hesabın var mı? giriş yap

  • 1986'da kurulmuş bir zamanların efsanevi abd'li pc üreticisi. isim benzerliği olarak hewlett packard ve bell laboratories'den faydalandıkları da söylenir. birçok insan hp alıyorum zannederek packard bell almış.

    abd'de mağazaları en derin ve uzak taşralara açma stratejisi ile ilerlemişler ve başarılı da olmuş. bu dükkanlar country-kovboy temalı samanlı yerlermiş. zaman içinde compaq ve emachines'in agresif fiyatlarıyla rekabet edemeyince nec birkaç yıl önce satın aldığı packard bell'i yavaş yavaş piyasadan silmiş.

    2008'de acer tarafından isim hakları satın alınıp bir alt marka haline getirilerek abd'li kimliği tamamen kaybolmuş. aynı şey acer tarafından gateway'in de başına getirilmiş.

  • başlık: sevgilimin sütyenini açamıyorum yardım

    1. geçen kıza kafa attım resmen.
    anneminkilerle çalışıyorum olmuyor amk.

    2. panpa önce böyle --> <-- sonra böyle <--- --->

  • işçiler sendika değiştirdi diye işten at, bebek mamasına çaktırmadan gdo'lu tahıl kat, farkedilince de "biz zaten toplattık o iki parti malı" diye kırk takla at! sonra da "mutlu et, mutlu ol" diye kampanya yap, oldu aq.

    şu mutluluk işini bu kadar saplantı haline getirdiniz ya, olacaklardan korkuyorum: (bkz: ülker bebek mamasında kokain çıkması)

  • george w bush ne anne baba,ne tanrı,tam anlamıyla bir doktor hatasıdır. babayı biliyosun,olayı biliyosun,baktın çıkmaya çalışıyo geri it be adam!

  • şimdi efendim çok formüle girmeden şu meretin neler hesaplayabileceğini anlatayım size
    öncelikle eksponansiyel değişim nedir?
    bir şey sabit artarsa veya azalırsa buna eksponansiyel değişim denir.ne diyorsun sen ya? dediğini duyar gibiyim sakin ol geronimo aç sağ avcunu bak avcunun içinde 3 tane çizgi var onun en yukarısındaki varya hah o eksponansiyel artmadir şimdi sol elini aç bak yine en yukardaki çizgi eksponansiyel azalma ya da eksponansiyel bozunmadir.
    neyse geçelim hesabimiza bak nisan yıllık enflasyon oranı %17 ve sen şimdi aldığın domatesi 8 sene sonra ne kadara alırsın?
    t2=70/17=4.1 çıkar yani domatesin fiyatı her 4 yılda bir iki katına çıkar peki 8 yılın sonunda 4 katına çıkar hah diyelim ki az önce bakkaldan kilosu 2 liraya domates aldın hah o 8 sene sonra 8 lira olacak
    bir örnek daha vereyim: 1626 yılında amerika manhattan adasını kızılderililerden 24$'a almış.sürekli devam eden %4.4 lük sabit enflasyon oranı ile şimdi ne kadardır
    yine t2 mizi bir hesaplayalım t2=70/4.4=15.9=16 olsun bak adanın fiyatı her 16 yılda iki katına çıkıyormuş biz yılı 2016 diye hesaplayalım maksat kolaylık olsun 2016-1626=390 yil hemen katlanma sayısını bulalım 390/16=25 yani 2^25=33554432 hah bunu alalım 24$ la çarpalım 33554432*24=805.306.368$
    sen hala viyanada kalmışsın çık ordan çık

  • cicero, yaşlı cato veya yaşlılık üzerine kitabında "insanın içinde iyi ve mutlu yaşamaya dair en ufak bir istek yoksa, her yaşı ona ağır gelir." der.
    bana göre yaşamak bir heves, bir iştah meselesi. sorun yaş olsaydı kendilerini öldürme eğilimi en yüksek olan yaşlar 15-30 arası olmazdı. diğer taraftan belli bir yaşı aşabilmiş olmak da mutluluğu garantilemiyor.
    hep bir bekleme halindeyiz. şu an yaşadığımız hayatın geçici, asıl olması gereken hayatın ileride bir yerde olduğu ve onu beklememiz gerektiği fikrine inanarak günleri, ayları, yılları geçiriyoruz. çok emin konuşmayayım ama çoğumuz için bizi bekleyen bir şey yok.

    insan fiziksel olarak dünyada yer kaplamaktan öteye geçmek ister. buna da kısaca yaşamak diyoruz. o yüzden aslolan beklemek değil, harekete geçmek. bunu bir yol gibi görüp yaşamı yoldan ibaret olanlar var. hayata bir amaç için gönderildiğini düşünüp onun peşine düşenler var. dünyaya ancak üreterek katkı sağlayabilirim diyerek aralıksız çalışanlar var. iz bırakmak için uğraşanlar, keşfedenler, zevk sürenler, kazananlar, kaybedenler, acı çekenler, acıyı sevenler, mutluluğa bağımlı olanlar, korkaklar, zayıflar, haddinden fazla cesurlar, iyiler, kötüler, var da var.

    zamanın bunları yaparken geçmesi bana daha anlamlı geliyor. bekleyerek geçirenlerden bir fark var mı bilemiyorum. hiç de bilemeyeceğiz. çünkü maalesef böyle davranmıyor olsak da bir kerelik bir hak bu.

    bir videoda izlemiştim, abbas kiyarüstemi hastanede ölüme doğru giderken, hasta yatağında çok sevdiği bir şarkıyı, nobahari'yi dinlemek istiyor. güzel sesli bir kadın hem çalıyor hem söylüyor. şarkıda geçen bir söz var. diyor ki "ölümümüzden sonra bir ömür daha lazım, çünkü bu ömrümüzü sadece umutlanmakla geçirdik."
    o sırada kamera kiyatüstemi'nin yüzüne yakın çekim yapıyor. o meşhur koyu renkli camlı gözlüklerini biraz kaldırıp gözyaşlarını siliyor.
    76 yıllık hayatına 60'tan fazla film sığdırmış, iran sinemasının en büyük isimlerinden olmuş, ünü dünyaya taşmış bir adam, ölümün nefesini hissederken bir ömür daha isteyecek kadar seviyor yaşamayı. beli ki hala yapamadığı bir dolu şey var, bir 76 daha verseler yaşayacak. işte bu iştah bir lütuf bence ve bunun bir son kullanım tarihi yok.

  • bu sabah anneme gittim kahvaltıya. ali ismail'den bahsetmeye başladı. "son görüntüleri gördün mü? ali'yi dovdukleri." başladı hüngür hüngür ağlamaya. sesi titreyerek "bunlar nasıl insanlar? kafasına nasıl vurdular? " dedi zar zor. bir ara durdu "ali'nin annesi.." dedi, tekrar ağlamaya başladı. banyodan mutfak bezini alıp etrafın tozunu almaya başladı. "yine başlayacak eylemler anne" dedim. "oğlum bunların ne yapacağı belli değil, gitme sen." dedi. "ama, ne olacak bunca ölen çocuk, ne olacak bu devletin pislikleri?" deyince ben, 12 eylül'de vurulan dedemi hatırlattı, "babam, karanlık sokaklardan kuytu köşelerden sakın, asla yalnız mücadele etme, derdi." dedi. "merak etme anne" dedim, "ya hep birlikte ya hiçbirimiz! "

    annelerin gozbebeklerini onlardan ayirdiniz ya, dünyanın en haklı direnisine dünyanın en çirkin en sert mudahelesini yaptınız, tek bir özür dilemediginiz gibi yaptıklarınızı saklayip, aşağılık argümanlarla kendinizi savundunuz, halkı medyanizla kandirdiniz, alay ettiniz ve en önemlisi anneleri aglattiniz ya, bunların hiçbiri yanınıza kalmayacak. ant içeriz.

  • abi bu ne?!

    adamlar son 20 senede, küresel ısınmanın 1 asırdır verdiği zarardan daha fazla zarar verdiler ülkeye. resmen doğaya tepki olarak gelmişler dünyaya. bıyıklarına benzin döküp yaktıklarım ya!