hesabın var mı? giriş yap

  • ulan aynı şey istanbul'da benim başıma geldi.

    hava yağmurlu. trafikten kaçmak için ara sokaklara girdim. millet de bu biliyordur peşime takıldı, abi resmen millet arkamda kuyruk oldu. sokaklar git gide daralıyor, arkamdakilerin sorumluluğu var üzerimde ve ben kesinlikle nereye gittiğimi falan bilmiyorum. balat'ın arka tarafları.

    en sonunda yol bitti. evet, yol bitti, çıkmaz sokak. ben ne yaptım?

    arabayı park ettim. oradaki apartman benim evimmiş gibi giriş yaptım, arabalara da "la burası benim evim yanlış yaptınız siz dayı" şeklinde el işareti yaptım. isterseniz yukarı gelin çay içelim mk?

    hepsi geri geri gittiler. ben de apartmanın içinde saklandım bir 10 dakika. sonra da gerçek evime gittim.

    bu da böyle bir anımdır.

  • sevgilisiz geçen süreyi geçici bir süre olarak kabul edip bir gün mutlu olabileceği kişinin karşısına çıkacağı umuduyla hayatına devam edebilen insandır.

  • "lan ben koca cumhurbaşkanıyım, trt mi seyredeceğim, nat geo wild seyrederim hep"

    diye de devam etmiş olabilir.

  • haşmet babaoğlu okuma yazması olan hiç kimseyi çıldırtamaz...

    haşmet babaoğlu gizli gizli elindeki şarap kadehini yudumlarken bu salak kelimeleri bir araya getirdiği için sözüm ona muhafazakar avantasıyla kafasını güzel yapar.

    helalinden kazanan, eğilip bükülmeyen, yaşamak istediği hayatı dilediği gibi yaşayan kimseler anca bu deli saçması şeylere yazık sırıtmasıyla bakar. ve asla okumaz. okuyacak değeri vermez.

  • çinli general, devlet adamı ve filozoftur. tam olarak hangi tarihler arasında yaşadığı bilinmemektedir. savaş stratejileri üzerine yazdığı savaş sanatı (the art of war) adlı yazılarından derlenerek oluşturulan kitap, dünyanın en eski savaş stratejileri olarak kabul edilir. 13 bölümde toplanan yazıların, çin’de çok daha eski dönemlerden beri bilinen savaşma ilkelerinin toplu bir sunumudur.

    "gerçek zafer" için şöyle demiştir: "gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir. gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir."

    (bkz: #69211031)

  • peyami safanın da yarenlik etmiş olduğu neyzen, heccav.

    neyzen tevfik'e içkinin yasaklanmasından sonra bir gün peyami safa üstadı ziyarete gider. odanın bir köşesinde koca şarap fıçısı görünce şu diyalog gelişir:

    ps. bu ne üstad? hani artık içmeyecektin!?
    nt. ne yaparsın evlat içmezsem kuvvetten düşüyorum.
    ps. peki içkinin faydası oluyor mu?
    nt. olmaz olur mu sen ne diyorsun!! bak bu fıçıyı, geldiğinde yerinden oynatamazdım, şimdi tek elimle bile kaldırıyorum.