hesabın var mı? giriş yap

  • en üst edit: hatay/ antakya odabasi mahallesi farkli yasam rende sitesi a blok kat:6 no:25
    deprem saatinden beri yardım ulaşmadı lütfen yardım edin arkadaşlarımız enkaz altında.
    daha fazla kişinin görmesi için lütfen paylaşın.

    sonuç üst editi: tutuklanma görüntüleri emniyet üzerine düşeni yapmıştır. sıra cumhuriyet savcılarındadır. güzel haberleri bekliyoruz.

    üst edit: gelen mesajlarda bilgilendirildiğim üzere kanıtları ve bilgileri sizinle direkt paylaşıyorum.

    (bkz: atatv44) isimli discord grubunun bu işi yaptığı söyleniyor. (kaynak: @batugeforce)
    (bkz: babapro1337) instagram nick'li şahıs yapılanı üstlendiği söyleniyor. (kaynak: @overnout)
    nickini vermeyeceğim bir ekşi sözlük kullanıcısı gruptan bazı mesajları ss alarak ifşaladı. mesajlar kan dondurucu:

    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5
    görsel 6
    görsel 7

    alt edit: (bkz: charmquell) isimli youtuber evet savcım bu video isimli videosu ile bunları zaten daha önceden ifşalamış ve somut deliller sunmuştur.

    ana akım medya haberleşme editi: karar gazetesi
    takvim gazetesi
    sabah gazetesi
    tgrt haber
    yenişafak gazetesi

    ana akım medyadan diğer gazeteler ve haber sitelerinden ricam bu olayı bu örneklerde gördüğünüz gibi haberleştirip daha fazla insana ulaştırmanızdır.

    bu soysuz şerefsizleri evlerinden ters kelepçeyle alıp cezasını vermek bilişim suçlarının ve savcıların artık namus ve şeref borcudur.

    bu insanların bulunması için gündeme getirilmesi gerektiğini düşündüğüm bir konu. en hafif tabirle vicdansızlık. en ağır tabirle orrrrrospu çocukluğu.

  • adam olup olmadığını bizzat kendisi sorgulayan hasan'dır. adam değildir...

    mevzu 1983 yılında geçiyor. 1986 yılında ufak rakı 1.500 tl. enflasyon oranları tüketici için 1986'da %30.7, 1985'de %44.2, 1984'de ise %53.5. rakıya her yıl enflasyon oranında zam geldi desek, 1983 yılında 35'lik rakı 520 tl demektir. peki! kaç para ulan bir flüt?

    bahsi geçen flüt bugün 16.27 tl'ye alabildiğiniz plastik blok flütlerden. yamaha olsun dersen 253 tl.

    enflasyon hesaplayıcıya 2023 yılının 253 tl'si, nisan 1983'de kaç para dediğinizde çıkan sonuç 0.0009 tl. 6 sıfırı eklersek 900 lira yapar. bu yamaha olan. diğerini alırsan 60 lira yapıyor. hasan, adam değilsin! az iç de oğluna flüt al...

  • maaş bankası olmasına rağmen haftasonu ve mesai saatleri dışında eft ücreti kesen banka.
    kurumumla bunlar arasında yapılan maaş ihalesi şartnamesini okudum. şartnamede hiç bir şekilde eft vb. masrafı alınamayacağına dair bir madde vardı. ben de bu maddeye istinaden hakem heyetine başvurarak benden aldıkları eft masraflarını geri istedim. hakem heyeti bunlardan savunma istedi. savunmayı cevaben bana da göndermişler ve hiç utanmadan beni mahkemeye vermekle "kibarca tehdit" etmişler. kurumla yapılan sözleşmede haftasonu eft ücreti kesilebileceği ibaresi yer alıyormuş. eğer başvurunuzu geri çekmezseniz ve hakem heyeti aleyhimize bir karar verirse size dava açarız ve tüm masrafları ödemek zorunda kalırsınız şeklinde bir cevap yollamışlar. madem kendinizden o kadar eminsiniz neden hakem heyetinin aleyhinizde bir karar vereceğinden korkuyorsunuz? böyle bir şey için müşteriye aba altından sopa göstermeye utanmıyor musunuz?

    mesele üç-beş kuruş meselesi değil. maaş ödemesi yaptıkları bir müşterilerine bu şekilde muamele etmeleri inanılmaz şekilde kanıma dokundu.
    bundan sonra ne hesaplarını ne de kartlarını kullanırım, en kısa zamanda da tüm ilişiğimi keserim.

    debe editi:
    gönderdikleri "kibarca tehdit" mesajının bir kısmı görsel

  • yaşanmış bir olay:
    yaşlıca bir amca starbucks görevlisi delikanlıya bir adet sütlü kahve almak istediğini söyler.delikanlı 'latte' mi der,adamcağız sütlü kahve evladım der,bir şekilde anlaşılır,delikanlı:

    beyefendi isminizi alabilir miyim?diye sorar,
    yaşlı amca:
    emekli korgeneral hede hödöoğlu diye cevap verir bünyede alışkanlık yaptığından dolayı.

    az sonra delikanlı imanının gücüne sığınarak yeri göğü inletir:

    emekli korgeneral hede hödöoğluuuuuu,emekli korgeneral hede hödöoğluuuuu kahveniz hazır paşam.

  • bize, adı bahis işlerine karıştığından dolayı profesyonel kariyeri başlamadan biten üstelik başı mafya ile de belaya girmiş olan billy hoyle'u tanıştıran film. çenebaz ve üçkağıtçı sydney rolünde wesley snipes, billy hoyle rolünde woody harrelson ve billy'nin riziko (jeopardy) yarışmasına hazırlanmak için sürekli okuyan karısı rolünde rosie perez iyi iş çıkartmışlardır. filmin başında eşsiz venice beach basketbol ortamlarını görürüz ki aynı ortamlar aynı konu çerçevesinde american history xfilminde de görülmektedir.

  • habertürk'teki köşesinde sarı eşkiyalar başlığıyla yazdığı yazıdır.

    sarı eşkıyalar

    birisi şu istanbul’daki taksi sorununa allah aşkına el atsın.

    artık istanbul’da pek az taksi, bolca sarı eşkıya var.

    özellikle de kentin merkezinde.

    bunların türk müşteri ile pek alakaları yok.

    hepsi turist peşinde.

    genelde taksim, laleli, mecidiyeköy cevahir alışveriş merkezi gibi özellikle arap turistlerin yoğun olduğu bölgelerde konuşlanıyorlar.

    işleri turist dolandırmak.

    taksim’de bizim gazetenin önünde her gün kavga var.

    50 liralık yol için 100 dolar istiyorlar.

    olay çıkıyor.

    bu taksiler çift çift geziyorlar ve olay çıktığında turistin etrafını sarıp, argo tabir ile boğuntuya getiriyorlar. turist canını kurtarmak için parayı vermek zorunda kalıyor.

    bu taksileri yolda görürseniz asla durmuyorlar.

    bir an önce yeniden karargah haline getirdikleri yukarıda saydığım bölgelere ulaşıp, yeni bir turisti söğüşlemek için hızla yerlerine dönüyorlar.

    türk vatandaşları ile tek alakaları, yolda bir türk sürücü ile sorun yaşarlarsa onu kadın erkek demeden dövmekten ibaret

    bunlara doğru düzgün bir denetim falan da yok.

    benim saydığım yerlerde konuşlandıklarını da herkes biliyor ama buralarda ne bir polis ne bir denetim.

    denetim olsa evrak sormaya gerek yok. zaten tipine bakıp lisansını iptal edersin ama zaten çoğu lisanssız.

    plaka sahipleri otomobillerini istanbul’un bildik, efendi taksicilerine değil, bu serserilere kiralamayı tercih ediyorlar çünkü daha fazla yevmiye veriyorlar.

    bu yüzden de düzgün taksici esnafı iş bulamıyor. kiralayacak taksi plakalı otomobil bulamıyor.

    kötü şoför iyi şoförü kovuyor.

    ve ak parti’nin kontrolündeki ibb meclisi, bu rezaleti bir nebze olsun zapturapt altına alacak taksi projesine bir türlü izin vermiyor.

    istanbullu çileden çıkıp tehlikeye dönüşen bu duruma katlanmak zorunda bırakılıyor.

    haberturk

  • son 5 senenin ozellikle son 2 senesinde duzenli kosuyorum. kosmakla ilgili duygu ve dusuncelerimi, yasamima nasil olumlu etkisi oldugunu ara ara dile getiriyorum. bu surecte neler ogrendigimi, neyi yanlis yapip nasil duzelttigimi paylasmaya karar verdim. bilmiyorum ise yarar bir yazi cikar mi ortaya ama, yine de yazmak istiyorum. basliklara ayirarak gidecegim.

    on not: yuksek kilosu olanlara, eklemlere yuk binecegi ve sakatlik yasayabilecekleri icin kosmak onerilmiyor. bunu da unutmadan ekleyeyim.

    1) kosu giysileri ve ekipman

    ayakkabi: eger kosu ile ciddi dusunuyorsaniz ayakkabiya yapacaginiz yatirim bir luks degil zorunluluktur. kosu icin uretilmis, ayaginizla uyumlu bir ayakkabi sart. ayakla uyumlu olmasi ne demek peki? ayaginizin yuksek cukurlu mu, notr mu, yoksa alcak cukurlu mu (bkz: duztaban/@tamarix smyrnensis) oldugunu tespit ediyor ve ona gore bir model seciyorsunuz. ayak yapiniza uygun olmayan bir ayakkabi ile kosmak eziyete donusur. duztaban olup bu gercegi goz ardi ederek ayakkabi alip kosmaya calismis biri olarak konusuyorum. boyle bir sorununuz olmasa bile dandik bir spor ayakkabisiyla kosmakla duzgun bir ayakkabiyla kosmak arasindan kocaman bir fark var. iyi bir ayakkabiya yatirim yapin ve kosmaya oyle baslayin. ben asics'i oneririm. cok memnunum.

    giysiler: "aman eski tisortle de kosarim n'olacak?" ya da "eski sort da is gorur" dediginizi duyar gibiyim. kendi ic sesim de olabilir tabii bu; cunku hepsini soyledi. "yuh ya bir sorta 100 lira verilir mi? el kadar atlete 150 lira istiyorlar, ayip lan" da dedi ve magazadan cikip eve donup eski tisortlerden birini ustume gecirip kostum. daha cok, kosamadim. kostum da, ter icinde kaldim. o tisort kurumuyor. ustunuze yapisip kaliyor. kosarken eziyet cekiyorsunuz. yapmayin. dolar da 6 liraya dayandi. farkindayim; ama gidip dogru duzgun spor giysileri alin. "ne kadar fark yaratabilir ki?" dediginiz o el kadar atlet teri hizla emiyor ve hizla kuruyor. insan gercekten hayret ediyor. her neyse. ben yazin kosarken atlet ve sort ile kosuyorum. sort alacaksaniz yumusak kumastan olmasina, kosarken sizi kisitlamamasina dikkat edin. birazcik bile surtse, ozellikle uzun kosularda cildinizi tahris edebilir. kisin ise taytla kosuyorum. ustume ise kapusonlu bir spor ceketi giyiyorum. kosuya ilk baslarken kapusonu geciriyorum. isindiktan sonra da cikariyorum.

    ekipman: telefonumla kosuyorum ben. kosuyla ilgili bilgileri kaydetmek uzere birkac uygulama indirdim. runkeeper, runtastic, strava gibi uygulamalar var. strava'yi henuz denemedim. runkeeper ile runtastic arasindan da en cok runtastic uygulamasindan memnun kaldim. telefonu elimde tasiyarak kosmayi sevmiyorum. cebime koyunca da dengesiz oluyor ve bacagima surttugu icin cildimi tahris ediyor. cozumu bir bel cantasi alip telefonu ona koyarak kosmakta buldum. cantayi da terse cevirip kalcamin uzerinde kalacak sekilde kosuyorum ki karnima carparak beni rahatsiz etmesin. henuz bir kosu saati almadigim icin bu konuda yorum yapamam. saclari uzun, bayagi uzun biri olarak da saclar icin simdilik buldugum en iyi cozum lastik bir tokayla saclari enseden once toplayip gevsekce orup ucunu baska bir lastik tokayla tutturduktan sonra ucunu giysimin omuz askilarindan birine kistirmak oldu. savrulup beni rahatsiz etmiyor artik.

    2) isinma ve kosu

    kosu oncesi isinma: isinmadan kosmaya baslamayin. isinmadan spora baslamayin hatta. ozellikle kisin iyi isinmadan kosmaya baslarsaniz kendinizi sakatlamaniz cok olasi. peki isinma ne kadar olmali? kosacaginiz surenin 3'te biri kadar surmeli. soz gelimi, yarim saat kosacaksaniz oncesinde 10 dakika isinmaniz gerekiyor. simdi burada da onemli bir nokta var ki isinma, yapacaginiz sporda kullanacaginiz kaslara gore olmali. yani kosacaksaniz kosarken kullanacaginiz kaslarinizi calistirmalisiniz oncesinde. burada da isinma ikiye ayriliyor: statik isinma ve dinamik isinma. statik isinma, hepimizin bildigi, bir kasin gerilip 10-30 saniye boyunca o pozisyonda beklenen isinma turu. dinamik isinma ise kasin tercihen 10 kere yinelenen bicimde gerilip birakildigi isinma turu. kosu dinamik bir spor oldugu, kosulan sure boyunca da ayni kaslar surekli olarak calistirildigi icin kosu oncesinde dinamik isinma oneriliyor. su siralar statik isinmadan dinamik isinmaya gecmis biri olarak soyleyebilirim ki kosuya artik cok daha basliyorum. daha hizli kosuyorum. kosu sirasinda daha az agrim oluyor. sonrasinda da daha az agri cekiyorum. gerci isinma suresini 5 dakikadan 10 dakiya cikarmanin da etkisi olmus olabilir. belki de ikisinin etkilesimidir. her neyse. su videodaki isinmayi yapiyorum; ama youtube'ta bir suru baska bulabilirsiniz kendinize uygun.

    kosu sirasinda dikkat edilecekler: geldik en zor kismini. yeni basliyorsaniz nefesinizin yetmemesi, dalaginizin sisip kaburganizin batmasi gibi seyleri yasayacaksiniz buyuk olasilikla. korkmayin. olmuyorsunuz. olagan durumlar bunlar. eger dalaginiz siserse durup isinma yapabilirsiniz. yeterince isinmadiginiz icin bile dalaginiz sismis olabilir. isinmayi atlamayin diye bosuna demiyorum. kosuya cok hizli basladiginiz icin de sisebilir dalaginiz. insan ilk zamanlarda hizini ayarlamakta zorluk cekip kaptirip gidebiliyor ve sonra birden bitiveriyor gucu, nefesi. o yuzden hizinizi dusuk tutarak baslayin ve yavas yavas hizlanmaya calisin. cok zorlandiginizi hissederseniz ya yavaslayin ya da kosuyu birakin. inat edip kosmayi surdururseniz o kosuyu tamamlarsiniz, ancak ertesi gun kendinizi sakatlanmis bulup belki birkac hafta kosmaktan uzak kalacaksiniz. adimlarinizi dengeli atmaya calisin. ben sag tarafima daha cok yuklendigimi fark etmistim ilk basladigim zamanlarda. haliyle sag tarafim daha fazla agriyordu. kisacasi bedeninizi dinleyin.

    kosu sonrasi soguma: kosmayi bitirdikten hemen sonra durmayin ve bir miktar yuruyerek baslayin sogumaya. kalp atislariniz hala fazlasiyla hizli olacagindan birden durmak yerine hareketinizi yavaslatarak durun. ben kosu sonrasinda hizimi alamayip birkac kilometre daha yuruyorum. siz nasil isterseniz artik. ardindan birkac soguma hareketi yapiyorum ki bunlar statik soguma/esneme. su video fikir verebilir. kaslar gerilmis oldugu icin esnetip soguma yapmak sonrasinda hissettigim agrilari da azaltiyor.

    not: kosu oncesinde ve sonrasinda genel olarak ne yapilmasi, yani ne tur isinma ve soguma yapilmasi gerektigine iliskin soyle bir video buldum. bakmanizi oneririm.

    3) beslenme

    kosu oncesi beslenme: aslinda bu biraz kisisel bir sey. ben de deneme yanilma yontemiyle buldum benim icin neyin iyi oldugunu. soz gelimi, benim icin ideali kosudan 1.5-2 saat once bir muz yiyip oyle cikmak. bana agirlik yapmadigi gibi kosu performansimi da artiriyor. kisa mesafeler ya da sureler kosacaksaniz bir sey yenmese de olur diye dusunuyorum ama. size kalmis. yalniz, kosudan birkac saat once tam bir ogun yememenizi oneririm. agirlik ve mide bulantisina neden oluyor ve kosmayi zorlastiriyor. kosudan hemen once de, hafif de olsa bir sey yemeyi onermiyorum. bu da agirlik ve mide bulantisina yol aciyor. tabii bunlar benim deneyimlerim. sizin kendinizin deneyip bulmasi daha iyi olacaktir.

    kosu sonrasi beslenme: en gec 1 saat icinde yenmesi gerektigini soyluyor; ama ben kosudan sonraki 1-2 saat icinde yiyorum genellikle. dengeli ve yeterli beslenmeye ozen gosterin. protein, karbonhidrat ve liflerden olusan bir ogun olmasina dikkat edin. nasilsa kostum diyerek dunyalari yemeyin ama. kosmus olmaniz yaktiginizdan fazlasini yediginizde kilo alacaginiz gercegini degistirmiyor. en onemli noktayi unutmayalim: bol bol su icin. eger kosarken ya da gunluk yasaminizda da kramp girmesini cokca yasiyorsaniz yeterli su icmiyor olabilirsiniz. ihmal etmeyin.

    4) kosu zamani ve hava kosullari

    bu butunuyle sizin yasam tarziniza ve programiniza bagli. ben sonbahar, kis ve baharin ilk donemleri sabah erkenden, baharin gec donemleri ve yazlari da aksamlari kosmayi tercih ediyorum hava sicakligina ve gunes'in dogus saatlerine bagli olarak. gune kosarak bagladigim zamanlardan kendimi daha iyi hissediyor, daha verimli calisiyorum. aksamlari kostugum donemlerde ise isten/okuldan sonra o yorgunlukla kosmaya cikmak bazen zor gelse de bir duzen tutturdugunuzda buna alisiyorsunuz ve yorgunluk falan dinlemeden cikiyorsunuz. aksam gec saatlerde kosuya cikildinda nabiz yukseldigi icin uyumakta gucluk cekilebilecegini okudum/duydum. bende oyle bir sorun olmadi. beden cabuk alisiyor. deneyip gorun. kendiniz icin en iyisini deneyerek bulabilirsiniz. gun ortasinda, gunes tepedeyken kosuya cikacaksaniz da yanik olusmasina engel olmak icin kapali giysiler tercih etmeyi ve acikta kalan bolgelerinize degunes koruyucu krem uygulamayi unutmayin. siperlikli sapka kullanmayi ve bol su icmeyi de ihmal etmeyin. ayrica (bkz: yagmurda kosmak/@tamarix smsyrnensis).

    benim deneyimlerim boyle. bende calisan sizde calismayabilir. fikir verebilir belki diye dusunerek paylasmak istedim yine de. iyi kosular!

    ekleme: icerik.

  • şöyle oluyor:

    eskiden küçüktük, garsonlar, kasiyerler, eve gelen temizlikçiler falan; abla, abi, teyze veya amcaydı. küçüktün yani sen ve onların ne olduğu, onların sosyal sınıfları veya gelir durumları seni pek ırgalamıyordu.

    ama arkadaş şu son yıllarda özellikle iyice üzerime üzerime geliyor bu gerçek.

    evet, hizmet aldığım için utanıyorum.

    cumartesi gecesi çalışmak zorunda kalan genç bir garsonu, bulaşıkçıyı görünce utanıyorum. ben oraya eğlenmeye gelmişken onu o gece çalışmak zorunda bırakan sisteme küfrediyorum. ama "sorun sistem yea" diyip "baksana lan" diye garson aşağılayıp hayatıma devam edemiyorum. biraz da komik oluyor mahçup mahçup "ben bir x alayım" demek...

    kendi yaşıtlarından veya insanın kendine nispeten yakın yaşındakilerden hizmet alırken utanmak böyle bir şey yaklaşık olarak...

  • ben de bunu anlamıyorum.

    teşvik primi şu anda suçtur. eğer delilin varsa sunarsın mahkemeye. kim verdiyse cezasını çeker.

    bir de bunlara göre gs teşvik vermiş. sanırım galatasaray ezeli rakibi fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için vermiş. :)

  • ç: çocuk, 3 yaşında, dişi
    b: bob, yani ben
    a: çocuğun annesi, benim ablam
    mekan: seyir halindeki arabanın arka koltuğu

    b: (çocuğun elindeki tüylü ve biçimsiz oyuncağı göstererek) ay oyuncağın çok tatlıymış adı var mı?
    ç: (önde oturan annesine yönelerek) anne biz dışarıda mıyız yoksa içeride mi?
    a: dışarıdayız ama biz bize olduğumuz için de içeride sayılırız.
    b: bunun oyuncağın adıyla bir alakası var mı?
    ç: bunun adı aslında tüylü bok. ama biz dışarıda ona tüycük diyoruz.
    b: anladım.