ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
suratsız olmaları kanıksanmış meslek mensupları
-
öğrenci işleri memuru.
kızların ayrıldıktan sonra hemen başkasını bulması
-
ısınmaya gönderdiklerinden çağırır hemen bir tane :d
klibi kısa film tadında olan şarkılar
-
woodkid - run boy run
jamal -defto
eliphant - only getting younger
elliphant - caint hear it
tame impala - let it happen
massive attack - come near me
massive attack - daydreaming (bir filmin parçası gibi daha çok)
ve tabi massive attack - angel
roberto carlos'un sivas'ta yaşaması
-
futbolu zerre takip etmeyen şahsım tarafından daha iki gün önce öğrendiğim gerçektir.
slaven bilic'in gelişini de ligin 3. maçında öğrenmiştim.
her neyse, lan adam roberto carlos, sivas'ta oturuyor şu anda. brezilya'nın kumsallarından sivas'ın soğuğuna bir hayat hikayesi. kangallarla dans.
her şeyi geçtim, bu adam nereye sıçacak lan!
not: insanın aklına ilk "ağzına sıçsın amua goduum" demek geliyor, biliyorum.
game of thrones
fsm köprüsünün 900 gün sürecek tadilatı
-
ooo sıkışan istanbul trafiği sonrası gelsin imamoğlu eleştirileri.
hayırlı işler.
cahil ve vandal halka fazlayız diyen doktor
-
halkın cahil ve vandal kısmının zoruna gidecek hatta onlara ekşi sözlükte başlık açtırabilecek söylem. aktroller mesaide…
atm önünde çektiği parayı sayan adam
-
atm'ler parayı bazen eksik verebiliyor.
daha önce başıma geldi. akabinde bankanın müşteri hizmetlerini arayıp durum hakkında bilgi verdim. eksik parayı anında hesabıma gönderdiler.
konu hakkında bilgisi olmayan sığırları dikkate almayınız.
iyi günler efenim.
çocuklar açlıktan ölürken uzaya araba göndermek
-
normal bir durum. genele gitmeye gerek yok, mahallende aç fakir çocuklar dolanırken sen internete telefona ayda 100+ lira döşeyip çocuklara 1 lira bile destek olmuyorsan senin de bir farkın yok. aç insan var diye bilim de yapmasınlar oldu amk.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
devlet bize ne verir ? maaş
bizi kim yarattı ? allah
birleştir" maaşallah"
kaç kere ? 41
mhp'nin 41. yılı kutlu olsun!
hayata dair iç burkan detaylar
-
turkiye'den yunan adalarindan birine gelen kacak motordan inerken sirilsiklam olan bir aileyi calistigimiz odaya aldilar dun. birisi yasli bir anne, uc genc kadin, iki cocuk, ve bir genc adam, sonradan anlattilar, o da evin tek oglu, cocuklar buyuk ablasinin. adam uyusturucu bagimlisi oldugu icin bosanmislar.
coculklar 5 ve 6 yaslarinda, bir kiz bir oglan, tir tir titriyorlar. hepsine ic camasirina kadar giysi bulmamiz gerekiyor. cocuklar coraplarini ayakkabilarimi cikariyorlar, cocuklara giysi ve ayakkabi hemen buluyoruz, sorun kadinlarda ozellikle yasli annede. elbise gonderenlerin arasinda onlarin giyinme stilini dusunen olmamis. yasli kadina pembe pelus bir palto buluyoruz. evet cirkin ama en azindan biraz uzun ve bol. onlari giydirmemiz cok uzun suruyor, ama sonunda eski islak elbiserini odanin artasina birakip gidiyorlar.
ama daha sonra teker teker gelip eski islak elbiseri geri istiyorlar, elbiselerin birinin cebinde kalan bir seye ihtiyaclari var ve onu bulmalari gerekiyor. bizler bu arada nijerjali bir gurup kadin ve erkegi giydirmege calisiyoruz, oda kucuk, gelen gurup buyuk, erkeklerin ayaklarina ayakkabi bulamiyoruz, elimizdeki erkek ceketleri de onlara gore kucuk. afganistanli kadinlar aglamakli, kocaman nijerjalilarin arasindan suzuluyor, odanin arkasindaki elbiselini biraktiklari bolgeye girmeye calisiyorlar. fransiz gonullu franchie onlara kiziyor, onlari bagirarak disariya cikariyor. boyunlarini bukup geri gidiyorlar, ama bir muddet sonra gene geliyorlar. dillerini bildigim icin olmali benimle konusmak istiyorlar. yok, bulamiyoruz eski elbiselerinizi, atmis olmalilar burada degil, diyorum ama, sesim tiz mi cikiyor yoksa? kadinin yuzundeki ifade icime kaziniyor, ama yapacak birsey yok, odada bir suru islak nijeryali var, onlara kuru elbise bulmak lazim.
herkes giydirilip gittikten sonra gene stoklama isimize donuyoruz, gelen kutulari acmak ve elbiseleri kadin, erkek, cocuk ve beden olarak ayirmak bizim isimiz. kutulardan birinden islak bir naylon torba cikiyor. ufacik. ıcinde birkac madeni para, yesil plastik bir tespih, siilerin namaz kilarken alinlarini dayadigi, kerbaladan geldigine inanilan kirmizimsi toprakla yapilan ufak, kenari kirik bir namaz tasi (muhur). arkadasim bu ne diyor. hemen anliyorum, o kadinlarin aradiklari bu olsa gerek diyorum. kadin herhalde giyinirken sonra alirim diye onu oraya koydu, veya baska birisi islak elbiseleri toplarken onu oraya dusurdu. aile hala disarda bekliyor, endiseli. islak plastik torbayi kapiyorum onlara gosteriyorum. bu mu kaybettiginiz? diyorum. baslarini salliyorlar, gozleri doluyor, bana sariliyorlar, sanki onlara amerika vizesi vermisim gibi mutlular. ama anliyorum, yaban ellerinde bir daha kimbilir ne zaman ellerine gececek namaz tasi ve tesbih onlari birakip gittikleri topraklara baglayan seylerin su anda en onemlisi. ve o kucucuk torbanin ne oldugunu bildigimiz, onlari anladigimiz, ve hatirladigimiz icin minnetarlar.
bazen birilerinin seni dinlemis olmasi hayattaki en onemli sey olabiliyor.
debe'ye girdigimi sayesinde ogrendigim yardim kampanyasina cagri.
(bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)
13 şubat 2016 metrobüsteki mavi paltolu kız
-
çaylağım demeyeydin iyiydi. bari ssg ile olan anlasmazliklarim nedeniyle uçuruldum falan diyeydin.