hesabın var mı? giriş yap

  • bazen olur bu. özellikle simit gevrek değilse, ısırınca kolayca parçalanmıyorsa olur. insanoğlu sadece simitle beslenmek zorunda kalsa, evrim sürecinde şakaklarda mini üçgen boynuzlar çıkmasına neden olurdu heralde.

  • bırakalım dünya dizi/sinema tarihini, bilinen evrendeki en karizmatik canlıdır kendisi. 7-8 yaşlarındaki 2 kız çocuğuyla barbie oynarken de bu böyledir, aplikten tek taş yüzük imal ederken de, kalabalık önünde açılış konuşması yaparken ve hiç bir şey yapmazken, öylece dururken de bu böyledir. karizmanın ölçü birimidir, herhangi bir insanın karizmatik olup olmadığını ron swanson parametresi ile hesaplarım. insanlık tarihinde, karizma mefhumu için mihenk taşıdır. rsö ve rss. görsel

  • berat albayrak gerçekleri çarpıtma işini iyi yapıyor.
    o yüzden teorik olarak doğru bir açıklama ama şöyle ki;

    diyelim ki, eve tok geldiniz ama sofra kurulu, anneniz de yemeniz için ısrar ediyor. siz de ne yaparsınız çatalın ucuyla bir iki parça yer bırakırsınız.

    ama düşünün ki, tam o esnada, pencereden dışarı bir de baktınız ki, evsiz aç bir adam çöpten bulduğu bir yiyeceği, hapur hupur iştahla yiyor.
    dolayısıyla, teorik olarak sizden fazla yiyor.

    işte büyüme hızı da böyle bir şeydir.
    doyum ile ilgili bir şey.
    büyüme hızın ab ülkelerinden ileride olabilir ama hacmin onlar kadar değil. onlar büyüyeceği kadar büyümüş, dolayısıyla büyüme hızları yavaşlamış..
    kısaca;
    onlar doymuş ama sen açsın.

  • ne sıfatla başbakan'la gezi parkı için konuşacağını cidden bilmiyorum. tek mimikle 10 sene aynı rolu oynadı lan adam. böyle olunca sanatçı mı oluyor?

    ahaha twitter'da biri biz polat alemdar'ı değil, cerrahpaşalıları istiyoruz demiş. adam haklı.

  • erdemir demirçelik fabrikasının nimetlerinden sadece biri. ben memur çocuğuyum çok net hatırlıyorum babam hep şunu derdi: bir işçi maaşı iki memur maaşıyla aynı. o yılları takiben ülke de yaşanan ekonomik kriz sonrası ciddi oranda düşen araba satışları birçok bayinin kapanmasına yol açmıştı. sadece iki küçük ilçe hariç heryer kan ağlıyordu. biri ereğli diğeri karabük (karabük'te otomobil bayiisi yoktu herkes eregliden alıyordu). iki demirçelik fabrikasında çalışan işçiler çatır çatır araba aldılar, yazlık aldılar ev aldılar. tam bu zamanlarda yine okkalı zamlar da aldılar yüzde otuz civarı. birde kırklı yaşların basinda emekli olup tazminatları da aldılar bir çoğu. aslında kanayan bir yaraydı bu. çünkü fabrikalar kâr edemiyordu yüksek işçi maliyetlerinden dolayı. karademir'in özelleştirilme süreci böyle başladı. şimdi fabrika kimin belli değil (özel haddehane sahipleri diyolla ben demiyorum). erdemir yırttı bu süreçten mantıklı yatırımlar yaparak. sonuçta arkasına orduyu almıştı. kardemir için aynı şey olmadı malesef. tüketildi ve satıldı. neyse konu sapmasın, hala ereğli alım gücü olarak türkiye'nin en güçlü ilçelerinden biridir (bakın ilçe diyorum illllççççeeee). orada asla kapanmaz adidas mağazası.

  • türk telekom teknoloji genel müdür yardımcısı yusuf kıraç beyefendi hazretlerine ait bir söylem. dünyada hız sıralamasında 102'nci sırada yer alan ülkede hizmet veren bir ıss'nın genel müdürü böyle bir açıklama yapıyor.

    yusuf bey'e göre internet yavaş değilmiş, kullanıcılar yavaş interneti tercih ediyormuş. hepimiz saykoyuz, eziyet çekmeyi seviyoruz, o yüzden hızlısı varken yavaşını tercih ediyoruz. aslında bu yaptığı tam bir laf ebeliği. gerçek ortada kabak gibi dururken adam çok güzel olayı kullanıcı tercihi olarak bize yıkmış.

    o zaman bundan sonra şöyle diyelim; türkiye'de internet çok pahalı. ona da bir laf bulursunuz siz.

    haberin linki burada