hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: hakiki zeytinyağı ile asılıyorum fakir piçler

    1.ahahahah dokuyorum böyle kaygan kaygan ahahahahahha aq fakirleri

    3. panpa zaten bamyanın hası hakiki zeytinyagı ile olur.

  • bu biraz hüzün, biraz gariplik, biraz şaşkınlık ve çokça da eskişehir soğuğu hikayesidir.
    çoğu öğrencinin yaptığı gibi faturalar (elektrik, doğalgaz, telefon) mümkün olduğu kadar ihmal edilir. elektriğin ya da doğalgazın kesileceğine dair bir ihbarname gelene kadar ödenmez faturalar. bu ihbarname geldiğinde aceleyle para denkleştirilir ve son dakikada ödenen faturalarla deyim yerindeyse son dakika golleriyle yaşam devam ettirilir.
    yine son ana bırakılmış faturalar fakat bu sefer öğrenciler biraz daha umursamazdır. çünkü faturalar ödenmeden ara tatil için memleketlere gidilmiştir. evden ilk dönen vennus olmuştur. ve eve geldiğinde gördüğü manzara ürkütücüdür: doğalgaz borcundan dolayı mühürlenmiştir (olayın ürkütücülüğüne dair şüphesi olanlar bir kış gecesi eskişehir soğuğunda biraz dolaşmayı deneyebiliriler). "yarın para bulur öderim" düşüncesiyle bir gece idare edebileceğini düşünen vennus evde başka hiçbir ısıtıcı olmadığı için bulabildiği tüm battaniyeleri üstüne sararak uyumaya çalışır ve bir yandan da "donar mıyım lan acaba?" diye kendine sormaktadır. o gece gerçekten de vennus'un hayatındaki en soğuk gece olmuştur.
    ertesi gün doğalgaz borcu ödenir, akşama kadar doğalgazın açılacağı öğrenilir. vennus akşam olana dek eve gitmez çünkü okulun boş ve sıcak laboratuvarları vennus için gerçekten iyi bir alternatiftir. akşam eve döndüğünde gördüğü manzara bir gün önceki manzara kadar dehşet vericidir: doğalgaz henüz açılmamıştır. vennus çaresiz biçimde, o soğuk gecelerden bir tanesine daha merhaba demek üzeredir. kafaya geçirilen kapşonlar, üzerine örttüğü battaniyeler lokal bir ısınma sağlamaktadır ama kafa battaniyelerden dışarı çıkarıldığında inanılmaz bir soğuk yüze tokat gibi çarpmaktadır. "dün donmadım ya bugün de donmam herhalde" diyip uyur.
    ertesi gün, doğalgazın ufak bir aksilikten dolayı açılmadığını öğrenir ve doğalgazın artık kesin açılacağına dair güvence almıştır yetkililerden. vennus doğalgazın açılacağından emin bir şekilde akşama kadar gezer dolaşır ve vakit geç olduğunda eve gelir. doğalgaz vanasındaki mühürün kaldırıldığını görür, sıcak bir ev artık vennus beklemektedir (bekle sen). dairenin kapısı açılır. el, lamba düğmelerinden birine uzanır ve o an elektrik çarpmışa döner: elektrikler borcundan dolayı kesilmiştir. o an belki gerçekten elektrik çarpsa çok daha mutlu olacaktır vennus, çünkü ısınması için kombiye, kombinin de elektriğe ihtiyacı vardır. yapacak bi şey yoktur, borcun ödenmesi, elektriklerin tekrar açılması gerekir. o soğuk gecelerden en az bir tanesi daha onu beklemektedir. "keşke bir kutup ayısı, bir penguen olsaydım, başlarım üniversitesine" der ve uykuya dalar. ertesi gün onun için sıcak bi gün olmak zorundadır, çünkü elektrik faturası da ödenmiş, elektrikler tekrar açılmıştır. vennus kombiyi açar fakat ateşleme yapmamaktadır. kullanma klavuzundan kombiye biraz su basıp, su basıncını artırması gerektiğini okur. kombiye giden su borusunun vanasını çevirir fakat hiçbir hareket, gelişme, huzur verici bir su akış sesi yoktur. o an akıllı su sayacının üstündeki şu yazıyı hatırlar: "kredi az"

  • devlet bahçeli açıklaması.

    delireceğim. biz ölümü mü tercih ediyoruz? keyfimizden mi 40 yıllık binalarda oturuyoruz? asgari ücrete bakın, ''risksiz'' binaların kiralarına bakın. insanlar sizin yarattığınız yokluktan mezara giriyor. kim istemez sizin gibi villalarda, saraylarda oturmayı? insanlar aç.

    tanım: deprem araştırma önergesine hayır oyu veren parti başkanının açıklaması.

    edit: al birini vur ötekine akp’li belediye başkanının skandal açıklaması (bkz: her şeyi devletten beklemeyin 0 ev alın)

  • olsun lan. bir an önce olsun..

    " akp öncesi tüp kuyruğu, süt kuyruğu falan olurdu. ekmeği bile karne ile alırdık" diyen çomar amcamı; ekmek kuyruğunda görmek için can atıyorum..

    ssk da batsın amk. su veren itfaiyenin hortumunu s*keyim.

  • truman dışarı çıkınca öncelikle lauren'le buluştu ve birlikte fiji'ye gitmeyi kararlaştırdılar diye düşünüyorum. ama gidebildiler mi, bana göre hayır. çünkü gidilecek çok yer vardı truman'a göre. hangisinden başlayacak bilemezdi. yıllar boyu cam fanusta yaşadı, işi, arkadaşları, ailesi ile olan hayatını ortalama bir şekilde sürdürdü. şimdi tabir-i caizse sudan çıkmış balığa döndü. trafikte kalmadı mesela hiç, yolun ortasında tanımadığı adamla kavga etmedi. eşiyle bile gerçek bir tartışma bile yaşamadı. kendisi bilmese bile etrafında onu koruyan bir ordu oldu neredeyse.

    ama gerçek dünya böyle değil (bkz: #108488827) kendi dünyası da yalandı, çünkü kararları hep başkaları tarafında verildi, ona rol biçildi o da çıkıp üzerine düşeni yaparak oynadı. gerçek dünyaya insan ilişkilerine olan bağışıklığı çok düşük olarak başladı. çok büyük umutlar çoğu zaman büyük yıkımlarla sonuçlanır.

    sonuç olarak adapte olamadı yeni hayatına. lauren onu sevse de, ki o da sevmiştir belki ama emin olamayız çünkü hep yönlendirilmiş güdülerle hareket ettirildi, mutlu olamazdı. dışarıda kimlerle karşılaştı, kimleri gördü, kaç kişi tarafından yüceltildi belki havaya girdi, kim bilir. belki rock star olmak istedi, beceremedi batırdı gitti.

    truman her şekilde bir hayalkırılkığı hikayesi olabilirdi. kalsa da gitse de. cesurdu, gitmeyi seçti. dönmeyi çok istedi ise de dile getirememiştir, çünkü artık dönemezdi. yaptıkları mutlu edemezdi. yılar sonra, belki de o gün hiç o tekneden inmeseydim diye geçirmiş bile olabilir.