*

  • benzer basın faciası için (bkz: konya numune hastanesi nde tesettur rezaleti)
  • ali nesin tarafından şu şekilde cevaplanan iddia:

    "sevgili dostlar,

    vakif olarak zor gunler geciriyoruz. iyi ve kotu gun dostu olarak sizi her zaman yanimizda gormek istiyoruz.

    oncelikle bugunlerde basina intikal eden olaylara itibar etmemenizi diliyorum.

    birkac gun icinde daha ayrintili bilgi verecegim. simdilik su kadarini soyleyeyim:

    tahmin edersiniz ki cocuklarimizin buyuk bir kismi vakf'a psikolojik sorunlu olarak, hatta kimleyin travmali geliyor. kimi taciz gecirmis, kimi taciz gormus oluyor. beslenme ve egitim sorunlari da had safhada oluyor. kimisi genetik izler tasiyor. kendilerini ve sorunlarini ifade edebilsinler diye seramik, resim ve heykel atolyeleri ve 300 kisilik bir tiyatro salonu kurduk. havuz, spor sahalari, ziraat, meyve agaclari... deniz kiyisinda uzun yaz tatilleri, hatta yurtdisi seyahatleri... baleler, muzeler, sergiler, konserler vs. daha iyi beslensinler, inekten taze sagilmis dogal sut icsinler diye bir ciftlik bile kurduk. kendilerine verilen olanaklarin haddi hesabi yoktur. herhangi bir ailenin bir cocugunun bu kadar cok olanagi oldugunu sanmiyorum. tek sorunlari annesiz babasiz olmalari, ki bu da az sey degil. toplam 46 cocuk icin 20'den fazla maasli calisanimiz, 10'dan fazla gonullumuz var. aylik giderimiz 40 ile 60 milyar arasinda degisiyor. toplumumuzun bu en sanssiz cocuklarina en fazla sans tanimak icin elimizden geleni yapiyoruz.

    gerek bizim vakfimiza gerek diger benzer kurumlara gelen cocuklarin bircogu birer saatli bomba gibidir. ne zaman, nerede ve hangi siddette patlayacagi belli olmayan birer bomba... bu bombayi tesirsiz kilmak, en azindan potansiyel yikici enerjiyi olumlu bir yonde kanalize etmek gerekir. boylesine zorlu bir ugrasta arada bir kazalar olmasi kacinilmazdir. %1 patlama olasiligi olan binlerce bombadan birinin patlama olasiligi elbette oldukca yuksektir. en magdur durumlarda dogmus ve buyumus cocuklari topluma kazandirma ugrasinda yuzde yuz basari beklemek bu kurumlara yapilan en buyuk haksizliktir.
    neyse ki bugun icin nesin vakfi'nda boyle bir bomba patlamamistir. ama gunun birinde olabilir. 11 yildir nesin vakf'indayim ve gece gelen her telefonda kalbim duracak gibi oluyor. gunun birinde bir sorun yasadigimizda bugunku gibi yanimizda olmanizi dilerim. cunku biz hep halkimizin en magdurlarinin ve en caresizlerinin yaninda olduk.

    kamuya yanlis yansiyan olaylarin aslini daha sonra, daha fazla bilgilendigim zaman anlatacagim. simdilik bulgularimi sizlerle paylasmak istiyorum.

    a) kesinlikle tecavuz sozkonusu degildir.

    b) bundan 4-5 yil once, cocukluk doneminde sakli gizli oynanmis bir "evcilik oyunu" vardir. bu evcilik olayi cocuklarin gecmiste yasadiklari olaylarin etkisiyle asiriya kacmistir. bunun farkina varilmis ve gereken onlemler alinmistir. eger bir taciz sozkonusuysa, 10-12 yaslarinda, ergenlige henuz erismemis bir cocuk ne kadar taciz edebilirse o kadar taciz sozkonusudur.

    c) 19 yasindaki delikanlilarimizdan biri, bence ancak annesiz buyumenin neden olabilecegi patolojik bir ruh haliyle 14 yasindaki bir kizimiza asik olmustur. cocuklarimizin ozel hayatlara girmemek icin ayrintilarini aciklamak istemedigim bir nedenden dolayi bu delikanli diger iki delikanliya iftira atmistir. iftirayi atan delikanlimiz olaylarin bu boyuta ulasacagini tahmin edememis ve yaptiklarinin sonuclarina katlanacak cesareti olmadigindan su anda izini kaybettirmistir. dun gece kendisiyle telefonda konustum ve vakf'a gelmesini, bana guvenmesini soyledim. ozel konusmak istedi. kabul ettim ama daha sonra kendisine ulasamadim.

    d) bir ihtimal bu iftiraya kanan, ama bana kalirsa nesin vakfi'nin adindan yararlanarak unlenmek isteyen bir anne vardir. bu anne, uc kiz cocugunu vakf'a verdikten 6 ay sonra is degistirmis ve vakf'a son model mercedes'lerle, ciplerle ve kurklere gelmeye baslamistir. televizyon dizilerinde ve reklamlarda oynadigi bana verilen bilgiler arasindadir.

    olaylarin akisi, butun bunlarin cok onceden tgrt tarafindan planlandigini gostermektedir. ayrica cocugunun tecavuze ugradigini iddia eden annenin sogukkanliligi ve sinema yetenegi de akillara durgunluk verecek seviyededir.
    herhangi bir olayi ortbas etme niyetinde olmadigimizi nesin vakfi'nin tum calisanlari adina ve nesin vakfi'ni yasatmak icin yasamini yuzseksen derece degistirmis biri olarak kendi adima kamuoyuna saygilarimla duyururum.

    ali nesin
    nesin vakfi yonetmeni"
  • ali nesin tarafından iddialara cevap olarak aşağıdaki satırlar eklenmiştir;

    ------------------------------------------------------------------------------------------
    sevgili dostlar,

    medyaya her zaman inanmamak gerektigini bilirdim ama bu olcude bir karalama kampanyasini katiyyen tahmin edemezdim.

    tek kelimeyle tuyler urpertici.

    ustelik yalan oldugu kolayca kanitlanabilecek seyler yazip ciziyorlar...

    ornegin, cocuklarin adli tip raporlarinin olumsuz ciktigi haberleri tamamiyle asilsizdir.

    surmekte olan adli bir surec var. bu yuzden konusmak istemiyorum. ama bu kadar yalana dayanamadim.

    verdiginiz goz yasartici destek icin nesin vakfi cocuklari ve calisanlari adina cok tesekkur ederim.

    bu kadar cok dogru balcikla sivanamiyor.

    sevgi ve saygilarimla

    ali nesin
    ------------------------------------------------------------------------------------------

    ve bir tane daha;

    ------------------------------------------------------------------------------------------
    medyanin sayisiz yanlisindan biri daha: su anda adli surecten gecen kisilerden hicbiri vakfimizda egitmen degildir. medyada sozu edilen tum kisiler nesin vakfi cocuklaridir.

    saygilarimla duyururum.

    ali nesin
    ------------------------------------------------------------------------------------------

    benden de ek olarak: inanmak istemiyorum, gerek ali nesin gerek aziz nesin'e olan sevgi ve saygım, ali nesin ve ekibinin açık yüreklilikle ve azimle yürütmeye çalıştıkları bu kurumda, iddialara benzer olaylar olduysa bile bunun yönetimin veya orada çalışan eğitmenlerden kaynaklandığına inanmak istemiyorum. çünkü ali nesin'in nesin vakfın'a ayırdığı zamanı, verdiği emeği, tırnaklarıyla getirdiği yerlerive getirmeye çalıştığını gözlerimle gidip görmesem bile, üye olduğum mail listesine gelen her mailinden hissediyorum.

    galeyana gelinmemesi, boş konuşulmaması ve araştırıp sonuca ulaşılması ümidiyle...
  • her ne kadar hurriyet tarafindan kesin hukme baglanmis olsa da yargi tarafindan beraatla sonuçlanan dava, iddia.
    (bkz: #10469351)
    simdi gelelim meselenin biraz da hurriyet tarafina; elimizdeki konya numune hastanesi nde tesettur rezaleti ve aziz nesin vakfi nda tecavuz iddiasi gibi haberlerine dayanarak hurriyet gazetesinin nasıl boyle haber yapabildigine, kimlerin bu haberleri yonetici olarak onaylayabildigine. bu haberi yapan, onaylayan habercileri(!) hayal ettigimde aklima direk olarak ağzından salyalar akarak reyting, tiraj diye bağıranlar geliyor. tabii ki atesin bulundugu yeri yakmasindan kelli zarar verdikleri ilk once kendi meslekleri, bu işi onuruyla yapan insanlar. fakat burda bitmiyor elbette, çamur atip iz biraktiklari kişiler ve belki de en onemlisi, en genis caplısı, misket bombasi etkisi verense biraz dusunen, sorabilen herkesin, medyada yer alan haberin yalan oldugu, duzmece oldugu, en iğrenc vıcık vıcık şekliyle şaka(!) haber olabilecegine inanmasidir. her ne kadar digerleri çok onemli olsa da -ki memleketten kac tane nesin vakfı cikar da sen bunu da bitirmeye calisiyorsun- toplumun dogru haber alma hakkina yapilan saldiri en acimasizi, en alcakca olanidir. toplum olarak yaşamanın gereği olarak iş paylaşimi varsa, fırından ekmek aliniyorsa bu insanlardan da haber aliniyor. nasil ki fırında ekmek çıkmayinda adama çemkiriyorsak, "ne yiyecegiz biz" diye hakkımızın peşine düsüyorsak, bu haberi yapan insanlara da birilerinin haber yapmanin sadece bir iş olmadigini, bu işi yaptiklari için bizlere karşı sorumluluklari oldugunu hatırlatmasi gerekiyor. hiçbir zaman dişe diş tavrını benimsemesem de - fasizm konusma yasagi degil soyleme mecburiyetidir *** - bu insanlara ekmek bile vermeyerek bize karsi isledikleri kabahatin nasil bir minvalde oldugunu birilerinin hatirlatmasi gerekiyor. en azindan beni bu denli çıldırtıyorlar. medya, yavşakliği, vıcık vıcıklığı, unlu degerleri(!) olarak karsimiza dikdikleri insanlariyla beni delirtiyorken, bir de bu kadar hayati onemde toplumsal bir işlevi baltalamari beni iyice cileden cikariyor. uğur mumcuyu dusunuyorum sadece hayatima kattigi muthis bir dusunce sekli olan "bilgi olmadan, fikir olmaz"ı dusunuyorum; iyice cildiriyorum.
    kim bu haberi yapan insanlar, neden yapiyorlar?
    biraz sakin olmaya calisiyorum. olayin nasil gelsebilecegini dusunuyorum. stajyere git fotografla diyorlar, yaz diyorlar. o da garibim bir sekilde meslegine devam edebilmek, bu carkin icinde biraz guç kazandiktan sonra dogrulariyla hareket edebilme hakkini edinebilmek icin yaziyor diyorum. iste tam bu sira da yine sormaya basliyorum: yoneticler neden boyle haber istiyor, ey genc gazeteci! sen gercekten haramla buyuyen cocuktan helal insan gordun mu, bu kadar mi caresizsin, açsın, işe muhtaçsın, ya da ne pahasina olursa olsun gazeteci etiketi taşımak istiyorsun. yalniz bilesin ki benim gazeteciye saygim kalmadi, artik satilik kalemler olarak adlandiriyorum. neye satildigi onemli degil ya paraya, ya mevkiye ya da kariyer gelişimine.
    (bkz: medya)
    (bkz: nefret etme hakki)
  • sadece hürriyet ve diğer basın organlarının değil, daha önce de birtakım kişi ve kurumlar hakkında asılsız iddialarda bulunan ve dava açılmasını sağlayan "insan"ların -son zamanlarda giderek artan tecavüz vakalarını kullanarak- ali nesin'i politik eylemlerinden dolayı yıpratmak için "oluşturduğu" iddia gibi görünüyor.. bu korkunç "insan"ların kim olduğunu öğrenmek için ali nesin'in birçok gazeteye yaptığı açıklamalarının (ki bunlar internette de vardır) satır aralarına bakmanızı tavsiye ederim.
  • ali nesin'in cumhuriyet gazetesiyle yapilmis soylesi:

    -çocuklarin tutuklanip serbest birakilma sürecini özetler misiniz?
    cocuklar pazartesi aksami (8 ocak) gozaltina alindilar. carsamba aksami tutuklandilar. carsamba ve persembe gecelerini cezaevlerinde gecirdiler. cumayi cumartesiye baglayan gece saat 00,30 gibi serbest birakildilar. tutuklama kararini veren de bozan da catalca sulh ceza mahkemesi.

    bu arada jandarmadan hicbir sikayetimiz olmadigini bildirmeliyim. son derece uygarca, insan ve cocuk haklarina saygili bir bicimde davrandilar. ama cezaevinde ayni sey olmadi.

    -çocuklarin cezaevinde dayak yedigini söylediniz. durumlari nasil?
    cocuklarimizdan 18 yasindan buyuk olani metris'te kaldi. orada hem disardaki askerlerden, hem de icerdeki gardiyanlardan dayak yemis. surekli dovuldugunu, asagilandigini, korkutuldugunu, kogus agasina teslim edildigini, yerde battaniye ustunde yatirildigini soyluyor. kogus agasi cocugumuzdan haftada 50 milyon istemis ve "sen de nasil olsa eroin iceceksin" demis. giriste, "yemek fisi verecegiz" gerekcesiyle parasina el konulmus ama verilmemis ve cikista parasi iade edilmemis. bu cocugumuzun bacaginda yedigi tekmelerden kalan izler ve basinda bir sis var. baska iz var mi bilmiyorum. inceleme sonucu gorecegiz.

    ikinci cocugumuz 18 yasindan kucuk ve bayrampasa cezaevinde kaldi. yasi itibariyle birine teslim edilmesi gerekirken, yalniz birakilmis, annesini aramis ve annesi almis. ben biraz once (13 ocak cumartesi saat 16) gordum kendisini. yurumekte ve konusmakta zorlaniyor. psikolojik travma geciriyor. bir gardiyan falakaya yatirmis ve suratina cok vurmus. gardiyan surekli, "bu sucu yaptigini kabul et, seni birakayim" demis. cocugumuz sucu kabul etmemis. gardiyani gorurse taniyacagini soyledi. daha sonra cirilciplak soyup plastik borularla dovmusler. kogusa alindiginda, kendisine salik verdigimiz gibi diger mahkumlara hirsizliktan yattigini soylemis, ancak tecavuz suclamasiyla girdigi anlasilinca, "sen bize nasil yalan soylersin!" deyip tekme tokat dovmusler. "seni tecavuzculer kogusuna gonderecegiz, orada seni sisleyecekler, sana tecavuz de edecekler, burada yedigin dayagi her gun orada da yiyeceksin" diye korkutmuslar. cezaevinde gordugu vahset sonucu disleri kenetlendiginden yemek yiyemiyormus, sadece su icebiliyormus. annesinin ifadesine gore butun gece annesine sarilarak ve yumruklari kenetlenmis bicimde yatmis. cezaevinden ciktiginda ilk olarak annesini aramis ama disleri kenetli oldugundan konusamamis. dorduncu arayisinda zar zor bir iki kelime edebilmis. kendisine "tahliye edileceksin" dendiginde, kelimenin anlamini bilmediginden, "tecavuzculer kogusu"na alinacagini sanmis ve "ben bittim!" diye dusunmus.

    her ikisinin de uzun surecek bir psikolojik tedaviye ihtiyaci var, ozellikle daha genc olanin.

    -hangi hastanelere kaldirildilar?
    18 yasindan kucuk cocugumuz vakf'a geleli yarim saat ya oldu ya olmadi. su anda eyup savciligindalar. ardindan eyup'teki adli tip'a gidecek. diger cocugumuzu da ayni adli tip'ta kontrol ettirecegiz.

    -çocuklarla görüstünüz mü? neler söylüyorlar?
    18 yasindan buyuk cocugumuzun agzindan laf almak kolay olmuyor. sik sik dalip gidiyor. savciya daha cok sey anlatacaklardir.

    - kiz ögrencinin tecavüze ugrayip ugramadigi belirlendi mi?
    basinda cikan haberlerin tersine birinci rapor olumlu cikti. herhangi bir tecavuz bulgusuna rastlanmadigi gibi kizlar bakire ciktilar. daha ayrintili ikinci bir inceleme yapildi. sonuclari bekleniyor. yalan haberleri yayan ve yayimlayanlarin pesini birakmayacagiz.
    koy enstituleri de "fuhus var" iddiasiyla kapatilmisti. ayni senaryonun tekrarlanmasina izin vermeyecegiz.
  • ekşi sözlükte tecavüz rezaleti değil de iddiası kavramına başvurularak incelenmiş olması olumlu gelişmedir, hem sözlüğün kendisine hem basına örnek olur dileğimiz.
  • olaylarla ilgili demeç veren kızın annesinin, ettiği her üç cümle akabinde kameraya dönüp "emanet ettiğimiz çocuklara böyle mi bakıyorsun aziz nesin", "böyle mi bilmem ne ediyorsun aziz nesin" şeklinde bir süre galeyana gelip cırlaması, aziz nesin'in isminin her geçişinde o bölümde sesinin desibelini arttırması ile aklımda yer edeceğe benzeyen hadise. tv den bir tek kendilerine denk geldim, ardından da ali nesin'in gazetecilere yaptığı kısa açıklama.

    sanki teyzenin kızını aziz nesin, tövbe estafurullah, şimdi açtırıcaklar kutuyu söyletecekler kötüyü.

    sizin boklu habis düzeniniz henüz çatalcadaki o el emeği, göz nuru yuvaya sirayet etmedi. herkesi kendiniz gibi sanmak gafletine düşmeyin. bırakın bir yer de kitlesel taaffünden nasibini almasın, temiz kalsın. bırakın.
  • aydın doğan'ın hürriyet markalı ürününü ve pazarlama müdürü ertuğrul özkök'ün satışından sorumlu olduğu diğer mamülleri ebediyyen boykot etmeme neden olmuş kepaze asparagas örneği.

    sizin iftiralarınız yüzünden işkence yapılan çocuklardan özür dilemek ister misiniz?

    size son sözüm:
    insan ol cihanda bu dünya fani
hesabın var mı? giriş yap