hesabın var mı? giriş yap

  • - sayma fasulyeleri gerçek fasulyeydi.
    - fişlerle okumayı söktüler.
    - sert plastikten beslenme çantaları vardı renk renk. bir dilim ekmek, bir dilim peynir ve 5-6 zeytin fiks menü. en zengin beslenmede sarma olurdu, öğretmene bile ikram edilirdi. bir de beslenme çantalarına kumaş peçete konurdu. selpak mı vardı?
    - 1 lira harçlık alırlardı çok şanslılarsa babalarından.
    - bakkaldan un kurabiyesi alırlardı tenefüslerde.
    - basmalı kalemleri yoktu. kurşun kalem ve sivretgeç kullandılar hep.
    - arı maya'lı silgiler çıktığında ilkokulu bitirmişlerdi.
    - 23 nisan'larda ront oynamak için bir örnek ront elbiseleri diktirirlerdi. bayram gerçekten bayramdı.
    - kedi merdiveni yapmayı iyi bilirlerdi.
    - pazartesileri mendil ve tırnak kontrolü yanında bit kontrolü de olurdu.
    - ünite dergileri ilkokulu bitirmeye yakın çıktı, renkli renkli ne güzellerdi.
    - tebeşirler kare idi, yuvarlak tebeşir bile yoktu.
    - müzik dersinde flüt ve melodika çalmayı, çok iyi mandolin çalan öğretmenlerinden öğrenmişlerdi.
    - beslenmeye muz koymak ayıptı, muz herkesce ulaşılabilir bir meyve değildi çünkü.
    - karnelerini hala saklarlar.

    - şimdi korkarım ki "orta yaşta" diye anılıyorlar.

  • bir konu hakkında karar almadan önce uyumayı öğütleyen ingilizce tabir

    harvard tıp fakültesi'nde psikiyatri profesörü olan dr. robert stickgold da, "sorunları uyurken çözeriz." diyor.

    aslında bunu yapmamız gerekir. beyin geceleri bağlantı bulma işini yapar, bu yüzden uyandığımızda farklı bir bakış açısına sahip oluyoruz. bu başlangıçta zor gelebilir, ancak bununla savaşmak yerine, geçmiş günü her gece gözden geçirilmesini kabul etmenin yolları vardır, böylece tüm hayatımız uykusuz bir sorgulamaya dönüşmez.

    ilk adım nasıl çalıştığını anlamaktır.

    beyin uyku sırasındaki sorunları nasıl çözer?
    uyanık olduğunuzda ve zorlu bir problemin üstesinden gelmeye çalıştığınızda, başvuracağınız yaklaşım genellikle bir parça kağıt alıp artıları ve eksileri listelemektir. ancak genellikle çok fazla öğe var ve her birinin önemini nasıl yeterince derecelendireceğinizi bilmiyorsunuz, dolayısıyla "bunun size faydası yok" diyor stickgold.

    ancak yatağa girdiğinizde beyin bir triyaj yapıyor, "günün olaylarını tarıyor ve yarım kalanları görüyor" diyor. bu, bir şeyin gerçekleşmesi sırasında veya hemen sonrasında meydana gelen duyguları, "duygusal vızıltıları" olan şeyleri seçmektir. beyin, bu hafıza "etiketlerini" olayın önemli olduğunu ve çözülmesi gereken daha çok şey olduğunu gösteren göstergeler olarak kullanır. temel olarak beyin "sanırım sana yardım edebilirim" diyor.

    bunu iki unsur sağlıyor. prefrontal korteks kapanır. beynin bu kısmı (rasyonel düşünmeyi ve dürtü kontrolünü içeren) idari karar almayı yönetir, ancak artık fikirlerin yerleştirileceği kritik bir sınır veya kategori yoktur. stickgold'un dediği gibi, "beyin, fikirleri arka planda özgürce ilişkilendirebilir ve işleyebilir."

    uykunun rem aşamasına girdiğinizde nöromodülatörler norepinefrin ve serotonin kapatılır. norepinefrin acil, somut sorunlara odaklanmayı artırır. "son teslim tarihine yaklaştığınızda birisinin 'harika fikrini' duymak istememenizin nedeni budur" diyor.

    serotonin kapatıldığında ne olduğu hakkında çok az şey biliniyor, ancak stickgold bunun beyni daha gevşek bağlantıları değerli olarak tanımlamaya yönlendirdiğini öne sürüyor. her iki nörokimyasal da uzaktayken fikir parçaları bir araya gelebilir. stickgold, "asla fark edemeyeceğiniz zayıf ama önemli çağrışımların keşfini geliştiririz" diyor.

    sonuç olarak, ertesi gün aniden bir karar ya da düşünce ile uyanırsınız. bu, mutlaka açıklayamayacağınız içgüdüsel bir karar gibi gelebilir. bu son kararınız olmayabilir ama bir şeyler değişti. stickgold, "uyuduğunuz zamankiyle aynı noktada değilsiniz" diyor ve her şeyin açıklanamayacağını ve bilimin, verdiğiniz kararın doğru olup olmadığını hesaplayamayacağını ekliyor: "bu rasyonel olmayan bir süreç."

    bir sorun üzerinde çalışmaya devam etmek işe yaramaz. uyumayı beklerken sorunları tekrar tekrar düşünen biri olabilirsiniz. beynin uykuya dalmadan önce yapmak istediği şey, bir düşünceyi görmek ve bir sonraki düşünceye geçmektir. tek bir düşünceye takılıp kalabilirsiniz, sonra derin derin düşünürsünüz; stickgold, yavaş yavaş ortaya çıkan pişmanlıkların adrenalini tetiklediğini ve bunun da bitmesinin 10 ila 15 dakika sürebileceğini söylüyor.

    meditasyon sırasında düşünceleri yargılamadan gözlemlemeye benzer şekilde, bir düşünceyi kabul etmek ve onun hareket etmesine izin vermek yardımcı olur. arada rahatlatıcı geçiş görüntüleri düşünmek ve yalnızca nefes alıp vermeye odaklanmak işe yarayacaktır. önemli olan düşüncenin salt varlığının bir sorun olmadığının farkına varmaktır.

    ancak düşünceler devam ederse sakinleştirici adımlar vardır. stickgold, merak etmeye devam etmek yerine garajın kapalı olduğundan ya da fırının kapalı olduğundan endişeleniyorsanız "kalkıp kontrol etmekte yanlış bir şey yok" diyor. hemen çözülemeyen sorunlar için yatağınızın yanında bir not defteri tutun ve yarın için bir hatırlatma yazın. belirli bir endişeyi veya fikri unutacağınızdan endişeleniyorsanız, bu onu aklınızdan çıkarır ve onu sabah göreceğinizi garanti eder.

    yardımcı olmayan şey ise gece yarısı kalkıp bir sorun üzerinde "çalışmak"tır. ertesi sabah bitkin düşersiniz ve bir karara ya da çözüme yaklaşamazsınız. cevap, başlangıçta ne kadar rahatsız edici gelse de, düşünce akışının ilerlemesine izin vermektir.

    stickgold, "endişelenme dönemine bir hediye olarak bakın" diyor. "beyin, sekiz saat boyunca bunları inanılmaz derecede verimli bir sıraya koyacak ve sorunları ele alacak şekilde ayarlıyor. bu aslında zarif bir mekanizma."

    kaynak:
    https://www.health.harvard.edu/…roblem-202105242463

  • ifade edilesi zor bir durum, bir cumhuriyet gazetesi haberi,

    kiler holding, borcuna karşılık verdiği sapphire avm’yi 'yarı fiyatına' geri aldı.

    yandaş bir holdingin bir çırpıda vergilerimizden kazandığı milyon dolarları cebe atma durumudur, banka kamu bankasıdır, bu zarar kamu zararı yazılarak vergilerimizden karşılanacaktır, oysa okullarda çocuklarımıza yemek için, asgari ücretin altında maaş alan emeklilere ek destek için bütçe yokken.

    akp iktidarıyla yükselişe geçen kiler holding, borcuna karşılık bir kısmını 100 milyon dolara halkbank’a sattığı sapphire avm’nin tamamını 48 milyon dolara geri aldı. sayıştay 2021’de avm için 78.9 milyon dolar değer biçti. emlak fiyatlarının patladığı dönemde bina “yarı fiyatına” kiler’e geçti.

    link

  • sadece bana mı oluyor bu merak ettiğim hede.
    ne zaman berberden çıksam nereye gideceğimi, ne yapacağımı bir anlık unutuyorum.

    edit: beyler bayanlar, berberden çıkar çıkmaz yaşadığım gel git ile bu tespiti yazmıştım, ancak bakabiliyorum ekşiye.

    bir çok kere yazıldığını gördüm "şu mesajimdan sonra mesaj kutum doldu" diyenleri, ya hadi oradan toppik seni, mesaj kutusu dolmuşta ne olmuşta.. inanmazdım!
    evet bir tespit ile mesaj kutusu patlayabiliyormuş. yuh ya şimdi nasıl cevap vereceğim tüm mesajlara.

  • "bill gates'in eşi olmak da zordur be.
    - hayatım eve ne zaman geliyorsun?
    - 9 dakika kaldı, 10 dakika kaldı, 22 dakika kaldı, 3 dakika kaldı..."

  • ve halen aramızda 1 tane bile kız kaldıramayıp, sözlükte sağa sola abazanlık saçanların suratına tokadı yapıştırmış ablamızdır. yürü bea.

  • ooof of gerizekalılar debe'ye sokmuşlar bir de.

    wifi dediğiniz şey radyo dalgası. modemin kullandığı enerji 10 watt bile değil. 10 watt güç tüketen ve radyo dalgası üreten bir şeyin size zarar verme olasılığı yok.

    radyoaktif parçacık fırlatmasından korkuyorsanız güneşe çıkmak bunun 10000 katı daha zararlı. uçağa binmek ise daha fazla.

    elektromanyetizma falan zırvalamışsınız ya tekrar ediyorum 5 volt 2 amper desek 10 watt. buzdolabınız daha çok enerji tüketiyor. sözlüğü karen ordusu basmış. idiocracy filmi gerçek oldu sayenizde.

  • 20 mart 2021'de, yine bir gece yarısı ülkenin merkez bankası başkanını görevden alarak sadece 3 ayda ülkenin para biriminin %20 değer kaybetmesine neden olarak 83 milyonu rahatsız eden bir zübüğün gece yarısı kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur diyerek getirdiği yasaktır.

  • bir gün kürt yolda yürüyormuş
    tartışan 2 çocuk görüp yanlarına yaklaşmış ve sormuş; "niye kavga ediyirsiniz çöcüklar?"

    çocuklar da "paralarımızı birleştirip tost aldık ama hangimizin ilk ısırığı alacağına karar veremiyoruz" demişler. kürtte kaş altından gülmüş, tostu çocukların elinden almış, ikiye bölmüş ve gülümseyerek birden arkasına dönüp kaçarak tostu eşşeğiyle birlikte yemiş.