hesabın var mı? giriş yap

  • kişisel alanını paylaşır, erkeğin kişisel alanına girer, yakın durmaya çalışır veya yaklaşıldığında uzaklaşmaz falan. öyle. yalnız yurdum insanı sosyal mesafe alanı diye bir şeyden pek haberdar olmadığı için, aman diyeyim metrobüste falan "yaklaştı verecek" moduna girmeyelim, metrobüste hepimiz akrabayız zaten, nikah düşmez.

  • gozlerim dolu izledim, sana helal olsun hocam. diger helallik isteyene haram olsun. "mutasyon mutasyon diyorsun, evrimi koymuyorsun kitaba, ogretmene anlattirmiyorsun" dedi. ben o ogretmenim iste.

  • yunanistan gümrüğünden ( ipsala ) çıktıktan sonra (bkz: egnatia odos) otobanına giriliyor ki başka seçenek yok.

    otobanda normal sınıf araçlar için 2,40 euro nakit ücret tahsil ediliyor.
    yunan alfabesi yazılmış tabelaları görünce ürkmeyin hemen sonrasında latin harflerle yazılmış tabelalar karşınıza çıkacak.

    sırasıyla dedeağaç (aleksandrapolis) ,gümülcine (komotini) ,iskeçe (xhanti) geçildikten sonra feribot işaretli keramoti sapağından çıkılarak yaklaşık 25 km sonra şirin keramoti kasabasına varılıyor.

    thassos ferry feribot yarım saatte bir var.
    feribot dediğim sirkeci-harem arabalı vapur aslında.
    normal sınıf araç tek yön 20 euro ,ilaveten yolcu ücreti kişi başı 3,50 euro.yolcular yaya olarak binmek durumunda.

    thassos 45 dk sürüyor.indiğiniz yer limenas.bana göre adanın en güzel yeri.

    thassos oldukça büyük bir ada.adayı kuzey,batı,güney ve doğu olarak 4 parça şeklinde düşünmek lazım.batı kısmı dağlık bu sebeple burada çok fazla tesis yok,genelde plajlara ulaşım zor.mermer madenleri nedeniyle kamyonlara dikkat ederek virajlı dağ yollarının keyfine varabilirsiniz.doğu ve güney kısmı ise daha düzlük bu sebeple daha konforlu tesisler ve kumsal plajlar bu bölgede.

    kuzey yani limenas: konaklamak için çok seçenek var.simi restaurant adanın en popüler restaurantı.millet sıra bekliyor.biz ilk gün nispeten erken bir saatte simi diye oturduğumuz yerin aslında platanakia restaurant olduğunu anladığımızda iş işten geçmişti.servis açılınca vardır bir hayır diyip bozuntuya vermedik.iyi ki öyle olmuş.müthiş bir yemek yedik.

    çok önemli bir kaç hususun altını çizmek isterim.
    1-yunanistan bedava efsanesine inanmayın.fiyat kalite evet ama unutmayın 1euro=3 tl
    2-özellikle thassos adeta büyükada,heybeliada.her yer türk.sokakta,restaurantta yunancadan çok türkçe duyuluyor.gittiği ülkede benim gibi kendini yabancı hissetmek isteyenler için güzel bir durum değil.bana göre tatilde olduğun hissini vermiyor.
    3-evet restaurantlar,yiyecekler müthiş ama servis öyle değil.az personel çok iş.bu sebeple kirlenen tabağınızın yerine yeni servisi,bir parmak şıklatmada yanınızda biten garsonları,masayı temizleyen komileri ve 2dk da gelen hesabı unutun.

    marmaristeki,bodrumdaki barlar,discolar yok burada zaten böyle bir turist profili de olmadığı için sorun yok.

    adaya gideceklerden dua almak için oğlak çevirme limenas'tan 8 km sonra yüksek rakımlı müthiş bir köy var adı panagia.
    çok küçük bir merkezde çok eski köy evlerini mutlaka görmelisiniz.taverna elena ise gerçekten damak çatlatan bir lezzet durağı.kuzu ve oğlak çevirmenin yanı sıra sakatat üzerine sarılmış kuzu kokereç başka bir yerde rastlayabileceğiniz bir tat değil.

    gelelim plajlara.herkesin önceliği limenas'a en yakın plaj olan meşhur marble beach yani mermer plajı.öncelikle yolu çok bozuk,yokuş aşağı toz toprak patika yol.fakat yolun sonu cennet.burada tesis yok,şemsiye şezlong yok.çok küçük bir koy.küçük yuvarlak beyaz mermer taşlardan dolayı muazzam bir renk alan denizi var.

    çok insana göre aliki beach adanın en güzel plajı.doğrudur fakat burada sakın bizim gibi şöyle bir hata yapmayın.genelde marble beach te biraz takılıp daha sonra aliki beach e geçenler maalesef yer bulamıyor.aliki beach sabah çok erken gidilip tüm gün rahatlıkla vakit geçirilecek bir yer.müthiş bir koy,inanılmaz güzel bir deniz.

    adanın güneyinde ki psili ammos plajını ise tek geçerim.psili ammos

    son olarak giola bana göre büyük bir zaman kaybı.her şeyden önce yolu kötünün ötesinde, fotoğraflar ise filtre şahaseri kandırmaca.
    ha oradaydım demek ve bir kare fotoğraf almak için değer diyorsanız ayrı.

  • fransa'nin guneyinde yer alan bir kasaba. 50bin civari nufusuyla en buyuk gecim kaynagi turizmdir, cité denilen eski kalesi basariyla korunmus ve kaleicine yerlesmis dukkanlarin da bu butunlugu bozmasina izin verilmeyerek gelen turistlerde ortacag satosunu geziyormus izlenimi yaratilmistir. bu kale ayni zamanda ayni adi tasiyan alman kutu oyununa da isim babasi olmustur.

  • abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.

  • flu'luk.

    insan ilişkilerinden gönül işlerine, akademik kariyerden, okul hayatına, akrabalık ilişkilerinden dostluklara.. hiçbir şey net değil. ima usulü çalışan bir duygu/düşünce durumumuz var. kimse derdini açıkça söylemiyor. herkes 'o' anlasın peşinde. anlatmayı bilmiyoruz, anlamaya çabamız yok.

    ülke kocaman bir aşkı memnu seti. kapalı kapılar, yalan dolanlar, iftiralar, dedikodular, imalar en çok bu bak, imalar.

    kaş-göz yapmaktan canımız çıkacak, destur!!

  • atası, dedesi çeviriyor arsayı içine bir gecekondu, seçim zamanı imar affı sonra müteahhide ver zincir reaksiyonu şeklinde devam eden sebepsiz, haksız zenginleşme silsilesi
    geçmişten günümüze onlarca imar affı çıkmış, çöken, çeviren, kaçak kat çıkan onlarca kez ödüllendirilmiş, torununa kadar ödüllendirmişler adamı. sen ise bu barzonun sadece bir dairesini satın alabilmek için yıllarca çoluk çocuğunun rızkından kesiyorsun buna rağmen alamıyorsun belki de.
    tapu kayıtları ülkedemizdeki en sağlam arşivlerdendir. bak arşive ilk sahiplenmeye ve tescile ulaş, sahiplenmesi bu şekilde ise ver buna iki daire sonra gerisini tokiye devredip vatandaşa uygun şartlarda sat. cebinden beş kuruş çıkmadan bir adam 400 daire sahibi oluyorsa burada özel mülkiyetden bahsedilemez, burada bir yanlış vardır.
    bizim dedemiz hakka hukuka uydu diye cezalandırılmamız neden?