hesabın var mı? giriş yap

  • ikinci dünya savaşı sonrasında başta amerika olmak üzere bir çok dünya ülkesinde, baby boom olarak adlandırılan bir nüfus artış hızı görüldü. bu nüfus artış hızında etkili olan bir çok etmen var. doğum oranlarındaki patlamanın psikolojik, sosyolojik, evrimsel ve ekonomik boyutları mevcut. suriyeli göçmenlerin çocuk sahibi olması da bu açılardan değerlendirmeli.

    evrimsel olarak türler tehlike altındayken üreme içgüdüleri aktive oluyor. bu türün devamı için gerekli. nüfusta çeşitli nedenlerle hızlı azalmalar görülmesi, üreme davranışını arttırıyor. insan türünde de böyle bir eğilim söz konusu.

    ekonomik ve psikolojik açılardan bakarsak, büyük savaşlarda ve çok kötü koşullarda yaşayan insanlar, o dipteki halden sonra biraz feraha çıkınca kendilerini daha güvende hissetmeye başlıyor. insanların hayattan beklentileri savaş yüzünden düşüyor, bu nedenle kötü koşullarda bile yaşasalar rölatif olarak beklentileri karşılanmış oluyor. bu da çocuk sahibi olma davranışını arttırıyor.

    savaşlarda erkeklerin daha çok ölüyor olması, nüfustaki kadın/erkek oranının kadın lehine artması da doğum oranlarını arttıran bir faktör olarak kabul ediliyor.

    'bunlar da savaştan kaçmış hala doğuruyorlar' demek yerine, olaylara biraz daha geniş perspektifle bakmakta fayda var.

    mülteci sorunu artık tüm dünyanın sorunu. dünyanın her yerinde, güç odaklarının çeşitli menfaatler uğruna ateşlediği yangınlar, yani savaşlar var. mülteciler mağdur ve iyilik bize mağdurun yanında olmayı öğütler. bunu her zaman akılda tutmak gerekli.

    dipnot: perişan halde çocuklar ve ebeveynler görmek beni çok üzüyor ancak bu tip meselelerin düzenlenmesi sadece bireylere bırakılmamalı diye düşünüyorum. dünyanın ciddi mülteci politikası düzenlemelerine ihtiyacı var. başta aşılama ve doğum kontrolü olmak üzere sağlık politikaları, istihdam ve barınma düzenlemeleri şart. bm ne yapıyor allahaşkına, çok merak ediyorum.

  • bu adamın hikayesi suriyeli ailelerin çektikleri zorluklar hakkında yapılmış röportaj serisinin sadece biriydi. röportajlarda bütün suriyeliler çektikleri sıkıntılardan ve gördükleri muameleden de bahsediyorlardı. bu adamın hikayesi tutunca başkan obama bu adamı ve ailesini abd'ye aldığını sosyal medyadan duyurdu.

    türkiye gibi milyonlarca suriyeliyi ülkeye doldurur ve hepsini sefil koşullarda yaşamaya mahkum edersen işte hem ülkene aldığın suriyelilere yaranamazsın, hem kendi vatandaşının tepkisini alırsın, hem de ülke dışında eleştirilirsin. ama başkan obama aradan bir tane cımbızla çekince insanlık yapmış olur. ingiltere 50bin mülteciyi 5 senelik bir süreçte gıda/barınma sorununu çözecek şekilde alacağını duyurduğunda insanlık yapmış olur. sen 3 milyon suriyeli ülkene gelişigüzel doldurarak türkiye'nin demografik haritasını değiştirirsin ama ne suriyeli'lere ne kendi ülkenin vatandaşına ne de dünyaya yaranamazsın. stratejik derinliğiniz için tebrikler.

  • bu gece evden alkol almak için dışarı çıkar çıkmaz polis çevirmesinde geçen diyolog:

    polis: ehliyet ruhsat.
    cmbkts: tabi buyurun.
    polis: alkol aldık mı?
    cmbkts: yok daha almadım. almak için çıktım.
    polis: (elinde alet olmasına rağmen üfletmeden) al, iç bir tur at gel bekliyorum burada.
    cmbkts: evde içecem ben ya.
    polis: canın sıkılır çıkarsın filan 3' e kadar buradayız biz.
    cmbkts: eyvallah.

  • --- spoiler ---
    17.bölümde; metin'i gören emrah, elindeki tesisat borusunu açarak naber santino demiştir, bilindiği üzere godfather'daki santionun malafatı normalden çok büyüktür, santino'nun malafatı hakkındaki durum ise filmde değil, kitapta net olarak ifade edilmektedir.

    --- spoiler ---
    bu sahneyi kim yazdıysa, kendisine hürmet ve selam ediyorum, büyüksün reyiz!
    edit: twit attım, durgun onay, çağlar yurt'u işaret etti, çağlar da çok efendi çocukmuş, ben yazdım falan demedi.
    (bkz: durgun onay)
    (bkz: çağlar yurt)

  • acil isler dışındaki (tutukluluğun gözden geçirilmesi vs) tüm duruşmaların ertelenmiş olmasına rağmen, anlaşmalı boşanma nasil acil sayılıp, tek celsede bosanma kararı verilmiş, merak etmekteyim.
    kanun önünde herkes eşitti değil mi? yarın sıradan vatandaş denesin bakalım, boşanma davası bu kadar hızlı sonuçlanacak mı?

  • 10 yıldan fazla bir süredir elektronik ve mobil sektöründe çalışan birisi olarak turistik bir ilçede görevimi sürdürmekte olduğumdan telefon ve fiyatıyla ilgili bir yorum yaparsam eğer ;

    1.ülkede vergi yükü çok yüksek.bu telefonda da 2000 liraya yakın bir vergi var.satın alanlar yine devlete çalışacak.geri kalan yine amerika'ya tabi ki...
    2.işsiz,asgari ücretli,zengin farketmez bu fiyatla kredili,kredisiz,hat üzerinden,nakit yada tek çekim olarak bu yeni telefona çok alıcı gelecek.gelişmemiş yada gelişmekte olan ülkelerde mesela bizde bu ilgi çok daha fazla.ben çalıştığım yere gelen yatı,villası,lüks arabası olan tanıdığım çok fazla yerleşik yabancının elinde hala iphone 4,4s,s2 yada tuşlu telefon görüyorum.alacak güçleri var ama görüş açıları bizden farklı.bozulana kadar kullanıyorlar.tamir ettiriyorlar.yahut bu fiyatlar onlara yüksek geliyor.kendi ülkelerinde hat üzerinden neredeyse bedavaya alıyorlar.tabi bizdeki gibi fahiş ücretler çıkmıyor hat üzerinden.
    3.orta halli yada geçim sıkıntısı yaşayan dar gelirli bile zenginin arabasına,evine sahip olamadığı için en azından kompleksini böyle yeniyor.onların kullandığı telefonu kullanırım yine de geride kalmam diyor.15 yaşında çocuğa bile okulunda her arkadaşının elinde iphone x var.ben niye almayayım diyip borç harç satın alacak çok insan tanıyorum.
    4.neredeyse 3 aylık asgari ücretli maaşını geçen bu telefon cari açığımızı her ithal ürün gibi yine zıplattıracak.
    5.iphone x mükemmel bir telefon olabilir.ki her apple ürünü ve servisi gibi yine başarılı olacaktır.kronik sorunları olacak mı göreceğiz.
    6.bu telefonun maliyeti bu ülkenin insanına çok fazla.biz bu kadar zengin bir ülke değiliz(ana muhalefet partisi tarzında da bir eleştirim olsun dedim ama zaten doğrusuda bu)
    7.tablet,pc,notebook,tv,radyo,navigasyon aleti,sporcu saati,adım sayar,oyun,wi fi ve mobil internet tarayıcı ekranı,mp3 çalar,fotoğraf makinesi,e-book gibi görev yapan bu akıllı telefonu diğer bütün bu aletleri ayrı ayrı almak istemeyen her dünya vatandaşı alabilir.herkesin keyfine göre.iphone ile foto çekip fotoğraf sergisi açan,kısa film çekip ödül alanlar var.bizde böyle birşey var mı bilmiyorum fakat iphone x yine uzun bir süre konuşulacak ve android kullanıcıları tarafından eleştirilmeye devam edecek gibi...

  • ne zaman bu gençleri, bu yavrularımızı, bu can yiğidolarımızı görsem mcdonalds'ın önüne oturup bağlama çalasım geliyor dertli dertli... bilhassa iki katlı mcdonalds'ların üst katına yerleşmiş bu topluluk aslında hemen farkedilebilir. birbirine aşık ve masanın üzerine kafalarını dayayıp el ele tutuşan rosromantik bir genco çift ve onların çevresindeki kızlı erkekli arkadaş grubundan oluşan bu gençler kış sezonunda sağa sola koydukları montlarıyla kurdukları koloninin sınırlarını çizerler. en önemli özelliklerinden biri de masa tutuculuğudur. bu iş için aralarındaki romantik çiftleri kullanırlar. kolonilerinde yaşayan diğer gencolar ise "ben bi' eda'ya bakmaya gideyim", "bizim cenk'ler gelecekti, ben onlara bakacağım" falan diye türlü güdilik nedenlerle koloniyi terketseler de mutlaka dönerler.

    çeşitli konularda sohbet ederken içlerinden biri mutlaka küser. koloninin sevilen üyelerinden biri küsen kişiyi geri getirmeye gider. çünkü koloni ne kadar kalabalık olursa o kadar güçlü görünecektir çevreye karşı. mcdonalds (ya da burger king) kalabalıklaşıp uyarı aldıklarında ise içlerinden birini ortamdaki en ucuz ürünü almaya gönderirler. bu yavrularımızın ömürlerini böyle tüketmelerine üzüleyeim mi yoksa abd gençlik muvilerindeki gibi çete kurmayıp sağ sola saldırmadıkları için sevineyim mi bilmiyorum. ne zaman bu toplulukla karşılaşsam karmaşık hislere kapılıyorum. gerçi ben kenan erçetingöz'ün bıyıklarına bakınca da karmaşık hislere kapılıyorum. gerçekten çok ilginç bıyıkları var kenan abi'nin...

  • ürkütücüdür. eylem süresince eylemcilere karşı öyle aşırı tepkiler duydum ki kanım dondu. yok kafalarına sıkacakmışsın, yok bilmem ne yapacakmışsın... komşunun oğlu/kızı belki oradaki, senin insanın ya? bu nasıl bir vahşet? allah akıl fikir versin hepinize. zaten baştakilerin çok daha basit şekilde bitirebilecekleri bir eylemi kışkırtmalarla bu noktaya getirmelerinin amacı da buydu. şimdi kim provakatör kim oyuna gelen söyleyin?

    edit: biz göçmeniz, bosna'da akrabalarımız var. yıllarca bosna savaşının vahşet hikayelerini dinledik. orada birlikte gülüp eğlendiği, düğününe derneğine katıldığı komşuları katletti boşnakları. sırf dini farklı diye. işte sizin o sırp kasaplarından hiç farkınız yok, bilesiniz.