ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gürbulak burger & steak
-
sahibi, istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu'na hırsız demiş bir kimsedir. kaynak
ayrıca trt world çalışanıdır. kaynak
bunun yanında rakip restoranların menüsünde domuz etli yemekler sunduğuna dair kara propaganda yapmaktadır.kaynak
tipik bir islamcı yani. ama çok ilginçtir ki küfrettiği modern, seküler ve demokrat kesime bir şeyler satmaya çalışmaktadır. bu kafayla yallah bağcılar’a...
bu tarz benim
-
'o değil de nihat gizem'e ne yürüdü be' dediğim program. yalnız iyi yürüdü.
edit: lütfen daha fazla beğenmeyin arkadaşlar en beğenilen entrym bu olsun istemiyorum gerçekten. ne yazdım ki yürüdü yazdım sadece valla başka bir şey yazmadım çok saçma yani yapmayın.
edit 2: allah belanızı vermesin ne diyim yani.
debe editi : vay anasını.
30 yaşına gelip düzenli bir hayat kuramayan insan
-
çok afedersiniz ama düzenli hayat dediğiniz nedir? saçma sapan kalıpların olduğu, oku, mezun ol, askere git, iş bul, ev al, araba al, evlen, 3 bebek doğur, çocukları yetiştir, emekli ol, eve git gel yemek ye sıç yat kalk eve git gel ye sıç yat öl. nedir acaba düzenli hayat? kimin ne istediği nasıl bir düzen aradığını kim nereden biliyor da yorum yapıyor.
maxim tsigalko
-
hüzünlü edit: maalesef bugün aramızdan ayrılmış manager oyunlarının içinden çıkan gerçek efsane. gerçek hayatta kariyer başarısı yakalayamadın belki ama bize sanal ortamda yaşattığın mutluluklarla hiç ama hiç unutulmayacaksın...
tüm zamanların bilgisayar oyunlarındaki yaşayan efsanesinin bugün doğum günü.
championship manager 01/02 oyununun baş kahramanı belaruslu bugün 37 yaşında. hani bir deyiş vardır, "zaman mı adamı yaratır yoksa adam mı zamanı?" diye. tsigalko'yu bu deyişten çekip çıkartan, ona belki de hayatının dokunuşunu gerçekleştiren, oyundaki belaruslu oyuncuların potansiyellerini belirleyen antonio poutillo şöyle söylüyor:
"o zamanlar gençtim ve belarus’taki futbolun geleceği olduğunu düşünüyordum. oyuncuların yeteneklerini belirlerken koyabileceğiniz puanlamalara sınır yoktu. tsigalko’yu çok sevmiştim. hızlı, golü koklayan birisiydi. üst düzey bir oyuncu olmak için ihtiyaç duyulan her şeye sahipti. aynı zamanda izlediğim milli maçta ondan çok etkilendim ve bu yüzden itibar puanını yüksek koydum. oyun piyasaya çıktıktan kısa bir süre sonra forumlarda hakkında konuşmalar başladı. onu çok düşük ücretlerle alabiliyordunuz ve her maç gol atma garantisi vardı"
gerçekten de öyleydi. tsigalko'nun bir sezonda 80-90 gol istatistiklerini bizzat kendim deneyimledim. tabi oyunu oynayanlar hep ileride gerçek hayatta bir yıldız olacak temennisinde olsalar da hiçbir zaman oyundaki popülaritesinin yanından dahi geçemedi. hatta 26 yaşında yaşadığı sakatlıktan dolayı futbol hayatı sona erdi.
remember remember the 17th of december
-
(bkz: f for fetullah)
paranın değerinin anlaşıldığı an
-
yıl 2001 krizi patlamış, o zaman çalıştığım iş yerinden 5 ay maaş alamamışım... başladığımdan beri babamdan para almıyorum gururuma yediremyorum, maaş alamadığım işi bıraktım yeni bi iş bulana kadar okula gidip geliyorum (okul avcılarda ev kadıköyde), macburiyetten babadan para bittikçe 10 milyon alıyorum ve bu para ile 4-5 gün idare ediyorum (çok ciddiyim), yeni işe başladık ordan da ilk iki ay paramızı alamadık, gündüz okul akşam iş sonra ev gün içinde tek para harcadığım şey yol ve onu binbir türlü ucuza, beleşe getirerek idare ediyorum (akbil, otostop, arkadaşların arabaları...) okuldayım... üşüdüm... 150 bin lira çay (çok iyi hatırlıyorum 150.000 idi...) hesapladım, çay içersem yol paramda boşluk olacak... içemedim o gün çay... paranın ne olduğunu düşününce hep bu aklıma gelir...
(bkz: para/@huzursuz)
çay içen eczacılara ceza yazdıran kaymakam
-
suc eczacilarda, tutanak icin gelenlere 'kongre yapiyoruz' deseler yeterdi.
kitap
-
naçizane bir okur, koleksiyoner ve sahaf olarak yıllardır "kitap", "kitapçılık" , "kütüphane", "yazı" ve "okuma" hakkında kitaplar topluyorum. elimde olanların bir kısmını aşağıya liste olarak atayım da belki bu konularda merakı olanlar ilgilenebilir:
1-"okumanın tarihi", alberto manguel, yapı kredi yayınları
2-"okuma günlüğü", alberto manguel, yapı kredi yayınları
3-"gezgin, kule ve kitapkurdu", alberto manguel, yapı kredi yayınları
4-"kitaplardan kurtulabileceğinizi sanmayın", umberto eco - j.c. carriere
5- "yazar ve cenneti - kütüphaneci 30 büyük yazar", angel esteban, alakarga yayınları
6- "`kitaplığımı yerleştirirken kitap koleksiyonculuğuna dair bir konuşma`", walter benjamin, sub yayınları
7 - "entelektüelin kütüphanesi", hermann hesse, era yayınevi
8- "okuma uğraşı", akşit göktürk, inkilap kitabevi
9- "kitap", necip asım yazıksız, iletişim yayınları
10- "yasak kitaplar", bülent habora, habora yayınları
11- "yazının hikayesi", hasan ali ediz, doğan kardeş yayınları
12- "yazı kitabı", carl farulmann, iş bankası yayınları
13- "eskiçağda yazı malzemeleri ve kitabın oluşumu", prof. dr. nuray yıldız, türk tarih kurumu
14 -"medeniyet tarihinde kütüphaneler", tahir harimi balcığlu, büyüyen ay yayınları
15- "bir nadir kitap destanı", hans peter kraus, müteferrika yayınları
16 - "türkiye'de yayın hayatı", istanbul ticaret odası
17- "sahafname", emin nedret işli, kırmızı kedi yayınları
18- "türklerde kütüphanecilik", mustafa yazıcı, milli eğitim bakanlığı yayınları
19 - "kitaplar, kütüphaneler", muharrem mercanlıgil, doğuş matbaacılık,
20- "kitapla ilgili fıkralar", şefika mercanlıgil, doğuş matbaacılık
21- "kitapla ilgili özlü sözler", çiğdem mercanlıgil, doğuş matbaacılık
22- "türkiye'de kitap koleksiyonerleri ve sahaflar ", rifat bali, libra kitap
23- "yayıncının el kitabı", datus c. smith, türkiye yayıncılar birliği
24 - "book finds - how to find, buy and sell used and rare books", ian c. ellis, berkley publishing
25 - "türk kitap tarihi", alpay kabacalı, cem yayınevi
26 - "kitaplık" , lydia pyne, ithaki yayınları
27 - "yazı - insanlığın belleği", georges jean, yapı kredi yayınları
28 - "kitap kıyımının evrensel tarihi", fernando baez, can yayınları
29 - "kitabın evrimi", orhan öcal, iş bankası yayınları
30 - "kitap yayıncılığının evrensel tarihi", ışıl çobanlı - erdönmez doğu kitabevi
sibirya'da 20 yıldır yalnız yaşayan adam
-
ya abi işte neden evrim dersi ortaokulda önemli neden doğal seçilimin anlatılması önemli canlı kanlı örneği bu başlık. ya amk adam diyor ki hiç bir ilaç yok, hiç bir vitamin takviyesi yok atıyorum 60-70 yaşında. ama aynı şartlar altında hastalığı olan, ilaç tedavisine ihtiyaç duyan, doktora hastahaneye ihtiyaç duyan, sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duyan, soğuğa dayanıklılığı olmayanları hiç görmediğinden hiç haberleri bile yapılamıyor. adamlar ölüyor çünkü a.q ölüyorlar. hayatta kalabilen tek kişiyi bulup da bu hayat tarzını öven bir başlık. adam bu yaşam tarzını benimsediğinden değil orda. adam öyle yaşama adapte olabilen belki de tek kişi olduğu için orda ve bunun haberi yapılabiliyor.
al hocam uçak biletini bas git. hadi siberyaya da gitme, git karadenizde bi köye yerleş, al av tüfeğini de ayı falan çıkarsa vurursun. into the wild filmi mi etkiledi bilmiyorum. ama haberiniz yapılamadan doğal hastalıklardan ölebilirsiniz. işte o adam başarılı gen, kendini hayat şartlarına adapte edebilmiş gen. ölenleri görmüyorsun. buna adapte olamayan türü görmüyorsun. buna doğal seçilim deniyor. hayvanlar da böyle evrildi başarısızlar yok oldu gitti haberin bile yok. kim bilir ne çeşit vardı. bilmiyoruz.
ben de seviyorum doğal yaşamı, ben de seviyorum insan olmadan yaşayayım odun keseyim tavuğumdan yumurtamı alayım, ateşimi yakayım üzerinde biber pişireyim. ben de istiyorum. ama olmuyor işte. yapabilen yapsın. herşeye özenmek iyi değil.
breaking bad türkiye'de çekilse olabilecekler
-
atanamayan kimya öğretmenleri metamfetamin işine girer.
i. melih'in tersten okunuşu
-
enteresan subliminal mesaj. adeta evrim teorisini çürütecek türden bir tesadüf.
(bkz: ateistler hadi bunu da açıklayın)
edit: işgüzar sözlük moderasyonu sayesinde anlamı kalmamış tersten okunuş. bu başlık açıldığında i. melih'in tersten okunuşuydu. sağolsun başbakanlık ekşi sözlük dairesi başkanlığı çok yerinde bir düzeltme yaparak türkçemizi kurtarmış oldu.
edit2: geç de olsa düzeltilmiş, buradan kendilerine yakarışımı duydukları için teşekkür ediyorum. moderasyon çalışıyor.
piri reis'in harita çizdikten sonraki ilk cümlesi
-
-şuradan bir dere aksın mı?
+eveeeet!!
-köpek gibi akacaaak!!