hesabın var mı? giriş yap

  • fenerbahçe ile oynanacak süper kupa maçının centilmence geçmesi temennisini "şunun bilinmesini isterim ki, yıllar sonra birer delikanlı, birer genç kız olacak miniklerin 'soma için oynanan finali hatırlıyor musun ne kadar güzel bir gece olmuştu' demesi beni tüm zaferlerden daha çok mutlu edecektir." diyerek dile getirmiş güzel insan.

    şu kirlenmiş türk spor camiasına ne kadar örnek olur bilinmez ama umuyorum ki güzel bir iz bırakacaktır bu topraklarda.

    edit: bırakamadı.

  • eminim iktidar odaklarının hoşuna gidiyordur bu. bir ülkede muhalifin entellektüel derinliği, ülkeyle beraber dünyada da yankı uyandırır. hatırlayın, nazım hapise atıldığında nerudaların picassoların ayağa kalkışını. sabahattin alileri düşünün. cemal süreyaları düşünün. dünyaya bakın. brechtleri düşünün, victor jara'yı düşünün. allen ginsberg'leri, john lennonları düşünün.

    bilerek uç örnekler verdim. mazur görün. ama şimdi de atilla taş'ı düşünün. bir iktidar daha güzel muhalefet isteyebilir mi kendine? bunun bi tık üstü de yılmaz özdil zaten. siz düşünün gerisini.

  • 1111 1111 ffff şifresini kendi kendime bulmam. oyun bayağı ileriden başlıyordu ve 3-5 maç sonra dünya kupası elemeleri başlıyordu.

    takım listesinde üst taraflardaki takımlara özel kafa ve özel rövaşeta ( top kırmızı oluyordu ) vurulunca gol olması fakat alt taraftaki takımların bu vuruşları yememesi.

    sahaya yıldırım düşünce bazen topun elektriklenmesi ( galiba top ıslak yerde olunca ya da ıslak olunca - rengi mavimsi oluyordu - ), elektriklerince eğer saha ile bağlantısı kesilirse topa değen oyuncuları elektrik çarpması ( havadan pas atınca ya da topu havaya dikince ).

    topun üstünde yürüyebilmek.

    brezilya'daki patlak gözlü oyuncu, arjantin'in açılan kalecisi, italya'nın güneş gözlüklü kaptanı ve oyunu öğrenene kadar gol atmasının zor olduğu kalecisi, bazen sizin takımınızdaki oyuncuların sizi dinlemeyip kafalarına göre davranmaları, üst taraftaki takım oyuncularına omuz atınca onların yere düşmesi fakat alt taraftaki takımlara gelince bunun tam tersi olması (italya'daki oyunculardan top çalmak istiyorsanız ayağına kaymak zorundaydınız, omuz atınca iki taraf da yere düşüyordu).

    uzayıp giden listedir.

  • bir kere daha ağzındaki baklayı çıkarmıştır. işte o açıklama:

    milli takımlar teknik direktörü fatih terim'in ayrılmasıyla, türkiye'nin büyük bir kaosa gireceğini ileri süren vural, şimdiden yeni teknik direktörün yerli mi, yoksa yabancı mı olması gerektiğinin tartışıldığını söylerken, kendisinin de bu göreve talip olduğunu açıkladı.

    ''en azından ben varım mesela. 25 yıldır bu ligde çalışıyorum. eğitimim var. yabancı dilim var. bize verilen imkanlarla neler yaptığımız belli. milli takıma çok futbolcu yetiştirdik. ben kendimi aday görüyorum, ama bir tane gazetede adımız geçmiyor. demek ki işin uzmanlık boyutuna bakılmıyor. o yüzden biz de 'tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok' misali, türkiye'de futbolu yönetenlere içimizden içimizden kırılıyoruz. yeteri kadar deneyim isteniyorsa tecrübeliyim. avrupa'yı biliyorum. daha düne kadar bu ülkede pro lisans sahibi olan sadece bendim. bu ülkeyi benden daha iyi tanıyan biri olabilir mi? iki tane akademi bitirmişliğim var. yabancı istiyorlarsa, ben aynı zamanda alman vatandaşıyım.''

    valla ben ikna oldum. en azından bir somestre. bi buldurun be.

  • bir motorcunun trafikteki magandalığını göstermiş videodur. kadın arabasında trafik ilerlemiyor ilerlerse de sorunsuzca şeridinde ilerliyor, trafik böyleyken ister telefonuyla ilgilenir isterse ankara havası oynar sanane lan.

  • yurt dışında yaşamadığına göre ikea diye okumasında bir sakınca bulunmayan insandır.
    yurt dışında yaşasa yine ikea diye okuyabilir, nedir yani, insanın kültür seviyesi salt bununla mı ölçülüyor?
    yabancı turistler türkiye'ye gezmeye gelince trt spikeri gibi mi konuşuyor amk?

    ikea, ikea, ikea. okudum işte.
    pardon cehaletten burnum kanıyor şu an 1 sn :(

  • başlığı altında saçma sapan entry'lerin girildiği takım. adam olsaydık da hatay'a 3-0 değil 1-0 yenilseydik. ya da 90+5'te kendi sahamızda rize'den 4. golü yemeyip 1 puan bari alsaydık. 76. dakikada 3-1 öne geçtiğimiz maçta beşiktaş'a 4. golü atıp şampiyonluğu genel averaja bırakmasaydık. şampiyonluk maçında averaj lazımken emre akbaba ve arda turan gibi el frenlerini ilk 11 başlatmasaydık. bunların hiçbirinin suçlusu hatayspor değil. 30 yıldır ankaragücü maçını konuşan beyinsiz adamlardan bi farkınız olsun.

  • gençler telaşa mahal yok; yukarıda da bahsedilmiş zaten; iş kanunu kapsamında hafta tatiliniz zaten korunuyor.

    mesele bu değil. mesele ne biliyor musunuz? günde 12 saat çalışıp fazla mesai ücreti alamamanızda. patron bugün çıkıp size "haftada 7 gün çalışacaksın" dese, buna itiraz edecek gücünüzün ve cesaretinizin olmayışında... sgk primlerinizin asgari ücretten yatışında; agi ödemesi alamamanızda, yol ücretinizin ödenmemesinde, öğle tatili yapamamanızda, doğum izninizi kullanamamanızda; kısacası haklarınızı almak için mücadele etme gücünüzün bulunmayışında...

    yani mesele, işçinin kanunen az korunması değil; işçi aslında korunuyor. ama kanunu uygulayan yok abi ve biz işçiler olarak buna gıkımızı bile çıkarmıyor-çıkaramıyoruz.

    önce mevcut kanunu uygulatmayı başaralım da; haklarımızın iyileştirilmesi için sonra mücadele ederiz.