ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : sevgilimin tel deki adı google
1.çünkü aradıgım herşey onda var
2.demekki dünyanın en büyük motoruymuş
(bkz: 2 sikmiş)
tekel bayii işleten kadına sarkan yabancı
-
yabancı uyruklu denince kafamda hala turist canlanıyor. kaç yıl geçti hala aşamadım şunu.
habeş maymunu bir sığınmacıya dersini veren abladır.
kızını başörtü ile görünce çıldıran anne
-
sen doğur, büyüt, hayatını çocuğuna ada.. evlilik yaşına gelsin biricik kızın... sonra kızının salak olduğu gerçeğiyle karşılaş. nasıl bir reaksiyon bekliyordun ?
87. oscar ödül töreni
-
leonardo di caprio'nun içip içip basacağı tören.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
sınıfta anıl var. anıl'ın cyborg olduğunu düşünüyoruz. anıl bir anadolu lisesinden bizim okula bizim bilmediğimiz bir puanı yükseltmek için gelmiş. anıl odasının duvarına güneş saati çizmiş.
sınıfta gülcan var. matematik hocası gülcan'ı seviyor. bu dünyada belki de bir tek gülcan'ı seviyor. hatta gülcan'ın karnesine "unutma unutulanlar unutanları asla unutmaz" yazmış. (bkz: ibrahim erkal)
hocanın sorduğu bütün sorulara ya anıl parmak kaldırıyor ya gülcan. biz de not tutmak zorunlu olduğu için deftere çizdiğimiz şekillere not süsü vermeye çalışıyoruz. figüranız biz.
bir gün hoca tahtaya bir soru yazdı. yabancı bir ses "30 derece" dedi.
hoca sınıfı bakışlarıyla taradıktan sonra sordu "kim dedi onu?"
alper, anıl ve gülcan'ın sultasını kırmanın verdiği sevinçle "ben" dedi.
hoca alper'in sırasına doğru ilerledi. hoca yaklaştıkça alper'in suratındaki zafer ifadesi yerini endişeye bıraktı. gelen bir aferinse şimdiye kadar gelmiş olmalıydı...
hoca kendisinden beklenmedik bir çeviklikle alper'e dalıverdi. hem de ne dalmak... sağlı sollu. duvar tarafında oturan alper'in kafa lambrilerden sekip tekrar tekrar hocanın yumruklarıyla buluştu.
alper büyük bir şok ve küçük bir beyin sarsıntısı yaşarken hocanın soluk soluğa sesini duyduk:
"parmak kaldırmadan konuşma!"
anadolu ajansı'nın yayınladığı şok belge
-
"geçen yine gazetecilikte çığır açıyorum..."
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
denizden çıktıktan sonra şezlonga uzanınca sıcağın etkisiyle az evvel kulağa kaçmış suyun ılık ılık akması.
kenan imirzalıoğlu'na benzeyen baklavacı
-
kenan karaman'a benziyor amk
sabah deniz çarşaf gibiydi diyen amca
-
sanırım gizli bir örgüte üye olan amcadır.
bu örgüt yetiştirdiği emekli amcaları türkiye'deki tatil beldelerine en az 1 kişi olmaları şartı ile gönderiyor ve sabah markete ekmek almaya giden insanların karşısına aniden çıkarıp 'sabah deniz çarşaf gibiydi, kaçırdınız mis gibi denizi' demeyi amaç ediniyor.
eğer şu yaşınıza kadar bu amcalardan biri ile karşılaşmadıysanız hiç korkmayın. elbet bir gün sizin de bu amcalardan birisi karşınıza çıkacak ve sabah çarşaf gibi olan denize girmediğiniz için kendinizi kötü hissetmeniz için elinden geleni yapacaktır.
sınavlarda alınmış komik notlar
-
boş kağıt vererek 100 almak...
evet, yanlış duymadınız.
ahmet cemal'in "basında yaratıcı yazarlık" dersinin sınavında başıma gelmiş, tüm akademik yaşamımda beni en çok etkileyen olaydır.
yoklama almayan bu hocamızın dersine her hafta 08.30'da gitmiş, not tutmuş ve konuşmuştum.
sınav başladığında gelip kulağıma eğilerek "sizin yazmanıza gerek yok. ne yazabileceğinizi biliyorum." diyerek kağıdımı alıp, sınavdan yollamıştır.
her zaman saygı ve sevgi ile anacağım efsane bir entelektüeldir ahmet cemal.
şimdi bile gözlerim doldu.
sözlüğün en uzun ayarı
-
bunu okurken üniversiteden mezun oldum, evlendim, iki çocuğum oldu. biri geçen gün bana bir torun bahşetti. şimdi de ölüm döşeğinden yazıyorum.