ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
messi ronaldo bale neymar robben suarez burak
-
(bkz: mozart vivaldi beethoven bach rachmaninov tchaikovsky ankaralı namık)
hayvanların ağzından atasözleri
-
kaz gelecek yerden hayır gelmez.
- tavuk
evlenmekten korkan kadın
-
evlenmekten değil, türk aile yapısından ve geleneklerden korkan kadındır. sonuç olarak korkmakta haklı kadındır.
tenisçi dirseği
-
3 yıl boyunca başıma bela olan bir rahatsızlıktır. buz tedavisi ile uzun bir süre sonunda geçmektedir. bu arada, evde, arabada tamirat gibi işlere meraklı iseniz, kesin olarak tornavida ile çalışmamanızı öneririm. burgu hareketi, dirseğe tekrar yapışması gereken tendon ucunu yeniden harap eder. eczanelerde satılan özel tenis dirseği kollukları bir dereceye kadar rahatlama sağlamaktadır.
evlenirdim denilen dizi karakterleri
-
aşk-ı memnudaki nihat
gözü karısı*ndan başkasını görmüyor, onu her kosulda ailesine karsi koruyor, mukemmel bir baba, duzenli bir isi var, caliskan... daha ne olsun.
behlülle eğlenip nihatla evlenen peyker, idolümsün.*
kayyum'un zaman gazetesi arşivini silmesi
garip giyimi ile metrobüste şeytanı andıran kız
-
abi yazıklar olsun şu ekonominin geldiği hale bak. demonik varlıklar bile toplu taşımayla sehayat ediyor. şeytanlık bile zorlaşmış memlekette.
lotr seven erkeğin arkadaş çevresi dardır
-
lotr kitabını okuduğumussstan beri hayatımıssda bir takım değişiklikler bas gössterdiğini pek tabii kabul ediyoruss. mağara ve kovuklarda saklanıyoruss çiğ balık yiyip güneş görmeden yaşıyoruss. en büyük korkumuss günün birinde çok kıymetli kitabımıssın ve dvdlerimissin çalınması. bisi kimse sevmiyor. kimse bissimle arkadaş olmuyor. arkadaş çevremiss çok dar. hep tek başımıza kıymetlimiss ile birlik...... gollum! gollum! ay pardon gıcık tuttu bisssi gıcık olduk birden.
karısı kızıyla rakı içen insan
-
çok imrendiğim insan.
yaşım inşallah doğacak çocuklarımın büyüdüklerini görmeye yeterse mutlu bir şekilde, huzurlu yuvamda yapmayı o kadar çok istiyorum ki anlatamam.
düşünsenize... bodrum'da sıcak bir yaz akşamı, denizden gelinmiş hafif yorgunluk var hanımla bahçede koltukta keyifli keyifli oturuyoruz. çocuklardan oğlan olan mangalı almış eline yakmış ızgarayı, kız olan sofranın son rötuşlarını yapıyor. sonrasında oğlanla kız ''yemekler hazır hadi gelin'' demişler. şahane bir deniz manzarası var, rakılar konulmuş, sohbet gani. yaşlılığın da vermiş olduğu ağırlıkla 2. dubleden sonra hafiften kafalar güzelleşmiş bizim çocuklarla hayatı konuşuyoruz. bir insan başka ne ister ki?
tek sıkıntılı tarafı, çocuklar yemeğin sonlarına doğru kalkacaklarını hissettirecekler o çok can sıkacak. malum bodrum gecelerine akacaklar. inşallah öyle güzel anlaşırım ki onlarla, bu tarz muhabbetlerde hep evde kalmayı yeğlerler.
yaşlandık ulan, daha çocuklar doğmadan yaşlandık!
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
gittik, botları verdiler.
tabanı sert geldi.
ayağım acıdı.
sivilde giydiğim ayakkabının içindeki ortopedik tabanı bota koydum.
rahatladım.
ertesi gün botun içini gören arkadaş "seninki niye böyle?" diye sordu.
"dayım ankara'da general, sağolsun ayarlamış" dedim.
bunun üzerine arkadaş botumu alıp "şu adaletsizliğe bakın, rezillik, biz hayvan mıyız, dilekçe yazalım..." gibi sitem dolu sözlerle bütün koğuşlara göstermişti.
ilginç günlerdi tabi.