hesabın var mı? giriş yap

  • bazı kaynaklarda adı erosthenes olarak geçen yunan bilim adamı. iskenderiye kütüphanesinde memur olarak çalışırken dünyanın çevresini ölçmeye karar verdiğinde, ülkesi mısır'da kullanılan ölçü birimi stad idi.

    ilk önce syrene kentinde yazın ilk gününde güneş ışıklarının kuyunun dibine kadar ulaştığını saptadı. bu kent iskenderiye ile aynı boylamda ve 5000 stadia (yaklaşık 800 km) mesafede idi. daha sonra aynı günde iskenderiyeye güneş ışınlarının yaklaşık 7 derece açı ile düştüklerini hesapladı. son olarak basit bir orantı kurarak dünyanın çevresini 280.000 stadia olarak, günümüzde ölçülen değerden yalnızca %4 fazlasıyla ölçmeyi başardı. buradan devam ederek bu kez de dünyanın yarıçapını sadece 60 millik bir hata ile hesapladı.

    erosthenes'in bu çalışmasının o günkü ulaşım imkanlarıyla en az bir yıl sürdüğünü tahmin etmek güç değildir. ölçümleri yılın aynı günü yapmak zorunluluğu ve de 800 km mesafenin bugünkü şartlarla bile çok uzun bir mesafe olduğu düşünülürse ne kadar büyük zorluk çektiği ve de ne kadar sabırla çalıştığı anlaşılabilir.

    bu bilim adamı, dünya ile güneş arasındaki mesafeyi de o günün olanaklarıyla 92 milyon mil olarak ölçmüştür ki, bu değer 93 milyon mildir. (yaklaşık 150 milyon km)

    insanlığa hizmeti bu kadarla da kalmamış, o günkü dünya haritasının en doğru projeksiyonunu (açılımını) yapmış, denizcilere ve tüccarlara büyük kolaylıklar sağlamıştır.

    erosthenes 81 yaşında hayata veda etmiştir.

    http://www.msxlabs.org/…-eratosthenes-hakkinda.html

  • pek de alışık olmadığımız bir kahve kültürünün dükkanında yabancı kelimelerle bir şeyler sipariş etmeye çalışırken özgüvenini kaybeden insanımızın yanlış algısı.

    aynı adam aynı tavırla simit sarayında çalışsa sorun etmezsin. özgüvenini kaybeden ya da kazanan sensin o ekmeğinin peşindeki bir emekçi.

  • ilk 4 madde için ölmeye ve öldürmeye hazırım.
    bunun ülkücü olmakla alakası yok.
    t.c. nin temeline dinamit koyup yıkmak isteyenlere cevabımdır.

  • buyuk iskender* sinop'u ele gecirdigi zaman, orada ya$amakta olan zamanin unlu du$unuru diyojen*'in yanina gitmi$. diyojen bir varilde ya$ar bu arada...her neyse, iskender "dile benden ne dilersen, buyuk ustad" deyince, diyojen de bu sozu buyurmu$, zira iskender efendi o siralar diyojen'in yazi yazarken i$igina golge etmekteymi$.

  • gün ortasında cep telefonum çalar.
    -alo, naciye sen misin?
    -yanlış aradınız sanırım beyefendi.
    -niye?
    -çünkü ben naciye değilim.
    -dıt dıt dıt

    iki dakika sonra yeniden aynı numaradan aranırım.
    -alo, naciye.
    -beyefendi siz hangi numarayı arıyorsunuz.
    -napıcan?
    -yanlış mı arıyorsunuz yoksa size yanlış mı verildi o numara onu anlamaya çalışıyorum.
    -ya orası benim on beş yıllık evimin numarası, niye yanlış arayayım.
    -enteresan, bu numara cep numarası ama, evinizde cep numarası mı kullanıyorsunuz on beş yıldır.
    -nasıl (bu ‘’niye’’ ve nasıl’’ sorularını soruşu çok komik olduğu için adama kızamıyorum ve gülmeye başlıyorum)
    -sanıyorum siz başına arayacağınız ilin telefon kodunu koymadan arıyorsunuz.
    -kod mu koyuluyor.
    -evet, hangi şehirdesiniz siz?
    -napıcan?
    -kodunu koyucam, töbe töbe.
    -tamam bi de öyle deneyeyim.
    -bi zahmet.

    on dakika sonra tekrar arar.
    -alo
    -kodunu koydum aradım, doğru demişsin, sağol demek için aradım.
    -rica ederim.
    -benim kafam biraz zor basıyor da bu işlere. telefonu yeni aldım.
    -hayırlı olsun. lütfen koduyla beraber kaydedin, yoksa her seferinde benim numaram çıkar.
    -tamam, hadi görüşürüz
    -görüşürüz (ne, nasıl, niye, yok ya görüşmeyiz, hopp amcaaa…)
    -dıt dıt dıt

  • az önce oldu:

    - amca bu ilacı niye kullanıyosun?
    - benim değil ki o ilaç... haa... benim benim... unutkanlık için.

    ilaç yazdırmak için gelenlerden bu kadar inandırıcısını görmemiştim.

  • genel kimya'dan bile bihaber olanların sorduğu soru.

    öncelikle oksijen yanıcı değil yakıcı bir gazdır.

    genel kimya'da öncelikle öğretilenlerin ışığında;

    su bir bileşiktir. hidrojen ve oksijen moleküllerinden oluşur.

    bileşikler kendilerini oluşturan elementlerin veya moleküllerin kimyasal veya fiziksel özelliklerini göstermezler.