ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evli erkeklerin mesai bitimi sendromu
-
bir arkadaşım anlatmıştı:
“abi, yemin ediyorum en huzurlu olduğum yer servis. ne işin stresi, ne evin stresi, ikisinin arasında arafta gibi, kurtarılmış bölge sanki...”
adamın servis dediği de yarım saatlik yol amk, o zaman dilimini hayat kabul etmiş. yaptığı bir şey de yok, müzik dinliyor, dizi izliyor falan.
heves kırmak için yaratılmış insan
-
güzel hevesmiş, kursakta bekletelim.
yeni nesildeki tırtlığın sebepleri
-
üzerine düşünülmesi ve çözüm üretilmesi gereken sebeplerdir. 90'ları dibine kadar yaşamış biri olarak şimdiki neslin hal ve hareketleri, düşünce ve davranış tarzları beni rahatsız ediyor. çünkü bir olmamışlık hissediyorum. biz de çok muhteşem değildik ama en azından saygılıydık. saygıyı öğrendik ailelerimizden. büyüklerimizin sözüne katılmasak bile sonuna kadar dinlemeyi öğrendik. ama şimdikiler seni dinliyormuş gibi yaparak akıllı telefonuyla ilgileniyor ya da hiç dinlemiyor. ama keşke tek sorun bu olsa. bir şeyler eksik ya da fazla. kendi çevremden yola çıkarak yorumlarsam eğer çocukları dünyanın merkezine koyup onun her dediğini yaparak şımartmak ve söz geçirememek gibi sorunlar var. bu, "benim çocuğum çok özel" sendromunun bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. öncelikle ebeveynlerin "baak abisi benim çocuğum tabletle oynuyor ne kadar da zeki değil mi?" tribinden kurtulmaları gerek. belki de çocuklara en büyük zararı, gerçekten cahil olan ama bu cahiliğinin farkında olmayıp bilinçli anne-baba rolü oynamaya çalışan kişilerden geliyor. belki de devletin anne-babalık stajını tamamlayabilen ya da bu konuda sağlam bir mülakatı geçebilen insanlara çocuk yapma hakkı vermesiyle bu durum önlenebilir diye düşünüyorum.
bu arada ablacığım senin çocuğun hiperaktif değil, bildiğin şımarık.
17 sene hayranı olduğu kadınla evlenen adam
-
o kadından ziyade kafasında kurguladığı kadına hayran kaldığı için ve elde edince hayalleri ile muhtemelen örtüşmeyeceği için bir süre sonra bıkacak adamdır.
kadınlar doğallığı elden bırakmasa erkekler aşırı hayalperest olmasa çözülür bu durumlar da işte...
kafayı sokak köpekleri ile bozmuş kitle
-
çocuğu köpekler yemiş yahu, siz neyin kafasındasınız? neyi savunuyorsunuz? rahatsız olmamak mı gerekir bundan? normaldir olabilir böyle şeyler denip geçilmeli mi?
sokak köpekleri bir güvenlik sorunudur ve çözülmelidir.
evet tek güvenlik sorunu değildir ancak tüm sorunları aynı anda çözmek zorunda değiliz, hangisini çözsek kar.
i shot the sheriff
-
türkçesi: muhtarı vurdum ama ihtiyar azaya dokunduysam terbiyesizim.
dört sayısının rakamla yazılışı
-
aslında bu şekildedir.
_______*_
______*__
____*____
__*____*_
_********
_______*_
_______*_
_______*_
biramı isterim :)
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
dünyanın en asap bozucu şeylerinden biri. ilk sorulduğunda babamın mesleğini söyleme gafletinde bulunmuştum "pikocu" diye. sonra muhabbet "pikocu ne?", "nasıl yani terzi mi?", "overlokçu mu oluyor o?", "hele bir anlat şunu" diye öyle uzamış ve ben anlatmayı başaramadıkça o kadar canımı sıkmış, beni sınıfta öyle rahatsız edici derecede ilgi odağı haline getirmişti ki sonraki senelerde "emekli", "serbest meslek" diye geçiştirmeye başlamıştım. onlarda bile öğretmen tatmin olmazsa "nasıl serbest meslek? öyle geziyo mu yani?" diye dalga geçebiliyordu. sonunda bir sene "bilmiyorum" bile dedim artık dayanamayıp. "bilmiyor musun? babanın yaptığı işi bilmiyor musun?" raddesine gelmişti ama o kadar sıkılmıştım ki gönül rahatlığıyla "bilmiyorum" demeye başlamıştım. o beni rahatlatmıştı.
işin ironik tarafı 14 yıldır ekşi sözlük'te pikoyu ve pikoculuğu anlatan yegane entry'ler bana ait.
edit: "terzi diyeydin ya" demişler. terzi demeyi denedim, "terzi gibi" dediğim oldu ama düz "terzi" diye sallamayı içime sindiremedim. veteriner babayı doktor diye tarif etmek gibi olacaktı. sanki babamın mesleğinden utanıyormuşum da yalan söylemeye ihtiyacım varmış gibi hissedecektim. o yüzden "terzi" demedim "terzi gibi" dedim ama o daha çok probleme yol açtı.
survivor all-star
-
şu yarışmada turabi çamkıran'ı destekleyenler nedense hep akp'liymiş gibi geliyor.
allah'ın uğursuzları ya. her yerdesiniz, kabus gibisiniz yemin ediyorum.
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı
-
"kadro açıklanmış: taffarel - capone-bülent-popescu-ergün - okan-suat-ümit-hagi - arif-hakan şükür. alırız bu maçı haydi aslanlar." 12. yılında gururlu günlerimizden biridir.