ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şu an ağlıyorum biliyor musun
-
yılbaşında 20 trilyon benim çeyreklerden birine çıksaydı, gurbet elde para kazanan eşimi arayıp bu soru cümlesini kuracaktım. "ilk uçakla gel, hatta tarifeli uçak bekleme, kirala bir uçak tez evine dön evimin direği" diyecektim. olmadı.
ha keza, bir kitabım yayınlandığı gün, tek kişilik tiyatro oyununda 2 dakikadan uzun alkışlandığım gün, bölüm müdürü olarak atandığım gün, kendime manzaralı bir ev satınaldığım gün kurmak istediğim cümleydi. olmuyor anasını satayım. şu cümlenin hakkını verecek bir olay yaşayamıyorum.
bari çocuklarımı dünyaya getirdiğim gün kullanayım dedim. onda da anestezi yan etki yaptı, burnum acaip tıkandı. en fazla " nefes alamıyorum lan?" diyebildim.
terk eden sevgiliden ihbar tazminatı talep etmek
-
yapılması gerekendir.
eski sevgili eğer
6 aydan kısa süren ilişkiler için: 2 hafta
6 ay - 18 ay için: 4 hafta
18 ay - 3 yıl için: 6 hafta
3 yıldan uzun süren ilişkiler için: 8 hafta
öncesinden haber vermediyse ihbar tazminatı talep edilmelidir.
neden zorunlu kimya dersi tartışılmıyor
thy'de pilotların 24 bin tl maaş alması
-
bana göre vasıfsız, top koşturmaktan ya da top yorumlamaktan başka hiç bir katkısı ya da faydası olmayan futbolcular için konuşulan yüzbinlerce tl lik milyonlarca dolarlık paraların yanında para biçilemeyecek şekilde can emanet edilen bir insanın aldığı devede kulak para.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
bilgisayar sayılmaz pek, ama zamanında babamın işyerindeyken yalvararak kullanılmayan bir klavyeyi aldırıp eve getirtmiştim. sadece klavye var önümde, monitör vs. yok. f16 ismi de haberlerde falan sürekli duyduğum bir şeydi. neyse klavyenin üstündeki f ile başlayan tuşların her birini bir uçak zannedip pilotçuluk oynuyordum. pilot olarak kuleye uçağımın modelini söylüyordum, kule f4'e basarak bana izin veriyordu. bu arada söylememe gerek var mı bilmiyorum ama kule de bendim. evet baya maldım.
we are coming from turkish television
-
kimbilir belki de taş fransız milletvekilinin zamanında marsilya sahillerinde maruz kalmış olduğu cümledir.
(bkz: acun firarda)
güle çınar
-
güle çınar, enfeksiyon uzmanı doktor. kendisine özür mektubu yazdırılmış. doktorlar hatta sağlıkçılar yetmediği için son sınıf öğrencileri ve emeklileri göreve çağıran italya örneği dururken işini yapmak için canını dişine takan enfeksiyon uzmanının gördüğü muamele bu. şu an baş edilemeyen bir enfeksiyon salgını varken, bir enfeksiyon uzmanı olarak zaman itibariyle dünyanın en değerli en önemli kişilerinden birini minnetle sevip sayıp sahip çıkacakları yerde yaptıkları muameleye bak. öyle çok şey söylenir ki. umarım bu nedenle motivasyonu zarar görmez değerli sağlıkçılarımızın.
yusuf şimşek vs zinedine zidane
-
yusuf beşiktaş'ı şampiyon yapmıştır. zidane beşiktaş için hiç bir sikim yapmamıştır. bu yüzden yusuf benim için daha büyük topçudur.
bir kediyle yaşamak
-
bir kediyle yaşamak, evde küçük bir çocuk varmışcasına önlem alarak yaşamaktır.
- içi kızgın yağ dolu tavanın sapını ocağın iç tarafına doğru çevirmek (pati atarak tavayı üstüne devirmesin)
- yanan mumu yanına yaklaştırmamak (bıyığı kuyruğu yanmasın)
- çamaşır ve kurutma makinesini doldurmadan evvel içini kontrol etmek (içine girip yatıyor)
- bıçağı tezgahın kenarında bırakmamak (sapına pati atıyor, kafasına saplanabilir)
- kapıları, pencereleri hızlıca kapatmamak, rüzgarın çarpmaması için önlerine ağırlık koymak (sıkışabilir, bir keresinde az daha kafası kopuyordu)
- ortalıkta permatik bırakmamak (oyuncak zannediyor, elini ayağını kesiyor)
- ortada deterjanlı su bırakmamak (içiyor, manyak mıdır nedir)
- klozete blok takınca kapağını hep kapalı tutmak (mavi suyu da içiyor)
- zeytinyağı, sıvı yağ tenekesinin tıpasını sıkıca kapatmak ( devirip yağla oynuyor)
- balkon kapasını kapatırken her zaman içeride olduğundan emin olmak (bir gece balkonda kalmış, sabah çok dinlenmiş bir şekilde uyandığımda anlamıştım bunun ortalarda olmadığını, yazık kulakları filan hep buz kesmiş)
- eğer ortalarda görünmüyorsa ve dışarı çıkmak gerekiyorsa gardrop kapağını açık bırakıp evden öyle çıkmak (bir gün eve geldim, dolaptan miyav sesleri geliyordu, tüm gün dolapta kapalı kalmış)
- pencere açıkken dikkatli olmak (i believe i can fly)
ve daha bir sürü şey, anksiyete bozukluğu yaşıyorum bunun sayesinde.
4 kasım 2019 haluk levent'in annesinin vefatı
-
geride hayırlı bir evlat bırakmıştır. allah razı olsun.