hesabın var mı? giriş yap

  • bim'den 1 lira 15 kuruş'a aldığım buono çikolata'nın dış kabını çıkartıp, üzerindeki metal kaplama ile üniversitedeki arkadaşlara ikram ediyorum. ederken de; "abimin isviçre'den gönderdiği meşhur bir isviçre çikolatası bu" diyorum. millet ise; "hayatımız boyunca böyle bir çikolata yemedik... bu nasıl bir lezzet, tabii gavur yapmış abi" diyor, bu sebeple de beni çok seviyor.

    bilemiyorum, ben mi daha büyük günah işliyorum yoksa onlar mı... gerçi; belki gerçekten de bu buono dünyanın en lezzetli çikolatasıdır, ama bu onun gaziantep'te üretildiği gerçeğini değiştirmiyor. yani gavur yapmamış beyler.

  • çözümü çok basit olan sorunsal: arabayı satıp at almak. çünkü bildiğim kadarıyla bu konuda yasalarda bir boşluk var. hep merak ederdim a1 kapısına fırtına gibi esen doru atım üzerinde gelsem ne olur diye. yaptım, olacak! yok henüz yapmadım ama en büyük hayalim bu. "hocam öğrenci misiniz? yalnız sticker yoksa alamıyoruz." diyemezler çünkü kedi köpeklerin sticker'sız girip çıktığını biliyorum. atımı da dört nala bölüme sürdükten sonra dekanlık kapısı önünde şaha kaldırıp kişneterek en yakın iğde ağacına park edeceğim. trafik kilit takmaya gelirse taktırmaz, basar çifteyi. otostopçu da alırım gerekirse oturturum arkama. bir kişi bir kişidir. yaparım bilirsin.

  • yahu fanatizm gözleri yine kör etmiş. fenerbahcenin hometownu olan kadıköyün belediyesi maç sebebiyle trafik sorununa dikkat çekmek istemiş. yok kadiköyde gsliler yaşamıyor muymuş yok oy filân yokmuş. cus artık ya.

    neyin fanatizmi yapacağına şaşırır olmuş insanlar. bi relax bi sakin. kizacaginiza oturun yoga filân yapın bi ruhunuz dinlensin

  • detayları anlatalım bilmek isteyenler için...

    öncelikle burası alt kültürün yaşadığı bir semt, bahsi geçen apartman ucuz ve eski bir apartman.

    aile 6 kişilik bir aile, babaanne, baba, anne, 3 çocuk, çocukluklardan en küçüğü engelli konuşamıyor yürüyemiyor.

    bu ailenin tek geçim kaynağı baba, çöpçülük yapıyor sokakları filan süpürüyor parkları bahçeleri, kızı dünya akıllısı güzel, oğlan içine kapanık sessiz etliye sütlüye bulaşmaz, küçük çocuk yukarda yazdım.

    bu tarz apartmanlarda sürekli kavga olur zaten bu olayın işleniş şekli çocuklar gürültü yapıyor diye ama bahsi geçen adam önceden sabıkası olan daha önce de 3 kişiyi öldürdüğü söyleniyor. nasıl dışarı çıktığı belli değil.

    o kadar çok görgü tanığı var ki adam içeride ailesini katlettikten sonra çocuklar balkona kaçıyor, balkonda komşulara bağırıyorlar "ne olur bizi kurtarın bizi öldürecekler" diye komşular tamam polisi arıyoruz diyorlar bu olay olana kadar herkesin gözü önünde balkonda birbirine sarılmış iki kardeşi de öldürüyor, ardından adam hiçbir şey olmamış gibi kurşunu bittiği için evine gidiyor, engelli çocuk balkonda "anne, baba" diye figan ediyor ve bugün çocuk esirgeme kurumu bu çocuğu alıyor. adam ilk ifadesinde kurşunum yetmedi yoksa küçüğü de öldürecektim diyor.

    şimdi burda bazı terbiyesizler ahlaksızlar bu katili savunuyor haklı çıkarma çabasına giriyor ya önceki enrtyme de yazdım inşallah kendi ahlak seviyenizde insanlarla bir ömür boyu muhattap olup karşılaşırsınız. bu olay yüzünden bu aileyi sevsin sevmesin koca bir mahalle yasta. hiçbir kimse yok ki iyi olmuş diyebilen katili haklı bulan. böyle bir şeyde kendi bencil çıkarlarınız için katili haklı bulabiliyorsanız sizin gibi pisliklerden de her kötülük beklenir, kendi pisliğinizde boğulun.

  • az önce bir oğlum oldu arkadaşlar. adını "kartal" koydum. umarım birgün burayı okur. o sene bu sene.

  • -(resme bakınız)
    büyük ölçüde okyanuslarla kaplı bir dünyada, bulutlarla dolu gökyüzü ve buzla kaplı bir kıtada, dünya aslında çok az suya sahiptir. dünya'nın suyu, büyük bir kayalık kürenin yanında küçük bir damla. tatlı su, çok daha küçük bir damladır.

    burada “suyun aynı miktarda kalması” ile kastedilenin üzerinde bazı belirsizlik var. yeryüzündeki su sürekli bir döngüden geçiyor. --coğrafyada öğrendiğin döngüyü kastetmiyorum - buharlaşma, çökme değil. --fotosentez ve metabolizmayı / oksidasyonu içeren döngüyü kastediyorum. büyük miktarlarda su, fotosentez ile sürekli olarak karbohidratlara dönüştürülür ve sonuçta bu karbonhidratlar, solunum veya diğer oksidasyon formlarında enerji için kullanıldığında tekrar suya dönüştürülür.

    --şimdi genel olarak, bu döngü su miktarını değiştirmiyor.
    fotosentezde çok büyük miktarlarda su yok edilmekte ve her zaman oksidasyon ile yaratılmakta, ancak net su miktarı önemli ölçüde değişmeyecektir. (--daha sonra gireceğim nedenler hariç.) yani bu argümandaki su miktarı kabaca, sabittir, fakat sudaki moleküller dizisi, yok edilen ve üretilen oranı ile sürekli olarak değişmektedir.

    ilk olarak mevsimler yüzünden, fotosentez kışın yaz aylarından çok daha büyük bir oranda gerçekleşirken, oksidasyon aynı kalıyor gibi görünebilir. aslında hayvanların ısınması için daha fazla enerjiye ihtiyaç duydukları ve bu nedenle daha fazla gıda maddelerini metabolize edebilecekleri için, hayvanlarda (insan dahil) metabolizmanın genel olarak artacağını düşünüyorum. böylece yaz aylarında toplam su miktarında kademeli bir artış olacak ve kış aylarında azalacak.

    denizdeki kimyasal tepkimeler ve tektonik plaka daldırma işlemi sürekli olarak dünya'nın mantosuna su taşırken, yanardağlar sürekli olarak tekrar yüzeylere su çıkarıyorlar. bu iki süreç arasındaki denge zaman içinde önemli ölçüde değişebilir.

    --dünyadaki tüm içten yanmalı otomobiller, fırınlar ve yangınlar da tüm hayvanlar gibi su üretir, insanlar dahil (bazı arkadaşlar, hayvanlar yazınca insanları konu dışı tutuyor) h2o (su) üretmek için, hidrokarbon yakıtların co2 ve oksijenin yanmasıyla olağan üstü miktarda su oluşuyor. çok miktarda su o2 ve h2 üretmek için doğal işlemlerle parçalanıyor.

    -gezegene isabet eden, su miktarını yavaş yavaş artıran, su taşıyan göktaşı yağmurları vardır. kuyruklu yıldızlar, meteorlar.

    ---su molekülleri, güneşten yayılan ultraviyole ışık nedeniyle üst atmosferde hidrojen ve oksijene ayrışırlar. bazı hidrojen atomları, dünya'nın yerçekimi alanından kaçmak için yeterli enerjiye sahiptir, böylece kaybolurlar. bu yavaş yavaş su miktarını azaltır.

    ancak bu akıların tümü, dünya üzerindeki toplam su miktarına göre küçüktür ve çoğu zıt yönlü işler. bu yüzden, jeolojik uzun zaman dilimlerine bakıldığında bile genel değişim önemsizdir.
    yani belirli bir noktada, yeryüzündeki su miktarı, bir süre öncesine göre az ya da çok olabilir.

    asıl sorun tatlı suda;
    yeryüzündeki suyun en büyük hareketi deniz ve kara arasındadır, bu da tatlı sudan deniz suyuna geçiştir ve bu insan ırkının en önemli korkusu olmalıdır. -- çünkü dünyamızda bulunan su kaynaklarının sadece % 3' ü tatlı sudur.

  • bir elbiseye de adını vermiş olan müzik ve sinema dünyasının ünlü ismi ..

    elbette böyle yazınca anlamsız oluyor ama gerçekten de 'travolta dress' olarak adlandırılan bir elbise var ..

    9 kasım 1985 günü, beyaz saray'da, başkan ronald reagan ev sahipliğinde bir akşam yemeği düzenlenir .. geceye john travolta, tom selleck ve clint eastwood gibi hollywood yıldızları da davetlidir ama onur konukları prens charles ve eşi diana'dır .. diana, john travolta ile dans etmek istediğini nancy reagan'a iletmiş ve o da travolta'ya direktif vermiştir .. salonda, travolta'nın 1977 yılı yapımı filmi 'saturday night fever'dan parça çalınmaya başladığında travolta, diana'yı dansa davet edecektir ve kararlaştırıldığı gibi de olur ..

    travolta ve prenses diana .. görsel

    bu dansı takiben diana’nın giymiş olduğu gece mavisi kadife elbise 'travolta dress' olarak anılır ..

    bahsi geçen gecede diana aynı zamanda tom selleck , clint eastwood ve elbette başkan reagan'la da dansediyor ..

    elbise, prenses diana'nın isteği üzerine, ölümünden yalnızca 2 ay önce, aids hastaları için çalışan yardım kuruluşlarına bağış amacıyla, bir açık artırmada 100.000 sterline satılır .. alıcı, florida'lı iş kadını olan maureen dunkel iflas edince elbise bu sefer 2013 yılında, yine bir müzayedede bu sefer 240.000 sterline, ismi açıklanmayan bir ingiliz iş adamı tarafından eşine hediye edilmek üzere satın alınır .. ve nihayet elbise 2019 yılındaki son müzayedede 'hrp'ye 264.000 sterline satılır .. hrp (historical royal palaces) bağımsız bir vakıf olup, tapu kayıtlarında sahipsiz gözüken ingiliz kraliyet saraylarının bakımından sorumlu bir kuruluş ..

    elbise, aşağıdaki twitter linklerinde de görüleceği üzere özel ambalajında, dondurulmuş şekilde kensington sarayı'nda izolasyon odasında (isolation room) saklanmakta ..

    elbise artık kensington sarayı'nda

    kaynak : independent.co.uk, hrp.org.uk, royalcentral.co.uk, wikipedia (çapraz çeviriler bana ait - türkçe kaynak kullanılmadı)
    görsel : https://edition.cnn.com/…-sale-scli-intl/index.html