hesabın var mı? giriş yap

  • sedat peker’in iddialarıyla çalkalanması gereken bir içişleri bakanlığı varken gülşen’i hukuksuzca tutuklayan yargıya rağmen “yok kılıçdar aday olursa oy vermem, yok imamoğlu oyumu alamaz” gibi şımarıklıklarıyla artık yoran muhalif güruhtur.

    siyasal islamdan kurtulmak için, şeriat düzeninden önce son çıkışta bu şımarıklığı artık saçma bulmamız lazım.

    her gün yeni bir rezalet, her gün yeni zamlar, her gün yeni hukuksuzluklar gırla önümüze düşerken şuna oy vermem, o çıkarsa oyum reise demek; bu zehir altında eriyip gitmenin size müstehak olmasıdır.

  • internet cafeye polis baskın yapar ve counter strike oynayan çocuklardan birinin yanına gelir:

    +ver bakim kimliğini.
    -abi kimliğim yanımda değil valla.
    +ulan kimlik olmadan ben ne biliyim terörist misin nesin?
    -yok abi. ben kantırım zaten.

  • free jazz'de doğaçlamaların rolü, konumu ve statüsü bugüne kadar süregelen geleneklerden ayrı düşüyor; çoğunlukla, bir gruptaki bütün müzisyenler artık hem birlikte hem de her biri tek başlarına doğaçlıyor. toplu doğaçlamalardaki bu ilkesel yenilik (kendi deyimleriyle) bu yeni siyah-amerikan müziği'ni, eleştirmenlerin new orleans çoksesliliği diye adlandırdıkları oluşumla bir kez daha ilişkiye sokuyor.

    "müziğin birlikte ve özgürce çalınabildiği new orleans'ın o eski havasını yeniden canlandırmaya çalışıyoruz." diye açıklıyor albert ayler. dahası, birbirlerinin peşi sıra geldiklerinde kendilerini önceliklere katan ya da onlara karşı çıkan free jazz doğaçlamacıları, sırası gelenin uzatıp yaydığı aynı temalar yerine tıpkı yerkabuğu gibi çeşitli katmanlar, dokular, tabakalar halinde yankılanan temalardan oluşur. böylelikle yapıtın tamamı, bir bütün olarak yapısıyla biçiminin bireysel cümlelerin az çok tahmin edilebilir değişimlerden doğmasıyla bir doğaçlama haline gelir. çokmerkezli özgür toplu doğaçlamalar aslında new orleans cazı çoksesliliğinin yeniden hayata geçirilmesi pseudo-ütopyasından da fazlasını ifade etmektedir. yapısı özü nedeniyle muğlaktır, kışkırtıcı, tehlikeli ve şakacıdır. çoğu free jazz müzisyeni afro-amerikan müziği çalmak için akademik batı eğitimi almaya gerek olmadığını ispatlamıştır: (bkz: ornette coleman) (bkz: cecil taylor) (bkz: anthony braxton) (bkz: andrew hill) (bkz: don cherry) (bkz: albert ayler) çalgıların alışılmış kullanımlarının dışına çıkmaya yönelik yaygın eğilimin nedeni, batı normlarınca dayatılan icra sınırlarının ötesine geçme arayışıdır. eskiden bir kaza ya da istisna olarak görülenler artık yeni ses olanakları haline gelir: charlie parker'ın kayıtlarından birer hata olarak görüldükleri gerekçesiyle silinen üflemelilerin ıslıksı vızıldayışı, bugün bir bütünün ayrılmaz parçası olarak değer kazanıp kabul görmekte; bugüne dek sesin temizliğini bozan parazitler olarak nitelenip kaçınılan nefes sesleri artık başlı başına müzikal öğeler olarak kullanılmaktadır. ayler, seslerin artık notalardan daha önemli hale geldiğine dikkat çekerek, bu yüzden müzisyenin seslerin temiz ya da kirli olarak değerlendirilmesine aldırış etmemesi gerektiğini söyler. feryatlar, gürültüler, vurma sesleri, homurtular, gıcırtılar; müzik-dışı olarak görülen her türlü öğe doğaçlamanın bütünlüğünde kendine bir yer bulur.

    kaynaklar: mikan knizak/destroyed music (1963-1980) sf. 132-133, wikipedia, pbs jazz (2001)

  • banka mail atmış "rafet el roman'la romantik bir gece geçirmek istermisin?” eskiden kredi kartı borcunu ödemeyince sadece icraya verirlerdi. iyice çirkinleştiler
    *

  • rafa kaldıracağı ti$örtün 3 oğlundan hangisine ait olduğunu koklayarak anlayan muhte$em varlık.cenneti paspas yapan ki$ilik.

  • başlığa bakarak hemen öyle heyecanlanmayın ya da heyecanlanın. uzun süredir bu kadar mükemmel bir şov izlememiştim. gününüzü güzelleştirmek için sizlerle de paylaşmak istedim sevgili suserler.

    https://youtu.be/zd0docskby8

    --- spoiler ---

    america's got talent adlı yarışmaya katılan lübnanlı kızlar, yaptıkları gösteri sonunda direkt olarak finale kalmalarını sağlayan altın butona ulaşmayı başardılar.

    --- spoiler ---

  • dil bilmesem çok hüzünlü sözleri olduğunu zannedeceğim, ama neyse ki türkçe bildiğim için melodisindeki hüzne yabancılaştığım şarkıdır.
    sözlerini irdelemek gerekirse, ki şart değil, ama irdeleyelim :

    giden günlerim oldu (neye veya nereye gitti? hadi neyse..)
    seni anmadım yola bakmadım hala (az sonra değinilecek..)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (gizli yüklem(?) kullanılmış. ama çok gizli, bilemiyoruz)
    susman da yeter ki son vermem için hayatıma (seni anmadım, gittiğin yola bakmadım, ama sussaydın hayatıma son verirdim mi, ne??)
    tüm güllerim soldu (tamam, olabilir..)
    sana atmadım taraf olmadım asla (neye taraf, hangi taraf? hangi taraf hangi durumda hangi tarafa solmuş gül atar?)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (bir gizli yüklem daha.. ilkiyle aynı olduğundan şüpheleniyorum.)
    gülmen de yeter ki geri gelmem için hayata (sus öleyim, gül geri geleyim.. hadi olabilir o ruh zannı terkedilende, neyse...)

    beni alsalar ipe koysalar (ipe koymak? "benden boncuk yapsalar" anlamında mı?)
    dayanamaz yine kadere salsalar (ne dayanamaz? kadere salmak ne demek? hadi bi anlamı var diyelim de, neyi salsalar?)
    gönlüm arıyor titriyorum bak (akıl telim titredi, ne dediğimi bilmiyorum bak?)
    sıra gelmeden gidemem ki ben (gitmek ölmek manasındaysa -ki bi manası varsa öyledir muhtemelen; 4.mısra ile bağdaştırırsak şöyle bir sonuç çıkıyor: susman da yeter ölmem için. ama allah sıralı ölüm versin. sen susunca önce büyükler başlasın gitmeye, ben gençliğime doyayım.)
    tutmaz ellerim seni görmeden (neyi tutmaz dicem ama, hadi takatsizlik anlamında kabul edelim..)
    zaman geçiyor bekliyorum bak (tek başına anlamlı, bütün içinde neyin beklendiği anlaşılamayan bir cümle.)

    kısaca konu : galiba birisi birini terk etmiş. terk edilen çok üzülmüş, bilemiyor ne diyeceğini. ama terbiyeli bi kişi, kötü de konuşmak istemiyor, öyle ağzına geleni söylüyor.

  • sonucu ne olursa olsun maçın adamının ronaldo olduğu maç. ulan adam şahsi olarak ve klüp bazında nirvanaya ulaşmış almadığı başarı kalmamış milli takımda finalde takımımı sırtlayamayacağım diye kariyerini tehlikeye atıp oynamaya çalışıyor, olmayinca kederinden hüngür hüngür ağlıyor. biz de barcelona'da 4 maça çıktım diye kendini türkiye'nin ilahı görenlere ağlayalım.

  • koyu bir galatayasaraylıyım, bütün hafta kendimi bu maça hazırladım, yeri geldi fenerbahçeli arkadaşlarıma takıldım, yeri geldi bu maç için iddiaya girdim ama bu arapların bir kez daha yaptığı kahpelikten sonra, maçmış kupaymış zerre umrumda değil.

    helal olsun sana fenerbahçe helal olsun sana galatasaray.
    helal olsun size atatürk'ün evlatları.
    aramız bozuk olabilir ama kanımız bozuk değil.

    atatürk bu ülkenin birleştirici gücüdür, selam olsun atatürkçü fenerbahçeli kardeşlerime, selam olsun atatürkçü galatasaraylı kardeşlerime.

    artık maçın türkiyede oynanmasına bile gerek yok, bir yarısı galatasarayın bir yarısı fenerbahçenin olsun.