ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuğunu bilingual yetiştiren türk aile
-
bebekleriyle o daha 10 aylıkken ingilizce konuşmaya başlayan ve bunu neredeyse hayatlarının her anında parkta, bahçede, okulda vb. yapan bir aile.
18 dk.'lık serüvenleri için:
https://youtu.be/swuwpvtftjc
çocuğun kafasına default olarak en az türkçe kadar (hatta belki daha fazla) ingilizceyi de yerleştirmişler.
bu tercihlerini farklı deneysel bir süreç olarak ifade ediyorlar.
buna dünya vatandaşlığı yolunda atılmış bir donanım olarak bakıyorlar.
videoda parkta diğer çocuklarla oynayan çocuklarıyla herkesin içinde ingilizce konuşmanın zorluğundan bahsediyorlar.
burada anne daha bir driving force olmuş.
o, kulaklarını tıkayıp çevrede kimse yokmuşcasına, kimseyi umursamadan ingilizce konuşmuş çocuğuyla.
ingilizce belli bir seviyeye gelince buna ispanyolcayı da eklemişler.
valla helal olsun tebrik ederiz çocuktaki özgüvene bakacak olursak çok doğru bir şey yapmışlar.
deney bence başarılı sonuçlanmış.
edit: annenin genel olarak yorum ve cevabı ile ilgili entry için (bkz: #86266177)
davada avukatsız savunma yapmak
-
davayı açan savunma yapmaz. dava açılan yani davalı savunma yapar.
"ya ne önemi var bir kelime hatası yapmışız işte" diyecekseniz hiç de öyle değil. davalar tek kelimeyle kaybedilebiliyor. bence bu işe hiç girmeyin.
örnek: bir müşteri çalıştığım bankaya borcunu ödüyor ama bir şekilde sistemde ödeme görünmüyor. tekrar ödetiyorlar. ikinci defa ödediği tutarı iade almak üzere dava açıyor. dilekçesine parayı "defaatle" (tekrar tekrar) ödedim yazacağına "defaten" (tek seferde) ödedim yazıyor.
mahkemede hakim soruyor:
- borcun 5000 lira mıydı?
- evet.
- yani borcu kabul ediyorsun.
- evet.
- sen bu 5000 lirayı defaten mi ödedin?
- evet.
- tamam o zaman. davanın reddine...
edit1: çalıştığım değil, yıllar önce çalıştığım banka.
edit2: müşteri davayı kaybetti ancak yıl sonu kontrollerinde kayıp para bulundu. para iade edildi.
edit3: bence de sistem kötü. ama hukuk sistemleri genelde böyledir. mesela suits dizisinde de vardı. göçmen bir eleman forma "asylum" yazacağına "refugee" yazdığı için sınırdışı ediliyordu. çünkü hukuk sistemlerinde kelimeler önemlidir.
bir erkeğin aktif kullanımdaki boxer sayısı
tüm zamanların en başarılı kız düşürme repliği
-
"aduket"
yarım ay ortadaki düğme + yarım ay ortadaki düğme + tam çember en sol düğme.
hala düşmediyse: gardı bıraktığı an oooryuken
ekşi itiraf
-
47 yaşındayım, emekliyim, kadınım; baharda ehliyet aldım, 2 ay önce de araba. araba kullanırken camları açıyorum, full bass vererek son ses müzik dinliyorum, ciğerlerim titriyor.
bahçeşehir/gölet - akbatı arasında zangır zangır gidip gelen maganda benim. ayılığın bağrından kopup geldim ve bundan zevk alıyorum.
çelik jant da taktırmayı düşünüyorum.
jelko obradoviç
-
o tahtaya 31 çizse gidip çekecek 1 milyon kişi var.
19 eylül 2021 gençlerin sokakta yatmaya başlaması
-
barınamıyoruz hareketi‘nden gençler yüksek yurt, kira ve apart ücretlerine karşı bugün 22.00 itibariyle kadıköy bedia muvahhit sokak’ta toplanarak orada yatacaklarını duyurdular. hemen akabinde polisler tarafından uzunca süre tehdit ve taciz edilen gençler yılmadılar, polisi yıldırdılar.
dayanışmaya da birçok kimsenin gelmesi sonrası gençler polislerin baskılarını kırıp yoğurtçu parkı’na geçtiler. #barınamıyoruz hashtagi ise kısa sürede twitter gündeminde 1. sıraya oturdu.
süreç barınamıyoruz hareketi twitter adresinden takip edilebilir.
tanım: birçok şehirden gencin katılması beklenen mücadele pratiği.
20 eylül edit: bu gece itibariyle kocaeli izmit ve izmir’in de eklenmesiyle 3 ilde gençler sokakta yatıyor.
agnostik
-
benden uzak allaha yakin ol derken, verilen adresin neresi oldugundan tam olarak emin olamama durumu...
beyaz tenli olmak
-
sözlükte şikayet ediyor gibi yapıp aslında övünmektir.
"nedir bu güneşten çektiğim :/"
etsiz çiğköfte
-
özellikle etsiz çiğ köfte diye başlık açılmasına rağmen "nolur çiğ köfte demeyin buna :(" diyenleri var. ne diyelim ulan daha? taklitçi pezevenk çiğ köfte mi diyelim, anasına mı sövelim? etsiz çiğ köfte diyoruz işte! a aaa, hayret bişey...
para sıkıntısı olmasa iştigal edilecek meslekler
-
yorgancı ya da yüncü olmak. müşteri yok ama akşama kadar yumuşak yumuşak yünlerin içinde huzur bulurum.
down sendromlu diye bebek aldırtmak
-
down sendrom, sma yada benzeri bir hastalık ile çocuk aldırmak en mantıklı yöntemdir. kimse böyle bir çocuğu sahip olmadan atıp tutmasın tarifi bile olmayan çok zor yaşam ki bu anneler, babaların en büyük arzusu çocuklarından uzun yaşayabilmektir.