hesabın var mı? giriş yap

  • fabrika çıkışı karartılmış arka cama kusur yazıldı.

    şase numarasını okuyamamış, açtım bizzat gösterdim, düzeltilmesi için tekrar ücret ödemeniz gerek dedi, müdürünü buldum sıvadım, düzeltildi.

    lastikleri orijinal ebadından farklı yazmışlar, kitapçığında buldum gösterdim, kemküm ettiler.

    kim ulan bu tüvtürk denen garabet kurum? ve kim musallat etti bu cahil ve hipermetrop sığırları arabalarımıza.

    not : ben de hipermetropum ama gözlük kullanıyorum ve hiç bir detayı kaçırmıyorum.

    debe editi : yolun da farın da açık olsun

  • "açık giyiniyormuş", tesettürlüler öldürülmedi çünkü. (bkz: kübra güngör)

    "evli adamla ilişki yaşıyormuş", evli olmayanla ilişki yaşayan öldürülmedi çünkü. (bkz: zeynep şenpınar)

    "kocası değil sevgilisiymiş", kocası tarafından öldürülen yok çünkü. (bkz: emine bulut)

    "mutaassıp bir hayatı olsa böyle mi olurdu", mutaassıplar öldürülmedi çünkü. (bkz: konca kuriş)

    kadınlar, sadece kadın oldukları için, hangi yaşta, giyimde, inançta, yaşayışta olurlarsa olsunlar erkekler tarafından öldürülüyorlar! bırakın artık katil aklamayı, bırakın kurbanı suçlamayı. babası, abisi, amcası, dayısı tarafından öldürülüyor kadınlar ya, onları da mı kendileri seçiyorlar? neresinden tutsanız elimizde kalıyor bu kof, dayanaksız, aptalca bahaneleriniz!

    meşru müdafaa hariç kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yok. bu kadar basit bir cümleyi nasıl söyleyemiyor, nasıl takla atıyor, ucuna nasıl "ama..."lar takıyorsunuz ya? yok kardeşim, yok, düpedüz yok!

    ekleme: şu "ama biz sizin iyiliğinizi istiyoruz, ondan tavsiye veriyoruz" yalancıları var ya, en az bu kadınları öldürenler kadar iğreniyorum sizden. rezilsiniz. (bkz: #110488317)

  • bir nevi jandarma'dır fakat türkiyedeki jandarma oluşumundan bira farklıdır. air national guard ve national army guard olarak ikiye ayrılır. air national guard hem savaş hemde barış anında birleşik devletler hava kuvvetleri'ne bağlıyken natinal army guard savaş ve işgal anında kara kuvvetlerine bağlı onun haricinde bağımsızdır. genel olarak amerika milli savunma bakanlığı'na bağlı olarak görev yapar.

    kuruluş amacı amerikanın herhangi bir işgale uğraması durumunda halkı paramiliter olarak örgütlemek - amerika birleşik devletlerinin öz kendi sınırlarını korumak kollamak ve polisin gücünün yetmediği yağma - yıkım - toplu vandalizm - isyan gibi durumlarda polisin yerine geçmesidir. valiler için ulusal muhafızları çağırmak içi ucu boklu değnektir çünkü komutanları çağırıldığı bölgede valinin yerine geçme yetkisine sahiptir.

    natinonal guarda katılabilmeniz için ordunun işine yarayan bir işte veya halihazırda bir devlet işinde çalışıyor olmanız gerekmektedir. başvuran kişiler en az 1 yıl sür ile national guarda hizmet ederler. air national guard'ın yer üyeleri de bu şekilde seçilirken air men olarak tabir ettiğimiz kısım. yani pilotlar - silahçılar - uçak bakımcılar ise hava kuvvetlerinden veya army reserve force'dan atanırlar. kısacası pahalı oyuncakları öyle itfayeciye polise falan teslim etmezler.

    2003 yılına kadar ulusal muhafızlar yurtdışı görevlere gitmiyordu yani afganistanda ırakta national guard üyesi asker bulamazdınız. fakat 2003 den sonra ulusal muhafız birliği askerlerinden şanslı(!) olanlar seçilerek yurtdışı görevlere atanmaya başladılar fakat ulusal muhafız patchlerini çıkartıp yerine yurtdışındayken bağlı oldukları birliğin patchlerini kullandılar.

  • 3-4 yaşındaki bir çocuğun recep tayyip erdoğan'ı çağırma şekli. "yapıyoçun çen, geysene buyaya", vb. şekilde seslenme devam eder.

    peki gel yerine gey diyen bir çocuk nasıl oluyor da recep tayyip erdoğan kelimelerini kusursuz çıkarıyor? kurban olduğum allah'ın hikmetinden sual olunmaz.

  • ortalıkta sosyal medya dışında henüz kaynak yok, kazakistan’ın da en az 30 yıldır baskıyla yönetildiği de hepimizin malumu.

    hükümetinin çin ile yaptığı uzun vadeli doğalgaz satış anlaşmasının halk nezdinde ülkenin kaynaklarını çin’e peşkeş çekmek olarak algılanması, bu anlaşma içerisindeki kazak şirketlerinin nursultan nazarbayev’e yakın kişilere ait olması, zaten enerji sektöründeki çalışma koşullarının insani olmaktan çok uzak oluşu, uzun süredir çalışma koşulları için yapılan protestoların hep polis tarafından müdahalelere uğraması ve en nihayetinde de akaryakıta yapılan %100 zam; olayların niçin şimdi çıktığına yönelik gerekçeler olarak gösterilse de tüm bunların aslında sadece bardağı taşıran son damlalar olduğu konusunda ülke gündemini takip edenler hemfikir. gerçek neden olarak ise kazakistan’ın yaklaşık 35 yıldır tek bir kişinin keyfine göre yönetiliyor oluşu, hükümetin gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış hale gelmesi ve halkın, özellikle de işçi kesiminin yaşam standartlarının yerlerde sürünmesi olarak gösterilebilir.

    yaşadığımız ülkeyle oldukça benzer sıkıntılar.

    pek çok sosyal medya kullanıcısı kazakistan’daki protestoların görüntülerini kazakistan halkının haklı tepkisi, kazakların özgürlüğe giden yoldaki cesur adımları olarak görürken binlerce kilometre ötede, zulme karşı ayaklanan halkın kazak hükümeti dışında endişelendirdiği bir kesim daha var: biz, yani türkler. yerli twitter hesaplarımız yine büyük resmi görmüşler. meğer kazak halkı aslında yıllardır refah, bolluk ve huzur içinde yaşıyormuş ama halkı sokağa döken abd, rusya, çin ve otpor’muş.

    hedef de tabii ki türk birliği; yersen.

    halileo sıcacık yatağından bildirdi. mikrofonlarımız taaa kazakistan’daki olaylardan bile mağdur olabilen siyasal islamcılar ve kucaklarında oturan minik turancılarda.

  • siyasal islam böyledir. ahlak dersi verir ahlaksızdır, din dersi verir dinsizdir, namus dersi verir namusuzdur, akıl verir akılsızdır
    bunların dini imanı para pardon dolar olmuş

  • ciciş kardeşler esra ve ceyda'nın umreye gitmesiyle başlayan ülkemiz üzerindeki karabulut serisinin yeni bir basamağı

  • vefat etmeden önceki son röportajı sanki buruk bir veda gibi:

    "şu an albüm yapmamı gerektirecek bir neden görmüyorum. türkiye'nin içinde bulunduğu ortam benim bir daha albüm yapmamı gerektirmiyor. türk halkı var olduğu bugüne kadar, dört bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz, tarihinin en kavgalı, en uzlaşmaz, en gürültülü patırtılı dönemini yaşıyor. ben bu karmaşa içinde bir daha albüm yapmayı düşünmüyorum.
    ben insanlara hayatım boyunca doğrulukları anlattım. geldiğimiz konum dolayısıyla bu doğrulukları anlatmanın pek fazla işe yaramadığını görüyorum. bir üzüntü var tabii ki. bir hüzün var itiraf edeyim ki. ama yapmam da lazım. bunu bırakıyorum. bundan sonra bu işi de bırakıyorum...

    hayranlarım bir tepki gösterirseler ben duyarım onları. çok sanmıyorum. sonuçta güzel bir albüm çıkartıyorum işte. zaman zaman televizyon programları yapmaya devam edebilirim. konser de veririm belki. yani onlar başka şeyler. ama türkiye'nin içinde bulunduğu şu günler, bu kadar uzlaşmaz, bu kadar kavgacı, bu kadar çözümsüzlüğü arayan bir yaşam felsefesini benimsemiş bir ortamda benim şarkılarıma insanların ihtiyaçları yok. kişisel düşüncem..

    o zaman daha huzurlu bir ortamda yani ben de daha huzurlu ortam istiyorum o zaman. evet buna hakkım var. bunca sene konuşmuş, ettiği laflar dinlenmemiş bir insan olarak huzurlu, kavga edilmeyen bir ortam istiyorum yani...."

    o günden bugüne iyiye giden bir şey olmadı barış abi.. daha uzlaşmaz daha kavgacı daha gürültülü olduk. en son bıraktığın gibi bu dünya. kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok. ve daha da kötüsü, içi boş insanlar bu dünyada çok fazla yer kaplıyor artık.

  • bunun daha kötüsü o kız bana bakar dediğin kızın da sana bakmamasıdır.