• millet iran olacağız diye boku bokuna tırsıyor, ben tutucu bir iç anadolu kentine dönmekten korkuyorum. (zaten bence daha kötü)

    kent çarşısındaki lisede müdür muavinliği yaptığı için hürmet gören bıyıklı merkez sağ kodamanı deyince, aklımda direkt bülent arınç canlanıyor artık mesela.

    öfff, ne rezalet bir şey şu türk-islam sentezi. birinden birini olmayaydınız keşke ağa.
  • bahsi geçen tutucu bir iç anadolu kenti nasıl olur diye düşünenler için

    (bkz: küçük kentlerdeki kokuşmuş merkez sağ atmosferi)
  • müslümanların herşeyin içine etmesiyle alakalı olan durumdur.

    göğüsler günahmış buzla, alkol harammış reklamını yasakla, kadın saçı harammış türban tak.

    inanç özgürlüğüymüş. modern olmadıkça sen de senin peygamberin de, senin inancını paylaşanlar da "benim için" kendi boşaltım organımdan çıkan sıvı kadar bile değerli değilsiniz. evet insansınız ama "kişisel" değer ölçüsü olarak değer verdiğim insan değilsiniz. modern olunca da dinin yok oluyor zaten çünkü inancının emrettiği saçmalıklardan azıcık uzaklaşınca dinden çıkıyorsun.

    o zaman "oku" kendini geliştir ondan sonra da ya dininden vazgeç (%99 olacak olan bu) ya da git kendini evine kapat.
  • türkiyedeki asıl sorunun şehirleşmek olduğunu bir kez daha hatırlatan dönüşümdür.*
    anadolu, kendi toprağında sanayiisini kurup, kendi "muasır"laşmasını yaşamadıkça, sanayiinin olduğu başka yerlere göç,* tersine dönmeyecek ve göçen insanlar, kendilerini korkutan "böyök şeir"e göre yaşamlarını düzenlemektense, içini fikren tam dolduramadıkları şekilci bir muhafazakarlığa dört elle sarılacaklar.
    tutucu tabir edilen ,hani "sosyal gözlem" üzerinden baskının çok ,ironik olarak zayıf ahlak bağlarının yoğun olduğu az nüfuslu şehirlerde geçmişten günümüze durum hep böyleyken şimdi bu "gözlemek""kontrol etmek" üzerinden ** * baskı büyük şehirlere de sıçradığı için "türkiye" diye genellemeleri rahat yapabiliyoruz.şayet 70 küsür milyonluk bir köye benzettiğimiz koca memlekette birbirimizin dayatmacı ahlak anlayışından/* kültüründen kaçacak yer yok!
    bunun gelişini kestiren toplum mühendisleri, şehir üniversiteleri üzerinden şehirleri medenileştirmek derdine düşerken ,ekonomik olarak taçlandırılmayan * her gelişimin çökeceği gerçeğini hep atladılar.şehri dönüştürmesi gereken aydınlık üniversiteler, şehrin kalıplaşmış düşüncelerinin bilim diye çıktığı ruhsuz binalar/kampüslerden ibaret kaldılar.
    şikayet ettiğimiz nokta bu.kendi toprağında az'a tamah eden zengin anadolu kültürünün hoşgörülü "toprak sahibi" iken bugün işvereninin,kömür vereninin eline bakan, tek avuntusu yakın mazide kalmış "kültürü"; kendini sömürenlerin elinde "tutucu" adıyla maşa olmuş, bezgin anadolu insanları coğrafyası.
  • direklerarası eğlencesine dönüştü.
  • (bkz: recep tayyip erdoğan'ın kontrolünü kaybetmesi) ile bugunlerde doruklara cikan.
  • şu sıralar türbe yeşili renginde bir "loading..." yazısı ile tanımlanabilecek olan hadise.

    yükleme tamamlanınca ülkeyi yeniden başlatmamız gerekebilir yalnız. öyle görünüyor.
  • (bkz: bayburt) çomarlar için güzel bir "destinasyon".
hesabın var mı? giriş yap