sistem

• sistemin ici disi muhabbetinin kabak tadi vermeye basladigini soylememe gerek var mi? (diye girince nasil da hasin oluyor heyhat?) sisteme alternatif olarak onerdigin devasa mekanizma ve duzeneklerin lokalizasyon ve adem-i merkeziyetcilikten nasibini alamamis suursuz tahayyulunde kulac atan sensin. devrim mulahazanda bile kendi cesitlilik soyleminin kokune kibrit suyu ekmekte herhangi bir beis gormeyen, yine sensin. elsin; cark mark degil bildigin yagsin, sivisin. bu gittiginde kafama yeni yeni tahakkumleri vurmaktan cekinmeyecek olan sensin. mecmu-a'yi "devrimden sonra kafasi ilk ucurulmasi gerekenler" olarak listeye alan, amac ugruna durttugu ve bindigi araclarda cronenberg karakterleri gibi sirazesi kayan, sensin. klanindan, kulturunden, zevzekliginden, cakma sorumlu-insanim-ben tavrindan tiksiniyorum, bilesin.
  
  devrim mi oluyorsun artik veya diyalektik mi yoksa sistem mi, ne oluyorsan ol, benden uzak dur.
• "insanlar aldandıkları için değil, aldanmadıklarını göstermek için razı oluyor sisteme."
  (jacques rancière, "nasıl bir zamanda yaşıyoruz?")
  
  karnı doymadığı hâlde "oyumu akp'ye vereceğim" diye boyun kıran teyzemiz/amcamız mesela. bir değil, bin değil, milyonlarcasın maalesef. yani akrep gibisin.
• yeterince değişik, özenilmiş ve de başarılı bir klip çekilmiş şarkıya. oyunu kendimizin oynadığını sanan bizlerin aslında daha tepedekilerin oyununda piyon olduğunun gerçekliğidir klipte anlatılan sistem de. en azından ben böyle anladım.
• pürüzlü yüzeyleri pürüzsüzleştirmek için kullanılan yöntemler bütünü.
  
  her sistem bir şekilde bir boşlugu doldurmak için oluşturulmuştur. bu boşluk ise kişisel algılarımıza göre degişiklik gösteren farklılıklardır ve herkeste bu algılar farklı şekillerde yorumlanır. bu da anlamsal/eylemsel olarak kabullenme-kabullenmeme çatışmasına yol açar. çünkü herkes kendi inandıgı sistemi bir şekilde kabul eder, ona inanır. hepimizin kendi dogrularına inanması gibi...
  
  her iki durumda sistem kendi dogrularını yaşatmak için düzleştirme [baskı] yoluna gidecektir. başlangıçta araç olan ve nihai hedefi düzen olan sistem sona dogru kendisini yaşatmak için özünü nihai sonuç olarak ilan edecektir. bu da sistemin ayakta durabilmesi için uzantılarını [birey-grup/psikolojik-sosyolojik] kontrol altına almasına ve bunu sürdürmesine neden olacaktır. sorun şu ki sistem insan orijinli bir yapıdır ve hangi varyasyonu - fraksiyonu olursa olsun sonuç kaçınılmaz olarak aynıdır. ütopik yaklaşımlarla herkesi eşitlik baglamında buluşturmayı tasarlayan ya da daha güçlenmeyi vaadeden finansal sistemlerin mutlak sonucu budur.
  
  sistem kölesi olmamak için dahi sistemin sundugu imkanları kullanmamız ise ironinin dik alasıdır.
• herkesin küfrettiği şey. yalnız sisteme küfrederek düzelmiyor bu durum.
  
  tek tek bu sistemi oluşturan parçaları ele aldığınızda çıldırıyor ama insanlar. ona dokunma, buna dokunma, bu kutsal, o bilmem ne. ama sistem kötü!
• işi iyi gitmeyenlerin, dertli olanların, zor durumdan kurtulamayanların günah keçisi. eskiden her şey kaderin üstüne atılırdı, yani sistem de bir nevi "yeni nesil kader" oldu.
  
  (bkz: fuck the system)
• iddaa nın oynama versiyonlarından. sağlıktan eğitime, spordan iş hayatına, hayatın hiçbir alanında herhangi bir sistem oturtamamış yurdum halkının bu oyunda ki sistemi benimsemesi ne garip çelişki. öyle şapdanadak çözülecek bir şey de değil üstelik.
• yemek ve para sahibi olma hakkina sahipsiniz.tabi biraz aşağilanmayi,soruşturulmayi dert etmezseniz.
• düşüncelerinizi söyleme hakkına sahipsiniz. bunu gerçekten denemeye kalkacak kadar budala değilseniz.
• bir iki hafta önce gerçek kusursuzluğuna aydım. kafamda gezen 234209 tilkinin aslında bi kafeste olduğunu fark ettim. asıl sistem bu yani. verimli binsansan seni o kadar çok emiyor ki, başka hiçbir şeye vakit ayırmana izin vermiyor. böylece onun dışına çıkamıyorsun. işe yaramazın tekiysen oldukça çok boş vaktin oluyor ama işe yaramazın teki olduğun için zaten bi sik çıkmıyor senden. seni sarıp sarmalayan görünmez bi ağ gibi yani. hiyerarşi ile, statü ile, iş etiği ile seni kendi dünyasına hapsediyor, özel hayatındaki davranışlarını bile ketliyor. standardının yükseldiği illüzyonunu yaratıp o dünyadan çıkamaman, zararsız hale gelmen için elinden geleni yapıyor. korkunç bişi bu.