hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye'de türk kahvesini 5 liradan aşağı içebilen var mı, halbuki marketteki paketi 5 lira bile değilken...

  • gebeliğin erken dönemelerinde sıklıkla 6. haftadan sonra bulantıya sıklıkla rastlanır.bu bulantılar kusmayla, iştahsızlıkla ve belirli kokulara hassasiyetle beraber olabilir.bu bulantı ve kusmalar sıklıkla sabah saatlerinde olduğu için morning sickness* olarak adlandırılır. gebedeki bulantı ve kusmanın gün boyu sürmesi, ayaktan tedaviye yanıt vermemesi, günlük faaliyetlerini engellemesi,genel durumunu bozması ya da kilo kaybına yol açması durumunda ise hyperemesis gravidarum söz konusu olur.ileri inceleme ve tedavi gerektiren bir durumdur. gebelikte bulantı ve kusmaya sık rastlanırken bu denli normaldışı seyir gösterenlere tüm gebeliklerin ancak binde 4ünde rastlanır. genellikle genç yaşta ilk gebeliğini yaşayanlarda, şimanlarda, çoğul gebeliği olanlarda ve sosyokültürel düzeyi yüksek olanlarda nispeten daha sıktır. gebeliğe bağlı olarak ortaya çıkan fizyolojik estradiol ve hcg hormonlarının artışının normalden fazla olması ya da seviyelerin normal sınırlar içerisinde olmasına karşın bireysel duyarlılığın yüksek olması bulantılara ve kokulardan tiksinmelere neden olmaktadır. belirtildiği gibi mol gebelikte ve ayrıca çoğul gebelikte bu hormon düzeyleri yüksek olur.
    mol ya da başka bir patoloji olmaksızın hyperemesis gravidarum görülen gebelerin gebeliklerinin daha sağlıklı geçtiği , düşük yapma oranlarının azaldığı sık görülen ancak bilimsel olarak nedeni aydınlatılamayan bir durumdur. ancak hyperemrzis gelişen ve yetersiz tedavi gören veya tedaviye yanıt alınamayan anne adaylarında bu durum tersine dönebilir. kilo kaybı ,elektrolit dengesizlikleri ,besin ve vitaminlerin yetersiz alınması durumunda bebekte gelişme geriliği görülebilir. annede açlık süresi arttıkça idrarda başta aseton olmak üzere keton maddeleri artış gösterir ve bu maddelerin çokluğu hastalığın derecesi ile doğru orantılıdır. alınacak ilk önlemler güne kraker, bisküvi gibi katı gıdalarla başlamaktır. öğün sayısı 3ten 5-6ya çıkarılıp az az yenmeli sıvılar öğünlerde değil, öğün aralarında alınmalıdır. bunlara rağmen bulantılar günlük hayatı etkilemeye devam ederse doktora başvurulmalıdır.
    bu gebeler sık sık hastaneye yatırılarak damardan beslenmek zorunda kalabilirler.bulgular genelikle gebeliğin ilerlemesi ile hafifler ve sıklıkla 14. haftada biter

  • link; >>>>

    bu insanları bu raddeye getirecek kadar yormanın manası nedir ya? sonrası beyin göçü… tabii ki göçecek abicim. avrupaya gider günde 20-30 neyse hasta bakar, akşam kendine, ailesi, ayırabileceği vakti kalır.

    burda hekimlerimizin haklı olduğunu düşünen bir birey olarak; her defasında “yol yaptık, hastane yaptık” diye pr yapan iktidar ve yardakçılarının harladığı cehalet ateşi yüzünden tüm parlak beyinlerimizi bir bir kaybediyoruz. az imkanı olan kaçıp gidiyor.

    ortadoğunun pisliğinden uzaklaşacağımıza git gide b*kunun dibine doğru batıyoruz. farkında değiller gırtlağımıza dayandıklarında çok geç olacak.

    “ kaçıp gitmek çözüm mü ?” diye soruyorum kendi kendime. bir insanın 50 yıl her şeyden tat alarak yaşadığını düşündüğüm zaman “evet, çözüm” diyorum. ama memleketimi düşündüğüm zaman “kendinden taviz vermeyen insanlar için, kendinden taviz vermek ve verdiğin tavizlerin suistimal edildiğini görmeye ne kadar dayanabilir bir insan?” diye düşündüğümde son noktaysa floodu yazan hekim arkadaşın geldiği noktadır herhalde.

    bu doğrultuda şu an için elimden gelen; insana, doğaya saygılı bir birey olmak ve çevremdeki insanları bu şekilde etkilemek…. toplumumuz adına hekimlerimizden özür diliyor, insanüstü çabalarınız içinse teşekkür ediyorum…

    alt edit: keşke her memur hekimlerimiz kadar liyakat sahibi olsaydı. belki o zaman daha yaşanır bir ülke olurduk.

    edit1: abi ne iğrenç insanlar yaşıyor bu ülkede yahu. alt entrylerde mühendis, doktoru kıskanıyor resmen. bazı kişilerde sağlık çalışanına şiddeti mesleğin zorluğu olarak görüyorlar inanamıyorum.

    edit1: (#134749714) kesinlikle bu vari bir önem alınıp hekimlerimiz yetkilendirilmeli.

  • insanı sinir eden bir durum.

    efendim, biniyorsunuz metro, tramvay, otobüs veya savaşçı bir ruha sahipseniz metrobüse ve boş yer bulamayınca ayakta yolculuğa başlıyorsunuz.

    oturacak bir yer bulma umuduyla etrafı süzüyorsunuz. kimsenin kalkıp da size yer vermeyeceğini anlayınca acaba kim kalkar da yerine otururumun hesaplarını kırk yıllık insan sarrafıymışcasına yapmaya başlarsınız.

    ve o an gelir... dakikalarca yerine oturmak için başında beklediğiniz kişi yerinden kalkmaya teşebbüs eder fakat tamamen terk etmez ve yerine oturacak kişiyi,
    sanki o koltuğun sahibiymişcesine,
    yıllardır emek vermişcesine,
    yerine geçecek kişiyi seçmenin ona tanınmış bir ayrıcalıkmışcasına seçer.

    kimse de çıkıp "birader/bacım/dayı/teyze zaten ineceğin durağa geldin, sanane sen indikten sonra yerine kimin oturacağından kendine veliaht mı seçiyorsun?" demez. diyemez. çünkü, biz de içselleştirmişizdir bu durumu ve hemen kabulleniriz.

  • vay be demek çocuklara oyun videosu çeken bir adam olgun olmayan davranışlar sergilemiş ha hadi bunu 300 entryle tartışalım