hesabın var mı? giriş yap

  • hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek adlarından söz ettirmeyi bilmişlerdir hem de "ama siz haklıydınız ve biz de patateslerimizi değiştirdik" diyerek samimiyet puanı toplamak istemişlerdir. reklamcılık başarısıdır.

  • boyu 20 metreye kadar olabilen, tüm okyanuslarda ve akdenizde yaşayan bir balina türü. türkiye kıyılarında da görülmüştür haliyle. kaşalot adıyla da bilinir.

    oldukça ünlü bir balina türüdür. bunun sebebi insanlar tarafından yağları için senelerce avlanmış olmasıdır. balina yağı özellikle meşale, lamba ile aydınlanmak için kullanılıyordu. uzun uzun yanan bir yağdı. ayrıca tek bir avda yüzlerce kilo yağ elde ediliyordu. bu dönem balina nüfusunun ciddi oranda düştüğü dönemdi. günümüze yaklaştıkça aydınlatma olanaklarının değişmesiyle balina yağı da popülerliğini yitirdi.

    parfüm yapımında kullanılan amber adlı ürün ispermeçet balinasının midesinde oluşur. amber, balinanın yuttuğu mürekkep balıklarının bağırsak çeperini etkilemesiyle salgılanan bir maddedir. parfümeri sektörü için nadir bulunan çok kıymetli bir maddedir.

    bir diğer önemi çok derin sulara dalabilmeleridir. derin sularda yaşayan dev kalamar, dev mürekkep balığı adıyla bildiğimiz canlıların varlıklarına uzun zaman kanıt teşkil ettiler. balinaların derisinde bulunan vantuz izlerinin çapı hesaplanarak derin sularda yaşayan, boyu 20 metreye ulaşan dev kalamarların olduğu tahmin edildi. çünkü bu izleri yapabilecek bilinen bir kalamar türü yoktu. yıllarca sadece tahmin edilerek, şehir efsanesi kıvamında kaldılar ancak günümüzde özellikle japonların araştırmaları bu canlıların varlığını da görüntülü olarak kanıtladı.

    4 metrelik bir örneği

    vantuz izleri

    balina vs kalamar çizimi

  • "asla aptallarla tartışmayın. çünkü sizi ilk önce kendi seviyesine çeker, sonra o seviyedeki tecrübesiyle sizi yener" sözünü hatırıma getirmiş tartışma.

  • islam'ın, uygarlık treninin arkasından koşmasının üzücü videosudur.
    demiryollarını içeren herşeyi, treni, dizel motoru, sinyalizasyonu, elektroniği, motor yağını, seri üretimi ve bunun için gerekli olan tüm süreçleri, insanların eğitimini, rayları ve gerekli tüm sistemi kurup işler hale getirenler seni niye beklesin ki?
    neyini beklesin senin söylesene? şahane, en birinci ibadeti yapıyorsun diye mi beklesin? para versen de beklemiyor baksana.
    sen hala tren beni beklesin diye bekle.
    nah bekler seni tren.
    hala anlayamadın.
    tren kaçtı, hala anlayamadın.

  • eskişehir osmangazi üniversitesi:

    + nerede okuyosun?
    - eskişehir'de okuyorum.
    + anadolu mu?
    - osmangazi.
    + hmm. olsun ya eskişehir güzel yer.

  • - oğlum bi iş yapacağın zaman önce anana sor, ne söylerse tam tersini yap doğru yolu bulursun.

    baba işte... bu benim babam.. diğeri de anam..

    işin garip yanı anam da aynısını babam için söylüyor..
    kardeşim ablam için söylüyor
    ben kardeşim için anneme söylüyorum
    bizimkiler toplanıp benim için söylüyorlar

    doğru yolu bulan yok daha..

  • sinemanın gerçek anlamda öncüsüdür. 1861 yılında dünyaya gelmiştir. 1895 yılına kadar aslında sihirbazlıkla uğraşan melies, sinematografın mucidi lumiere kardeşler'in film gösterimlerinden çok etkilenmiş ve onlardan bir cihaz satın almaya çalışmıştır. ancak lumiere kardeşler cihazın başkaları tarafından taklit edilmesinden çekindikleri için ve ticari kaygılarla teklifi reddetmiştir. bunun üzerine kendi kamerasını ve projektörünü yapmaya çalıştıysa da, sinematograf cihazını başka firmalar da üretmeye başladığından ve icat giderek yayıldığından, 1897 yılında kaliteli bir sinematograf satın alma olanağına kavuşmuştur (sinematograf hem görüntü kaydedebilen, hem de projeksiyon yapabilen bir alettir). ardından, camdan bir film atölyesi inşa etmiş ve 1913 yılına kadar 500'ün üzerinde film çekmiştir. filmlerinde kullandığı özel efektler sayesinde giderek popülarite kazanmış ve zamanında kendisini reddeden lumiere kardeşler bile, onun için "sinema gösterisinin yaratıcısı" diye bahseder olmuştur. özellikle 1902 yılında gösterime giren aya seyahat gibi filmleri sinemanın erken dönemlerine ait birer başyapıt olarak karşımıza çıkmaktadır. jules verne'nin kitaplarındaki evreni ve atmosferi canlı bir gösteriye dönüştüren melies, sinemada özel efekt ve bilim kurgu-fantazi ögelerinin kullanılması konusunda da tam anlamıyla öncü kişi olmuştur.

    1900'lü yılların ortalarında kardeşi gaston, amerika'da bir film şirketi daha kurmak için yolculuğa çıkmış, ancak başarısız olmuş, hatta ondan aldığı 50 000 doları da kaybetmiştir. amerika'da yaşanan hüsranın ardından patlak veren 1. emperyalist paylaşım savaşı sırasında, clemencau öncülüğündeki fransa cumhuriyeti hükümeti melies'in film stüdyosunu hastaneye dönüştürmüş, filmlerini de eriterek asker postalı yapımı için kullanmıştır. böylece savaştan sonra, sinemanın yeniden canlanmaya başladığı 20'li yılların ilk yarısı, melies için unutulma ve çöküş yılları olmuştur. elindeki son parasıyla paris'teki montparnasse tren istasyonunda bir oyuncakçı dükkanı açmış ve bir süre burada yaşamını sürdürmüştür. ancak zaman içinde gazeteciler ve sinemacılar ona yeniden yoğun ilgi göstermeye başlamış ve aralık 1929'da salle pleyel tiyatro salonunda eski filmlerinin gösteriminin yapıldığı bir gala tertiplenmiş ve film endüstrisine dönmesi için pek çok çevreden teklifler gelmeye başlamıştır. eskisi gibi yoğun film çekimi faaliyetlerine dönmese de, pek çok yönetmen ve yapımcı onun deneyimlerinden yararlanmak üzere bilgisine ve danışmanlığına başvurmuş, bunun sonucunda da 1932 yılında paris sinema topluluğu orly'de kendisine bir mekan tahsis etmiş ve burada genç sinemacılara dersler vererek ve bazı filmlerin çekimlerinde de danışmanlık yaparak eski günlerine bir şekilde geri dönmüştür. kendisine bu dönemde fransa'daki en önemli devlet nişanı olan legion d'honneur verilmiştir. 1938 yılında hayata veda etmiş, ancak bir daha asla unutulmamıştır.