• üstadın, daha sonradan sermet sami uysal'ın kitabına naklettiği bir anısı şöyle gelişmiştir:

    atatürk, bursa gümüşsuyu'nda bir köşkte kalmaktadır. refik fersan, münir nurettin, mesut cemil ve hafız yaşar için de orman içinde bir köşk ayarlanmıştır.

    bir akşam mısır’ın eski hıdivi abbas hilmi paşa şerefine köşkte ziyafet tertip edilir. ertesi akşam da hıdiv, atatürk’ü mudanya’daki yatına davet eder.

    denize açılan yatın salonunda muhteşem bir sofra kurulmuştur. hıdiv’in bir hizmetkârı kütüphanede fasıl yapan refik fersan, münir nurettin, mesut cemil ve hafız yaşar’ı yemeğe davet ederek başaltındaki bir ambara götürür.

    fersan, nurettin, cemal ve yaşar gördüklerine inanamazlar. bir tahta masa üzerinde beş on çinko tabak, masanın ortasında iki lenger nohut ve pilav, her tabak başına yüzer dirhem ekmek, birer teneke kaşık ve teneke çatal vardır.

    gerisin geri güverteye çıkarlar. onları gören atatürk yanına çağırarak “siz yemiyor musunuz?” diye sorar. sanatçılar “canımız istemiyor efendim” yanıtını verir.

    işin farkına varan atatürk, diğer arkadaşlarının nerede olduğunu sorup da tayfalarla yemek yediklerini öğrenince hıdiv’e dönerek gayet ciddi ve sert bir sesle şöyle der:

    “hıdiv hazretleri! bu çocuklar memleketimizin en büyük sanatkârlarıdır. benim soframda, benim yanımda yemek yerler. bensiz iştahları kapanır. refik, türk musikisinin şefidir, binbaşıdır. diğer arkadaşları da öyle, münevver insanlardır. bunu bilmeniz lazım.”

    tabi akabinde hıdiv bin bir özür diler, sanatçılar tayfalarla yemek yiyen arkadaşlarıyla birlikte sofraya oturtulur. dahası hıdiv abbas hilmi paşa, gece boyunca etraflarında pervane olur.
  • 20. yüzyıl klasik türk müziğinin en önemli bestekarlarındandır. bu müzikte romantik ekolün en önemli temsilcilerinden olan refik fersan'ın meşhur saz semaisinin özellikle son kısmından atatürk de çok etkilenmiştir.
    klasik türk müziğini sevmeseniz bile özellikle cihat aşkın'ın yorumuyla "rüzgar uyumuş, ay dalıyor" adlı bestesini dinlemenizi tavsiye ederim.
  • 1893 istanbul şehzadebaşı'da doğup 13 haziran 1965 tarihi itibariyle bugün ölüm yıldönümü olan kişi. ankara radyosu ve istanbul belediye konservatuvarı'nda çalıştığı dönemde çok güçlü hamparsum notası bilgisi sayesinde eski nota ile yazılmış eski külliyatlardan birçok eseri batı notasına çevirmiş türk musikisinin değerli sanatkarlarından biri
  • tanburi cemil bey'in ögrencisi olup, ondan cok cok daha iyi saz eserleri bestelemis rahmetli bestekar. saraylidir. bestelemis oldugu saz eserlerinden/medhallerden bazilari iran, misir gibi ülkelerde dönem dönem milli mars olarak kullanilmistir.

    cumhurbaşkanlığı fasıl heyeti şefi olarak görevlendirildigi dönemde atatürk kendisinden bir ricada bulunmustur. ermeni müzisyen (bkz: hamparsum limonciyan) tarafindan gelistirilen ve türk sanat müziginde kullanilan bir nota sistemi olan hamparsum notasinda yazilmis eserlerin klasik nota sistemine tasinmasini istemistir ki eserler yok olmasin, günümüze ulassin diye. keza refik bey bu notayi okuyabilen/kullanabilen son kisidir. yillarca bu calismalari yürüten refik bey, 27 mayis ihtilalinde orospu cocugu serefsiz demek isteyecegim ancak dememin yasak oldugu ve bu yüzden serefsiz orospu cocugu sifatini kendisi icin kullanamayacagim, kültür ve sanat denilen kavramlardan yoksun ancak rütbe sahibi olmus bir ordu personeli tarafindan asagilanmis, küstürülmüs ve üzüntüsü sebebiyle akabinde yakalandigi hastalik yüzünden vefat etmistir.

    öyle ki darbeden sonra trt baskanligina atanan * bir
    binbasi görevi devraldiktan sonra trt personelini toparlar ve onlara sorular sorar. refik bey ise yaptigi calismalari anlatir, ve aldigi ilk tepki git bir sac trasi ol, bu ne bicim kılık olur.
    akabinde ordu personelimiz giydirmeye devam eder. baslarim senin ermeni dölüne, defol git gözüm görmesin seni gibisinde söylenir ve calismasi tamamlanmis tüm eserleri yok eder. cünkü* ermeniler asagilik bir irktir ve onlarin besteledigi eserleri calmak ulu türk milletine yakismayacak bir davranistir.

    refik bey o gün ayrilir radyodan ve bir daha da geri dönmez. kendisiyle beraber binlerce eser de kaybolup gitmistir. öyle bir adamdir ki kendisi, atatürkün bir istegi ile ayni aksam icerisinde nikriz makaminda bir saz eseri besteleyebilmistir. sebebi ne olursa olsun, böyle bir insanin kalbi kirilmamaliydi ama toplum olarak sanatcilarimiza verdigimiz degeri aciklamama gerek yok sanirsam. zaten o eserler günümüze ulassaydi ne olacakti ki. cengiz kurtoglunun, hakan altunun cikip sarki söyledigi bir kurumdan bahsediyoruz aq.

    hayatini ve anilarini anlatan, murat bardakci tarafindan yazilmis olan "refik bey" isimli kitap okunmaya deger bir eserdir.

    ruhu sad olsun :(

    p.s: ilgilenenler icin linkler burada
    surada
    orada
  • selmek adinda fazla kullanilmayan bir makami canlandirmaya cali$mi$ ve bu makamdan pek cok eser bestelemi$ tanburi bestekar.
  • arazbarbuselik makaminda besteledigi sazsemaisi cok dinlenesi olan bestekar. ama bu parcayla sinirli degil, eger bir saz eseri refik fersan imzasini tasiyorsa parcayi dinlemeden kefil olurum.
  • ayin, ilahi, peşrev, medhal, saz semaisi, sirto ve şarkı formunda dört yüzden fazla eser bestellemiş, 1893-1965 yılları arasında yaşamıştır.
  • hicaz peşrev ile anamızı ağlatan tanburi bestekâr.
  • su anda kizinin yasadigi evinde saraydan kalma olaganüstü büyüklükte altin kapli bir ayna vardir, görülesidir.
hesabın var mı? giriş yap