ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hem g.saray'ı hem milli takım'ı çalıştırabilirim
-
(bkz: hem galatasaray'ı hem milli takımı sömürebilirim)
sen önce bi milli takımı çalıştırabil de, bakarız.
not: milli takım taraftarı.
ak-saray'ın maliyeti
-
mehmet şimşek, ak saray'ın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı.
erdoğan'ın makam uçağı tc-tur için de "satın alma bedeli ile toplam maliyeti 185 milyon dolardır" dedi.
evet ak saray'a harcanan parayla neler yapılabilirdi?
- bütçe açığının yüzde 7’si kapanırdı.
- 40 kişilik 2740 yaşam odası yapılırdı.
- 13 bin işsiz 12 yıl boyunca asgari ücretten maaş alarak istihdam edilebilirdi.
- 1 günde 550 bin aracın geçtiği boğaz köprüsü’nden 391 milyon araç ücretsiz geçebilirdi.
- 800 okul yapılırdı.
- 400 yataklı 13 hastane yapılırdı.
edit: imla
1 kilometre yol için emniyet kemeri takan tip
-
çok yakın bir geçmişte, kuzenimi eşi ile birlikte, eviyle kaza yaptığı mesafe arası bir km olmayan bir kazada kemerlerini takmalarına rağmen kaybettik. geriye iki evladı annesiz babasız kaldı. ne saçmalıyorsun sen, trollüğün de bi edebi adabı var. trollük ile üç beş fav kasıcam diye yapmadığınız şaklabanlık kalmadı, sözlüğün içinden geçtiniz, bsg artık ya.
vizeye midterm diyen insan tipi
-
ingilizce eğitim verilen bir üniversitede normal olan durumdur.
vize ne lan. hangi ülkenin vizesini alıyoruz?
(bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
sokak köpeği
-
önce yemek değil sevgi ister. itilmeye korkutulmaya o kadar alışmıştır ki sevmek için elinizi uzatınca önce korkar. kuyruğunu, başını ve kulaklarını düşürür. sevdiğinizi anlayınca minnettar bakışlarla bakar. o bakışları anlatacak kelimeyi bilmiyorum.
hırvatistan milli futbol takımı
-
birkaç yıldır sempatizanı olup yakından takip ettiğim, dönem itibarıyla dünyanın en iyi 3-5 milli takımından biri olan takım.
euro 2016'nın gizli favorisi olmalarına rağmen turnuvaya 2. turda veda ettiler. 2018 rusya dünya kupası eleme gruplarındansa rahatça çıkacağı düşünülürken ancak play-off sonunda kupaya katıldılar. ante cacic adlı kötüler kötüsü olan teknik direktörden kurtulduktan sonra şimdilik sıradan bir kariyere sahip olan zlatko dalic ile yavaş yavaş beklenen seviyeye geliyor gibiler ama gene de tam olarak takım olamamış görüntüsü veriyorlar.
dünya 3.'sü oldukları 1998 fransa dünya kupası'yla beraber tarihlerinin en iyi milli takım jenerasyonuna sahipler ama dediğim gibi takımda hep bir şeyler eksikmiş gibi duruyorlar.
efsane kaptan darijo srna'nın euro 2016 sonrası milli takımı bırakmasıyla dümene real madrid'in yıldızı luka modric geçti. yanında ise barcelona fc'nin yıldızlarından ivan rakitic var. kalede as monaco'nun tecrübe abidesi kalecisi danijel subasic, defansta gladyatör vedran corluka, beşiktaşlı domagoj vida, çok eleştirilmesine rağmen 4 yıllık olympique lyonnais kariyerinin ardından 4 yıldır liverpool'un değişmez isimlerinden biri olan dejan lovren, takımın en pahalı 4. ismi olan athletico madridli sime vrsaljko ile napoli ve akabinde sampdoria takımlarının formasıyla 4 yıldır seria a'da ekmeğinin peşinde koşan tecrübeli ivan strinic var. interin kanatları ivan perisic ve marcelo brozovic de takımın çok ama çok önemli parçalarından ikisi. orta sahanın emekçilerinden fiorentinalı milan badelj de takımın değişmezlerinden biri. real madridli mateo kovacic ise takımdaki en önemli genç yıldız. forvette juventuslu mario mandzukic gole en yakın isim olsa da hoffenhaimlı andrej kramaric yakaladığı çıkışla formayı kaparsa kimse şaşırmasın. ikisinin arkasında form durumu çok iyi olmasa da milanlı nikola kalinic gibi önemli bir tecrübe beklemekte. 4. ve 5. alternatif olarak forma şansı bekleyenlerse sezonu kiralık olarak schalke 04 ile tamamlayan juventuslu genç oyuncu marko pjaca ve almanya kupası finalinde bayern münih'e karşı attığı 2 golle kupayı eintracht frankfurt'a kazandıran ante rabic.
bütün bunların yanında salzburg takımıyla bu sezon avusturya ligi'ndeki 4. şampiyonluğunu yaşayıp avrupa ligi'nde de yarı final görüp sezonu 54 maç (53'ü ilk 11) oynayarak muhteşem bir sezon geçiren, ilk 4 yıllık kariyerine toplam 175 resmi maç ve 7 kupa sığdıran ve geleceğin topçusu olacağını düşündüğüm 21 yaşındaki duje caleta-car ve gene gelecekte adından söz ettirecek olan bayern leverkusen'in 22 yaşındaki genç topçusu tin jedvaj da kadroda olan isimler arasında.
görüyorsunuz kadro muhteşem. takımın as oyuncuları dünyanın en büyük kulüplerinin değişmez futbolcuları durumundalar. geri kalanları da major liglerin kalburüstü takımlarında oynayan tipler. tek eksik leblebici bir golcü. umarum mario mandzukic bayern münih günlerine geri döner de bu açığı kapatır. keşke büyük kaptan darijo srna da bu turnuvada takımının başında son kez yer alabilseydi.
o güzel hırvatistan milli futbol takımı formasının hatrına, 2018 rusya dünya kupası'nda kazanacağımız zaferlerin ardından zagrep radyosu'nda lili marlen türküsü dinleyeceğimiz o güzel günlerin aşkına "saldır şanlı croatia!".
napad velike hrvatske!
edit: hırvatistan veya rusya'da olup bana hırvatistan milli futbol takımı formasını gönderebilecek birileri varsa bu büyük iyilikle sevap point kazanmış olur, bilginize.*
tokyo'da 2 bisikletçimizin de pes etmesi
-
moderatörler tarafından başlığın şu şekilde düzeltilmesini rica ediyorum;
"tokyo'da 2 bisikletçimizin de erkenden elenme nedeni"
ön edit: bisikletçilerimiz neden elendi? ben de sonradan yayınlanan bu videodan konuyu dinledim ve entry'mi düzeltme kararı aldım. sporcularımıza fazla yüklenmiş olduğumuzu düşünüyorum.
==========================================
sen yıllarca olimpiyat hayaliyle yaşa, her sporcunun rüyasını gördüğü olimpiyatlarda, yarışın henüz başında (12 dk geride kaldığın için) bırakmak zorunda kal. çok üzücü bir durum.
yol bisikleti yarışında (bkz: onur balkan) ve (bkz: ahmet örken) henüz başlardayken elendiler.
bu tamamen diğer sporlara futbol kadar önem vermeyişimiz ve bisiklet federasyonunun yeterince vizyoner olmamasından kaynaklanıyor.
youtube videosunda anlatıldığı gibi; ülkede, birçok spor dalında olduğu gibi, bisiklet dalında da yeterli yatırım yok. sporcular ülkedeki rakipleriyle yarışıp kendilerini geliştirmeye çalışiyorlar. avrupa'daki yarıslara katılamadiklari icin kendilerini onlara göre geliştiremiyorlar. bu nedenle de daha ilk etapta kural gereği 12 dk geriye düstüklerinde eleniyorlar. yani sporcuların suçu yok bu sonuçlarda. onlar ellerinden geleni yaptılar. başlığın da "pes etmesi" değil, "hrmen elenmesi" olarak düzeltilmesi iyi olur.
asıl suç; spor bakanlığının yeterli yatırımı yapmamasindan. misal diyanete yapılan yatırımlardan sadece taşanları spora yatirsak yine başarı elde ederiz.
efor gerektiren, çalısma gerektiren bir sal olan bisiklet sporu için olimpiyatlara sporcu gonderemiyoruz. neden? çunkü yeteri kadar müsabakaya katılamadıkları icinpuan toplayamiyorlar ve gidemiyorlar. bu iki sporcumuz da türkiye'nin en iyisi ama olimpiyatlarda malesef rakipleri çok güçlü. öndeki ekip hergün çalıstıkları ve sürekli yarıs yaptıkları için tozu dumana katıyorlar.
link de ekliim
link 2
(bkz: #126093599) güzel yazmış, ilk entry'de olmalı bu.
(bkz: #126078484)
(bkz: #126082275)
(bkz: #126072165)
edit: yaz-sil, yaz-sil, yaz-sil...
gareth bale
-
100 etmez. ama araplar ve ruslar piyasayı böyle yoğurdu. e real madridin de gücü var. istedikten sonra alır. aldıktan sonra da 2 ay içinde çıkartır parasını. benim paramla 60 mio eder. he cebinde kaç para var diye sorarsan, 6.5 liram var. ama yarın maaşlar yatıyor akıllı olun lan. adam olun.
zor erkeklerin daha çekici olması
-
zor erkeklerin daha çekici olması diye bir şey yok bence. çekici bulduğun erkeğin sana zorluk çıkarması var. o da seni çekici bulmadığındandır bacım. fazla kurcalamaya gerek yok.
türkiye'deki evlerdeki ses izolasyonu problemi
-
(bkz: #155451204)
ben satıcıya bütün detayları sordum ev alırken. duvarı, camları, tesisatı, temeli...sordum ama adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayacağımı bilerek sordum. bir umut belki bir şey bildiğimi sanır da beni kazıklamaz diye. anlattılar da anlattılar, doğal olarak ben hiçbir şey anlamadım. debe entrisindeki teknik terimleri anlamadığım gibi.
hayır, araştırsan da öğrenemiyorsun. bir internet sitesinde başka bir şey diyor, diğer sitede başka bir şey. standardı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.
alıcıyı kazıklamak o kadar kolay ki. bir müteahhit, inşaatında yazarın dediklerini yapmadığı halde ben sorduğumda yapmış gibi anlatsa ben gerçekten yapıp yapmadığını nereden bileceğim? "arada argon gazlı double cam" kullandım dese, falanca izolasyon malzemesi kullandım dese bunu doğrulamak için yapabileceğim hiçbir şey yok ki. projeyi alıp baksam ondan da anlamayacağım.
satıcı ahlaklı olacak, satıcı. alıcı bilemez. keşke cümlenin burasına bir virgül atıp "bilmesi de gerekmez" de diyebilsem. ama bu ülkede bunu diyemiyorum. kazıklanmamak için her bok hakkında bir miktar bilgimizin olması şart gibi bir şey.
en basitinden, lastikçiye gidiyorum; "fren balataları bitmiş, teker oluk derinliği bilmem kaç olmuş, değişmesi lazım" diyor. ben şimdi balataların gerçekten bitip bitmediğini nereden bileceğim? tekerlerin değişim zamanın gelip gelmediğini nasıl anlayacağım? lastikçiye giden herkes tekerler, balatalar, jantlar hakkında araştırma yaparak mı gitmeli?
yazar güzel demiş ama, ahlaksız bir müteahhidin bir alıcıyı kandırması kadar kolay bir şey yok. buna engel olması gereken de devlet.
devlet, alıcı her halt hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmasın diye var. standart belirleyecek, denetleyecek, uymayanlara ağır cezalar getirecek. toplumun azımsanmayacak bir kısmının ahlaki ve vicdani yetmezlik yaşadığı bir yerde en ufak detaylara bile standart getirecek. "yalıtımı şu malzemeyle yapacaksın, şu kadar kat izolasyon yapacaksın, boyanın şu özellikleri olacak, temel şöyle olmak zorunda... her aşamasını gelip denetleyeceğim" diyecek.
devlet bunları demediği için de alıcılar müteahhitlerin insafına kalıyor işte. benimki boş istek biliyorum. bırak evi, daha araba piyasası kara borsacıların elinde. arabaların ikinci elinin, sıfır fiyatını geçtiği ülkede kurduğum hayallere bak benim de.