hesabın var mı? giriş yap

  • adeta "neden evlenmeyin" minvalinde listeler dönüyor. sadece masraf değil, aynı zamanda ne tip insanların evlendiğini görmek açısından da.

  • öyle ya da böyle, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama çocuklar duymasın dizisi gerek rating, gerekse uzun süreli olması bakımından türk televizyonculuk tarihinde önemli bir yere sahip. (bakınız burası önemli, burada dizinin kalitesini tartışmıyoruz.)

    peki zamanında tekrarları bile rating listelerinde üst sıralarda yer alan bu dizinin aslında bizlerin hatta anne babalarımızın bile çocukluğunda yer alan taşdevri (bkz: taşdevri) (bkz: flintstones) çizgi dizisinden epey esinlenildiğini iddia etsem…

    haluk = fred çakmaktaş

    meltem = wilma çakmaktaş

    selami = barney moloztaş

    gönül = betty moloztaş

    havuç = bambam

    duygu = çakıl çakmaktaş

    çizgi dizide de fred (haluk) kaba saba iken barney (selami) light erkek.

    fred (haluk) ve barney (selami) aynı iş yerinde çalışıyorlar.

    barney (selami) ve betty (gönül)'ün de çocukları olmuyor.

    wilma (meltem) tüm maçoluğuna rağmen fred'in tırstığı karısı.

    fred (haluk) ve barney (selami)'nin patronu bay slate (bkz: bay slate) de tıpkı fıs fıs ismail (bkz: fıs fıs ismail) gibi sürekli başlarının birlikte belaya girdiği ama bölüm sonunda sorunu tatlıya bağladıkları bir karakter.

    daha yazamadığım ve irdelenirse çıkacak pek çok benzerlik sebebiyle tekrar iddia ediyorum ki, çocuklar duymasın taşdevri'nden araklanmıştır.

  • 2002 sonları , serinin ilki olan felsefe taşı'nın filmini ağzım açık izledikten sonra yana yana serinin ikinci kitabını arıyorum. o zamanlar gaziantep'in yeni yerleşimlerinden fakat mahrumiyet mahallelerinden olan bir yerde oturduğum için güncel kitaplara ulaşmak mesele. semt kütüphanesi de yeni kurulmuş fakat orda da bulamıyorum.

    derken okulun yılbaşı çekilişi geldi , herkes çekilişte kendine kim çıkarsa ona hediye alıyor. şansıma çekilişi yapan türkçe öğretmeni benim adımı çekti ve hediye ne istersin dedi , haftalardır bu anı bekliyormuşçasına "sırlar odası kitabını istiyorum" dedim. hoca haftaya elinde kitabın korsan versiyonuyla geldi , kitapçıları gezmiş bulamamış , kitap sevgimi bildiği ve sanıyorum sevdiği öğrencisi olduğum için de sahafları arşınlamış , temiz bir ikinci elini bulmuş bana verdi.

    sömestr arasına girer girmez de her tatilde olduğu gibi tekstil atölyemizde çalışmaya başladım. işimi hızlıca bitirip yarım saatte bir kapı önündeki harabe tekli koltuğun içine çöküp sırlar odasını okuyordum. patronun oğlu olduğum için kalfam söylenir fakat pek de bir şey diyemezdi. okulda yeterince kitap yok mu boşver ne hikaye kitabı okuyorsun der dururdu. birkaç gün sonra baktım benim kalfa ortalarda yok , bir baktım iplik cuvallarının arasına çökmüş , bir elinde sigara bir elinde kitap dalmış okuyor. ilkin öylesine ilgisini çekti herhade diye umursamadım , ama baktım ki her mola verişimde kitap okumaya yelteniyorum , adam bana vermiyor .bir hafta içinde kitabı bitirdiğinde sigaranın dumanını ağzına doldurup havaya üflerken kurduğu cümleyi unutmuyorum

    " bu hermiyon çok akıllı kız la , diğer kitabı varsa getir de okuyak "

    ilkokulu bitirememiş bir işçiyi bile kendine bağlayan harikulade bir seridir harry potter.

    (bkz: çiriş otu/@serbronze)

    #109772983

  • dün başıma gelen olay.

    ilk haberini aldığımda normal karşıladım " e abim evlendi tabi çocuğu olacak normal yani" dedim, ama gün geçtikçe bi düşünce sardı dört bi yanımı. sonra o gün geldi çattı, doğdu.

    hastaneye gittim sabahtan, lan bildiğin el kadar, korkuyla karışık tebessüm eden bi hale geldim. bi yandan da "darısı başına, hadi amca oldun hadi" diyenlere "ehe ehe evet dimi amca oldum ben" diye cevap verme faslını çektim. bi türlü idrak edemedim başta, e yaani noluyo ki şimdi diye. taa ki amcam bizi ziyaret edene kadar, şöyle bi baktım, 60 küsür yaşındaki adam benim amcam, haa ben de bunun yeğeni oluyorum dimi lan dedim. ha o zaman düşündüğümden daha yakınım dedim. dedim ki kendime; "lan ne öküz adamsın, şu girdiğin pozlara bak hele, boynunda fular oluşacak bu gidişle, o kadar insan her gün amca teyze oluyo, ne diye mal mal düşüncelere giriyosun, sev işte çocuğu, neyin peşindesin?" ve böylece biraz netleşti kafamda git gide daha çok ısındım ona.

    sonra sevmeye agucuk magucuk demeye başladım ki, bi anda uyarıldım! neden? çocuğa "ne güzelsin sen" diyerek sevmişim. ne diyecek mişim?

    - ne çiykin şeysin şeeen, çiykin mişin şen yaaa

    diyecekmişim. çünkü nazar değermiş, ayrıca çok da öküzmüşüm. e oğlum ben eskiden hep öyle seviyodum ne ara değişti bu olay ya. nazar ne lan ayrıca!?

    1 saat kadar bizim kızı izledikten sonra, karşı odalarda yeni doğan gökalp bebek ve ceylin bebekleri sevdim, evet soyadları bebek'ti, çünkü kapıdaki süste öyle yazıyodu. karşılaştırdım bizimkiyle, bence bizimki daha güzeldi, paydon daha çiykindi. ama gökalp'in teyzesinin de maşallahı vardı şimdi, neyse. sonra ben daha çok ortalığı karıştırmadan, şerbet servis etme elemanı görevime başladım ama annem önce davranıp gökalp'in teyzesine benden önce ikram etti şerbeti, yaktı beni. gerçi şerbetle de olmazdı o iş sanki, merhaba siz de mi partiden sıkıldınız diyemezdim böyle bi durumda. ayıp olurdu. olsun hayırlısı olmuş.

    sonra işsizlik geldi aklıma, lan bi flüt bile alamıyorum ben buna, kaç para lan bi flüt, düşüncelerine daldım. çok şükür çalamıyor da anlamaz fakirliğimi o büyüyene kadar alırım en kralından, süper baba çalarız. olmazsa yutuptan açarız. sevdim seni, umarım ileride, "amca ne garip bi adamsın" demezsin. tamam kız dersen yine severim, ama demezsen daha çok severim ona göre.

    edit: imla.

  • ilginç bir kavim. pek çok devlet kurmuş bir kavim. savaşçılık yetenekleri bakımından dünya tarihinde rakipsiz bir kavim. kökenleri konusunda %100 netlik yok, ancak çoğunluğu çin kaynaklarına ait belirli bilgiler var.

    tarihsel olarak "moğol" kavminin ilk kökenlerinin, ilk kez milattan önce 7. asırda kayda alınan donghu olarak anılan kavimler konfederasyonunda olduğuna inanılır. donghu, eski çince'de "doğulu yabancılar" gibi bir anlam ifade eder. donghu konfederasyonu, bugünkü çin moğolistan'ı ve kuzeydoğu çin yöresinde yerleşmiş göçebe bir kavimler grubudur. bu kavimler grubu, m.ö. 2.-3. asırda (tam da asya hunları'nın ilk duyulmaya başladığı dönemlerde) çince'de xiongnu olarak anılan ve kendisi de bir kavimler konfederasyonu olan asya hunları tarafından (bizatihi mete han da bunlarla savaşmıştır) dağıtılmış, akabinde wuhuan ve xianbei (hsien-piadıyla da bilinir) adı ile iki ayrı konfederasyona ayrılmıştır. çin kaynakları bu iki ayrı konfederasyonun aynı dili konuştukları ve aynı kültüre sahip olduklarını ifade ederler. wuhuan daha güneyde, xianbei ise kuzey tarafında konumlanmıştır.

    xianbei konfederasyonu, asya hunları'nın (xiongnu) daha kuzeyine ve doğusuna yayılmış, yine göçebe olan bir mongolik konfederasyondur. xiongnu ile xianbei arasındaki ayrımın dilsel nitelikte olması muhtemeldir (birisi türki, diğeri mongolik unsurları içinde barındıracak şekilde). bölgedeki türki ve mongolik kavimlerin dip dibe yaşadıkları bilinmektedir ve konfederasyon düzenleri içinde birbirlerinden ögeler taşımaları muhtemeldir. tam olarak aynı dilleri konuşmasalar da, türki ve mongolik diller birbirlerinden farklı olsalar da, uzun yıllar süren bir kültürel ve dilsel etkileşim içinde oldukları ve yakın toplulukların bir şekilde ortak bir dil bularak anlaşabildikleri aşikardır (dillerin kendilerinden de bellidir -- keza cengiz han döneminde dahi bölgedeki türki ve mongolik ögelerin pek zorluk çekmeden bir arada bulunabildikleri veya diplomasi yürüttükleri bilinir).

    xianbei uzun yıllar kuzey çin ve moğolistan yöresinde yerleşik halde gezinmiş ve akabinde xianbei'nin bir güç ortaya çıkışı asya hunları'nın tarih sahnesinden silinmeye başlamasıyla paralel olmuştur. xianbei de tıpkı asya hunları gibi bir devlet kurmuş, uzun yıllar boyunca akınlarıyla çin'i hırpalamış; ancak bu devletin de sonu hunların devletiyle benzer olmuştur. zaman içinde bölünerek dağılmışlardır. yan , wei gibi kısa süreli devletler kurmuşlarsa da nüfuslarının belirli bir bölümü zaman içinde çin'e entegre olmuştur. kalanı ise zaman içinde yeniden toparlanmak üzere sıralarını beklemeye koyulmuşlardır.

    ancak sonrasında bu xianbei konfederasyonun ardılları, çin'e ve dünyaya uzun asırlar boyu (en az bin sene) damga vurmuştur. bu hikaye avarlar (rouran veya juan-juan diye de anılırlar) ve kitanlar ile başlamaktadır.

    sonrasında moğol imparatorluğu ile dünyaya nam salmışlardır.

    arkası yarın..

  • akbil dışarı mı? ulan uçak parası kadar taksi parası mı vereceğiz?

    radikal bir kararla, taksilerin havalimanı dışına taşınmasıyla sonuçlanırsa harika olacak eylemdir.

    edit: bu entry debe'ye girebilir ama eylem gerçek değil sanıyorum. zira hiçbir yerde yok haber.

    edit2: kaynak geldi, şimdi her şey daha net.

  • stada gelen katar'lı için bölgede yatırım yapacak, helikopterle gezdik demişti zat-ı muhterem!
    umarım çamburnu üstünde değildir.

    dünyada sarıçam ormanının denizle buluştuğu iki noktadan biriymiş çamburnu. son zamanlarda birilerinin yaptığı gibi basit bir yaftalama olarak değil, gerçek anlamıyla vatan hainidir sorumlusu.