• --- spoiler ---
    öncelikle: russel crowe göt göbek bağlamış sanki. biraz da yaşlı kalmış robin hood olabilmek için. cate blanchett de ne kadar yaşlanırsa yaşlansın hala asil hala asil aq.
    filme gelirsek daha önce de söylenmiş ama vurgulamak isterim ki robin hood yok filmde. küçüklükten beri bildiğimiz robin hood* sanki biraz daha zayıf, çevik, genç bir aktör oynayabilirdi. genel olarak çok da kötü değil. gerçek robin hoodu sanırım ikinci filmde görebileceğiz. zenginden alıp fakire verme mottosu orda gözümüze sokulacak diye bekliyorum.

    ps: 2. filmde russel crowe nasıl oynayacak çok merak ediyorum. daha da yaşlanmış olucak, hantal ve hımbıl bir görüntü sergilicek falan. bakalım kısfmet.
    ayrıca ikinci film çekilecek mi onu bile bilmiyorum* .
    ---spoiler---
  • tanıdığımız robin hood anlayışının başlangıç hikayesini anlatan etkileyici bir yapıt.filmde russel crowe'un varlığının yanında yüzüklerin efendisi filmindeki elflerin kraliçesi olan kadının,filmdeki ismiyle marion loxley'in rolü de hakikaten çok iyi.

    --- spoiler ---
    kendini beğenmiş kralın robin hood'u asi ilan etmesini hala hazmedemedim.sen tut size özgürlük vereceğim diye yeminler ver sonra benim gücüm tanrının yetkilendirmesiyle oluştu, onu kimselere verememcilik yap.

    filmin en basit hatası ise şudur: robin longstride, çocukluğunda babasının özgürlük için yaptığı anıta el izi bırakır.4-5 yaşlarındaki çocuğun bıraktığı el iziyle tekrar oraya dönüp her şeyi hatırlayan kahramanımızın eli aynen uyar.ya bu adamın eli hiç mi büyümez. o gunlere hasret duyarcasına, müthiş bir havada gerçekleşen bir sahne olduğu için gözden kolay kaçabilir.

    --- spoiler ---

    --------edit--------
    bir yazarın uyarısı üzerine basit hata olarak belirttiğimin hata olmadığını öğrendim.

    --- spoiler ---

    çocukluğunda bırakılan el izlerinden biri robin e diğeri babasına ait. büyümüş robin olarak geldiğinde önce çocukkenki el izine dokunuyor, sonra babasının el izine. o nedenle büyük robinin elinin uyduğu iz, kendi çocukluğuna değil babasına ait.

    --- spoiler ---

    imla kilavuzu'a teşekkürler.
    --------edit--------
  • robin hood'un haydutluk yapmadan önceki yaşantısını anlatan güzel bir film. devamının çekilmesi için çok uygun bir yerde bitti. devamı çekilirse daha çok ilgi toplayacağından eminim.
  • bundan yaklaşık 1 ay kadar önce, henüz daha filmin vizyona girdiği ilk gün izledim russell crowe'un robin hood'unu... olmamıştı, birşeyler eksikti, pek keyifli ayrılmamıştım salondan ayrılırken...

    eve döndüm, vakti zamanında koleksiyonuma kattığım 39 bölüm 3 sezonluk bbc dizisi robin hood'u izlemeye başladım... çok robin hood dizisi, çok robin hood filmi izlemiştim daha önce... zorro kadar sevmem kendisini ama zorro da robin hood da benzer bir mantıkla, umut olmuştur daima zorda olanlara... az önce sona erdi söz ettiğim dizi, 39.bölümü de bitirdim... göz yaşlarımı durdurmaya çalışarak... çok keyifli başlayan bir hikaye, çok etkileyici bir şekilde sona erdi... sadece robin hood değil şuan aklımda olan, marian, guy of gisbourne, little john, much, brother tuck, allan a dale, kate, archer, will scarlett ve djaq... hatta gıcık nottingham şerifi vasley... 3 sezon, 39 bölümde "robin hood gibi bir hikaye nasıl anlatılır?" dersini veren birbirinden oturaklı, birbirinden süslü, birbirinden tamamlanmış karakterler...

    diziye başlarken bu kadar etkileneceğimi tahmin etmezdim ama, eğer siz de benim gibi son filmden sonra "ya birşeylerin tadı eksik ama" dediyseniz, ne yapın edin, gerekiyorsa bir yerlerden indirin, siz de 2006 - 2009 yılları arasında yayınlanmış bu diziye bir şans verin...

    --- spoiler ---

    marian ile robin cennette buluşmuşlarken umarım guy of gisbourne ve allan a dale'ın da ebedi istirahat yerleri rahat bir mekan olmuştur... şimdi, yani tam dizinin bittiği noktada, şerif vasley'i dize getirmiş olan çetenin yeni lideri muhtemelen brother tuck'un da verdiği gaz ile archer olacaktır, little john ve much yine ekibin en güvenilir parçaları olacak, much bir şekilde kate'in kalbini kazanacaktır... belki bir gün will scarlett ve djaq da kutsal topraklar'dan en azından robin'in cenazesi için geri dönerler... ve prince john'a karşı mücadele, kral richard ingiltere'ye dönene kadar devam eder...

    --- spoiler ---
  • film sonunda da belirtildiği gibi robin hood'un robin hood oluşunu farklı bir objektiften anlatılıyor. filmde herhangi bir kandırmaca aldatmaca yok ki yorumlar bu şekilde tepkili sebebini anlamadım. sonuçta ridley scott'ı ridley scott yapan filmlede kullanmış olduğunu farklı teknik açılar. kendisi de bu görevinin altından yine muhteşem bir başarı ile kalkmış zaten. farklı bir scott çalışması görmedik. sadece farklı bir robin hood yaklaşımı ve hikayenin farklı bir parçasını gördük. kaldı ki sadece teknik açılar değil filmi aktarış şekli de gayet önceki çalışmalarının bir türeviydi. oyuncu seçimi oldukça başarılıydı. zaten mark strong'u stardusttan beri beğenirim. cate blanchett'in ise rolüne cuk oturduğunu düşünüyorum. o zamanlar kocalarını savaşa yolayan kadınların methanetini oldukça başarılı bir şekilde yansıtmış. bu arada richard'tan sonraki john'u bazı sahnelerde inanılmaz bir şekilde henry viii'yi the tudors'ta canlandıran jonathan rhys meyers'a benzettim. zaten the tudors'ta oynayan bir isyancıyı yine aynı karaktere bürümüşler. bir de çekim mekanı sanki merlin dizisinin çekildiği château de pierrefondsgibi geldi bana. ama yanılıyor da olabilirim tabi ki.

    nitekim farklı bir robin hood filmi. ha kevin costner'ın robin hood'unu tek geçerim o ayrı ama kötü diyebileceğim bir çalışma da olmamış.
    ayrıca ridley scott'ın müslümanlık sempatizanını yine hissedebileceğiniz film.

    ha yalnız beni rahatsız eden şöyle bir durum vardı ki haçlı seferlerinden dönen robin hood o kadar kart değil, olmamalı da.
    russel crow'u oynatacak diye karakteri yaşlandırmasına gerek yoktu bence scott'ın.
  • filmden çıktıktan sonra sanki robin hood değil de braveheart ı izlemiş gibi bir tat bırakan film.

    --- spoiler ---

    tamam ikinci filme zemin hazırlanmış ama gereksiz bir hazırlamaydı fikrimce.tüm bu olanları 20 dakikada da anlatır sonra robin hoodun asıl mevzuatlarını izlerdik keyifli keyifli.

    ayrıca marion ve robin aşkının hazırlanışı da zorlama geldi biraz bana.

    --- spoiler ---
  • yabancı erkek ve bayanları ücretsiz , sorgusuz sualsiz alırken ; türk erkeklere 20tl giriş ücreti isteyen alanyadaki meşhur bar. bu sınırlama abaza ve apaçi potansiyelini azaltmak amaçlı yapılmış olmasını anlıyorum lakin ki içeriye girince paranın bunun önüne geçemediğini gördüm.
  • zenginden "çalıp" fakire veren bir adam biraz da olsa aklımızda kaldığı gibi fırlamadır heralde. sanki bu rolü hep mel gibson oynamalıymış gibi geliyor bana. russel crowe ağzını aça aça atla koşunca hani kötü olmuyor da robin hood da olmuyor gibi. bu annem için diyerek değil de daha bir nüktedan çalmalıydı robin hood. yine de güzel film ama çocukluk kahramanımız robin hood' u öldürebilir dikkatli izlemek lazım. o ok saçan robin hood' u. koca filmi 3 okla bitirdiniz şaka maka.
  • --- spoiler ---

    ridley scott'ın robin hood filminin bir sahnesinde, robin hood ve arkadaşlarını köyde kızlar karşılar ve robin hood da arkadaşlarına sakın en güzele odaklanmayın der. burda russel crowe daha önce oynadığı a beautiful mind filmine çok güzel bir selam çakmıştır.
    en güzel kıza odaklanmayın. bu sözü nerden hatırlıyoruz peki? ron howard'ın a beautiful mind filminde john nash kendi teorisini yaratırken bir bar sahnesinden esinlenmiştir. eğer herkes güzel kıza odaklanırsa sadece biri güzel kızı alır ve diğer kızlar da ikinci olmak istemediklerinden erkekleri reddeder. eğer herkes güzel kızı bırakıp diğer kızlara odaklanırsa hem diğer kızları aşağılamamış olurlar hem de her birinin bir kızı olur. yani takım içerisindekiler yalnız kendi çıkarları için değil takımın çıkarlarını da düşünerek hareket etmeliler.

    --- spoiler ---
  • --- bana spoiler gelen sana da gelebilir ---

    eh işte izlenesi film. iki buçuk saatte pek bi bok olduğu söylenemez ama oyuncular ve yer yer senaryo izletiyor filmi. en azından sıkılmıyorsun. bir de bilinen karakterleri farklı değerlendirmeleri güzel olmuş açıkçası. aslan yürekli ve şerif harika. prens john ise süper. tam bi kral. tam bi piç. hele savaşa girerken "beyler, savaşa gidiyoruz. bu benim ilk seferim. ben liderlik edicem." derkenki çocuksu ifadesi çok komiğime gitti. filmin sonundaki götlüğü de bambaşkaydı.

    --- bana spoiler gelen sana da gelebilir ---
hesabın var mı? giriş yap