar için üstün başarı değil üniversitesi ve bölümü önemli olmayan bir diploma yeterli olacak olabilir... bu durumlarda montessori ya da erkin koray yöntemi bile tercih edilebilir.

    peki montessori neden onumuze ara ara isitilip koyulur oldu? cocugunun egitimini ogretimini outsource edebildigi kadar etmek isteyen anne babalardan talep gelince, kulturumuze egitim sistemimize uygunlugu konusulmadan buyuk resme bakmadan franchise islerine bile baslanir olmus. peki buyuk resim ne gosteriyor?

    bu egitimin temelindeki iki kültürün ayak izleri olduğunu gösteriyor..
    - alalim biraz avrupanin bireyciligini (bencillik demiyorum dikkat edin, (bkz: bireycilik)) zaten insan gucu oldukca pahali avrupada, o zaman cocuklara kendilerine yetmeyi ogretelim... tutarsa hem egitmen maliyeti de düşer hem de cocuklar da birey olarak toplumda kendine yeter... nerede toplumsallık?
    - alalim amerikadan pragmatik dusunce tarzini ( herkesin doğrusu beni bağlamaz, yararli ise dogrudur) ekleyelim amerikanin doğa ile iç içe olma sevdasını....al sana alternatif bir eğitim yöntemi.

    benim gözlemim bu ülkede uç noktalari tercih etmemek gerekliligi yönünde. zaten cok köklü, bir okadar da yillardir kullanilarak optimize edilmis ve basarisi kanitlanmis egitim sistemimiz! nedeniyle anne babalar ve egitmenler habire ters köseye yatirildigi için (bkz: 4+4+4) ve çocuklar denek olarak kullanildigi için gözünüzü karartip bu da benden olsun diyebilirsiniz elbette (bkz: düşene bir tekme de sen vur kampanyaları) ama arastirin once . bu sistemi kullanarak egitim almis ve hayata atılmış insanlarin videolari var internette, success ve failure hikayeleri var onlari da inceleyin. unutmayin tek basina cocuk egitimini ve bakimini ne kadar outsource ederseniz edin olay anne babada ve aile içi egitimde bitiyor. yapilan aktiviteleri sorgulayin... bilindik eğitim kurumlarına gidip onlarin da aktiviteleri sorgulayin, çok farklilik olmadigini,hele de okul öncesi eğitimde paralellikleri göreceksiniz. cocuklarda sadece dogaci ve bedensel zekanin degil bunun yaninda matematiksel, gorsel, ritmik, ve sozel zekanin da islenmesinin önemini arastirin. okullarin görevi sadece bireysel özgüven kazandirmak ve beceri kazandirmak degil sosyallestirmek, ögretimin yaninda toplumsal yasama hazirlamak oldugunu da unutmayin, sonrasinda körü körüne degil seciminizi yine yaparak isterseniz bu tür egitim düzeni ile çocuklara gelecek hazirlayan yerlere bilinçli olarak verin...
  • okul oncesi cocuklara okuma ve matematigin yaninda, kendi cantalarini tasimanin, cicek ekmenin, hayvanlari beslemenin, sebze dogramanin, utu yapmanin, yerleri silmenin ogretildigi anaokulu turu. ayni zamanda bu tip okullarin kurucusu olan italyan doktorun adi.
  • aslında köyde çocuklar nasıl kendi kendilerine yetmeyi, kendi ayakları üstünde durmayı öğreniyorlarsa bu metodda aynı şeyi yapıyor bence. modern zamanlarda aileler çocuğu "aman o yapamaz, aman yok beceremez" diyerek çocuğu edilgen hale getirdiği için bu metod doğmuş olabilir gibi.. çocuğu cam kulelerde yetiştirmek istemeyenlerin uygulayabileceği bi yöntem kanımca.
  • henüz hamileyken tanıştığım bir eğitim sistemi. "eğitim" demek de sanki haksızlıkmış gibi. çocuğa genel yaşam becerilerini kazandırmak, onu hayata dahil etmek, kendini devler ülkesinde gibi hissetmesin diye çevresel faktörleri düzenlemek, onunla işbirliği içinde olmak... eğitim deyince sanki daha despotumsu bir tavır var gibi.
    halbuki bu sistemde çocuğa "gel şunu yapacağız" bile denmez. "bunu yapmak ister misin?" denir ve asla ısrar edilmez.
    çocuğun özbenliğine saygı en başta gelir. zaten evin her kullanım alanında ona göre düzenlemeler yapmak da bunu destekler.,

    evde verilebilir mi? verilir evet. ideal olan karma yaş grubunda büyüklerinden öğrendiği, küçüklere öğrettiği bir toplulukta olması fakat her daim mümkün olmayabilir.

    önce kendiniz bilgilenerek, bebek doğar doğmaz düzenlemelere, 6. aydan itibaren ise (çocukların yaklaşık oturduğu dönem) ortak evde uygulamaya başlayabilirsiniz.

    şu an konvensiyonel sistemde bir anaokuluna giden, normalde çok çok hareketli oğlumun her gün, her branş öğretmeninden, "dikkat süresi çok iyi, başladığı işi bitiriyor, etrafına çok saygılı, küçüklerini korur, çok düzenli" ve benzeri her sözlerinde, "iyi ki tanışmışım ve uygulamışım" diyorum.
    az az ilerledi, damla damla birikti, minik minik detaylardı ama sonunda sınıfta, toplumda pozitif anlamda fark edilen bir birey oldu.
    hamile, yeni doğum yapmış, küçük bebekli tüm ailelere bilgi sahibi olmalarını öneririm.

    özellikle aileler dedim, çünkü sadece anne ile olmak zorunda değil. tabi ki akşam işten gelecek olan babaya, bir montessori faaliyeti hazırla demek biraz zor. fakat önceden hazırladığınız bir faaliyeti, eşinize anlatıp, çocuğunuzla beraber yapmasını önerebilirsiniz.
  • cocuklara zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak oldukça gelişmelerini saglayan dunyaya yayılmıs okullar zinciri
  • biri 6, digeri 9 yasinda iki kiz yegenim var, anne psikolog, baba psikiyatr bir aileler. ozellikle 9 yasinda olan yegenim ozguven, sosyallik, tertip, kendi kendine yetme, aile sevgisi konusunda asmis bir vaziyette, benim 25 yasina kadar gezdigim muzelerin toplamini 3 yil icerisinde gezmis, ozellikle corona surecine kadar bu yil gittigi ve gordugu muzeleri fotograflari esliginde o kadar guzel tarif edip anlattiki kulaklarima inanip gozlerime inanamadim, bu yasta gosterdigi farkindalik ve bulundugu cevreyi ogrenme beceresi beni mest etti.

    iki kardes kendi tabaklarini kendileri hazirlayip, yine bittiginde bulasik makinasina yerlestiriyor, buyuk olani makarna, kek, pogaca yapmayi biliyor ve buyuk bir askla yapiyor.

    hayatlarinda televizyon, bilgisayar, tablet, telefon vs. hic yok.enteresan bir sekilde aramiyorlar, kendilerince oyunlar oynuyorlar, misket oynuyorlar, boyama yapiyorlar, lego ve puzzle birlestiriyorlar, saklambac oynuyorlar, 10 gunluk surecte canlarinin sikildigina sahit olmadim, 5 aylik covid surelerini ablama sordugumda kendi dunyalari var, vakitlerini dolu dolu gecirdiler, hic kavga etmediler, hic kiskanmadilar, neredeyse hic aglamadilar cevabini verdi.

    montessori sistemi ve icerigi hakkinda yarim yamalak ve bir cogu yanlis bilgi olan eksi sozluk entryleri mevcut, ben egitim sisteminin iceriginden ziyade sonuclarini yazmak istedim. turkiye'de bu sistemde egitim veren bir kurulus ulke sartlarina gore tirnak icinde ne kadar basarili bireyler yetistirir veya bunu kim yapar bilmiyorum. ablam ve ailesi almanyada yasiyor, hamburg ve bremen arasinda ormanlarin icerisinde hic luks olmayan fakat muhtesem huzurlu bir ciftlik evinde yasiyor. cocuklarin bu kadar huzurlu, mutlu ve ozguvenli yetismelerinin tek sebebi tabiki montessori degil fakat, gelisiminin belkide yuzde yetmisi bu sisteme bagli.

    bazi sozluk entrylerinde tek takildigim nokta, grup calismasindan ziyade, bireysel agirlikta egitimin oldugu. tam tersine, tiyatro calismalari yapiyorlar, bahcelerinden meyve toplayip, posetleyip yine velilere cuzi miktarda satiyorlar, evde kek benzeri yiyecekler yapip yine ayni yolla velilere veriyorlar ve ortada topladiklari para ile muzelere, tiyatro ve gosterilere gidiyorlar, aralarindan bazilari tiyatro gosterisi yaparken, digeri modern dans gosterisi yapiyor, bir digeri sarki soyluyor, digerleri bale yapiyor, hep birlikte hayvanlar icin barinak tarzi kulubeler yapmaya calisiyorlar.

    evet henuz ilkokul caglarinda herhangi bir tarih dersi gormuyorlar, kahramanlik hikayeleri dinlemiyorlar, din dersleri yok, kizlarin veya erkeklerin ayri yaptigi egitim yok. bunlar yerine o yasta cocuga verilecek en temel ve cevresinde olan seylerin bilgisi veriliyor, neden gunduz ve gece oldugunu, aylarin neden 12 oldugunu, matematikte toplamanin, bolmenin, cikarmanin, carpmanin nasil yapildigini, maddesel olarak, gorerek, dokunarak ogreniyorlar. sinav yok, basari kistasi yok, baski yok.

    aklinizda cocugunuza bu egitimi vermek gibi bir plan varsa ilk once orada olan cocuklarin davranislarini gozlemleyin, ne kadar basarili bir sistem oldugunu kendi gozlerinizle gorecek ve ebeveyn olarak sizlerde bu sisteme uymaya baslayacaksiniz.
  • en temel iki özelliği çıkış noktasının özel gereksinimli bireyler olması ve karma yaş gruplarına eğitim verilmesi olan eğitim yaklaşımıdır.

    "ehehe biz eğitimden anlıyoruz." diye bilmişlik yapmadan önce gerçekten araştırıp böyle kurumlara başvurulmasını veya detaylı bilgi istenmesini öneririm.

    montessori okullarına gelince, özellikle bizimki gibi akademik başarı odaklı bir ülkede çocuk büyüteceksem ve çocuğum özel gereksinimli bir çocuk değilse ben de tercih etmem kesinlikle.
  • türkiye'de daha yeni yeni yayılan eğitim sistemi. bildiğin tanzimat dönemini yaşıyoruz. avrupa almış başını gitmiş, bizler emekliyoruz.
  • türk usulü çocuk yetiştirme teknikleri ile pek de örtüşmediğinden çevreden gelebilecek bıdı bıdı bilmişliklere kulak tıkayarak başlanması gereken bebek/çocuk yetiştirme metodu.
    neymiş bu montessori eğitimi diyecek olursak; çocukların kendi kendine yetebilen bireyler olmasını amaç edinen güzel bir yaklaşımdır. zaten çocuğu kendi haline bırakırsanız gireceği yol montessori yoludur. ebeveyn olarak duyusal faaliyetler hazırlamak gibi onca işin gücün arasında insanı strese sokabilecek aktivitelere girişmenize gerek kalmaz .instagram anneleri bu konuda bir miktar kafayı yemiştir diyebiliriz.
    süpürge açarsınız ben süpüreyim diye yanınızda bitiverir, cam silersiniz bir bez de o ister, yemek yaparken önce seyretmek sonra bizzat uygulamak ister. siz yeter ki merak duygusunu öldürmeyin.
    fırsat verilirse 1.5 yaşında portakal sıkabilen (makine ile), yumurta kırabilen, çatal kaşık kullanarak yemeğini yiyebilen, parkta (yüreğiniz ağzınıza gelse de) kaydıraktan tek başına kayabilen bir velediniz olur.
    bir de çocuğun yaşam alanının yani odasının çocuğun tek başına kullanabileceği şekilde dizayn edilmesi var ki montessori yatağı ve kitaplığı gördüğüm en güzel tasarımdır.

    kısaca hayatı deneyimleyerek öğrenmesinin yolunu açan eğitim yaklaşımıdır.
hesabın var mı? giriş yap