ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bıçaklı saldırganı etkisiz hale getiren polis
-
uzun yıllardır ilk defa işini doğru düzgün yapan bir polis görmemize sebep olmuştur. elleriniz dert görmesin, umuyorum ki bu tip polislerimizin sayısı artar.
normalde 3 polisin bıçaklı saldırgana arabayı kaptırması olayında olduğu gibi bıçak gören kolluk kuvvetlerimiz far görmüş tavşan gibi kalakalırlardı. sanırım bu olaydan az da olsa ders çıkartılmış.
açıkça söylemeliyim ki ben hıncımı alamadım keşke yerde anırırken ağzını burnunu dümdüz etselerdi. yıllarca bu tiplere öylesine yüz verildi ki artık polise bile saldıracak cesarete eriştiler.
toplum zararlısı parazitin etkisiz hale getirilmeden önceki halleri;
https://www.youtube.com/watch?v=fe3tdysiwei
iki kişiye daha saldırdığını görebilirsiniz.
not: bugün polise bıçak çeken yarın sana bana ne yapmaz diyecektim ki herif suç makinesiymiş, sürüyle sabıkası varmış. bu tip insanların sağlıklı toplumlarda yeri yok, bunlar rehabilite olmaz. bunun gibi suçlular gençlikleri sönene kadar hapislerde çürütülmelidir, aldıkları nefes bile israf bunların.
bu arada 14. saniyedeki el hareketinin yarattığı hisse paha biçilemez, ne oldu lan telekinezi ile mermiyi durdurmaya mı çalışıyorsun? adamı böyle anırtırlar işte.
alternatif how can i go to sultanahmet diyalogları
-
- how can i go to sultanahmet
+ he is dead.
leyla ile mecnun
life is drunk
oğuz haksever
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
5 nisan 2019 recep tayyip erdoğan açıklaması
ben senin trt'ye çıkarılmadığını bilmiyordum
-
"lan ben koca cumhurbaşkanıyım, trt mi seyredeceğim, nat geo wild seyrederim hep"
diye de devam etmiş olabilir.
the brooklyn follies
-
yine o sade ama cok akilli cumleleriyle, son zamanlarin en dokunakli diyaloglariyla, icinde barindirdigi kafka hikayesiyle, paul auster'in en sevdigim kitaplarindan biri olmustur the brooklyn follies. auster sanki biraz baskadir artik, daha az kizgin, daha cok kabullenmis, sanki biraz yaslanmis, ama en çok da yazinin icinden size sicak sicak uflemistir. oyle bir keyif olmustur bu romani okumak. postmodernizmin mutlu sonudur.
mavi renkte bir yiyecek olmaması
-
mantarı varmış.
başlığı görüp "kesin mavi mantar vardır" çıkarımımla bulmuş olduğum link, ben de bilmiyordum.