hesabın var mı? giriş yap

  • birgun carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in ba$kanlari barda icmeye gitmi$. garson gelince teker teker soylemi$ler;
    - ben bi carlsberg aliyim
    - ben bi buyuk miller istiyorum
    - ben tuborg icecegim
    sira efes pilsen'in adamina gelince;
    - ben bir kola aliyim, demi$. garson gidince yanindakiler sorumu$, "yahu sen niye efes istemedin" diye;
    - kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demi$..

    edit: ycc dedi ki: bu aslında "guinness" biraları için varolan bi efsane

  • bizim zamanımızda fazla naza çekmekti. hemen evet demeyeyim, atlamış gibi olmayayım diye haftalar, hatta aylarca havada bırakır, "çok ısrar etti, çok peşimden koştu da öyle ikna oldum" diyebilmek için flört dönemini sakız gibi uzatırlardı. tabi o arada gururlu, doğru sinyalleri alamayan, ya da "istemiyor galiba" diye düşünüp saygılı davranarak uzaklaşan bir çok iyi taliplerini kaçırmış olurlar, en yapışkan tiplere kalırlardı. şu sıralar ne gibi hatalar yapıyorlar, ben de okuyup öğreneyim bakalım.

  • uzun japon kılıcı. samuray kılıcı olarak da bilinir. tek yönlüdür. hafif bir kıvrımı vardır.

    katana kullanımında amaç düşmanı tek darbe ile öldürmektir. bu yüzden katana tek yönü oldukça keskin, savrulmaya meyilli ve darbe esnasında kullanıcıya hareket gücü kazandırması için hafif eğiktir. bu eğiklik çok tercih edilmese de saplamak için de kullanılır.

    katana orjinalinde bir samuray kılıcı olduğu için hak eden samuraya özel olarak ustasından yapılırdı. bir katana yapımı ortalama 1 - 1,5 sene sürmektedir. tabii yeni tekniklerle olayı kısalttılarsa bilemiyorum ama gerçek bir katana ustası için ideal süre budur. katana çift elle tutulacağı için sapı kaymaya, terlemeye karşı koruyucu olsun diye genellikle köpek balığı derisinden yapılır. boyu kılıcın sahibine orantılı yapılır. ortalama japon boyu hesaplandığında 1.40'tan başlar 1.60-70'e kadar çıkar. ve eğer yanlış hatırlamıyorsam 3 çeşit çeliğin farklı noktalarda kullanımıyla oluşturulur. eğer istenilen kılıç elde edilemezse o emek tamamen çöpe gider, usta yeniden yapar.

    katana dünyanın en keskin kılıcı olarak bilinir. amaç da zaten kesmektir. kurşunu bile ikiye bölebilir. fakat kılıç sonuçta ne kadar mükemmel bir ustanın elinden çıkmış olursa olsun ruhu yoktur. ruhunu sahibi verir. ruhsuz ellerde ancak kişinin kendisini kesip biçmesine neden olur. katana sahibiyle bütün halinde etkilidir.

  • insanoğlu bununla ciddi ciddi sınanıyor demek ki. derler ya hani, ya arkadaşını kaybedersin ya paranı. bazen ikisini de kaybediyorsun da hangisine üzüleceğini bilemiyorsun. ben borç isteyenlere: "valla bozuk yok abi üstümde." diyorum da, babam bu konuda hayır diyemiyor. kendisi kefalet konusunda da bir numara olup hali hazırda bir arkadaşının kredi borcunu da üstlenmiş aşmış bir şahsiyettir. efendim, benim bu babam yine bi gün bir arkadaşına borç verdi. yıllar geçti, adam ödemedi. geçen gün "yea bi mustafa amca vardı, ne oldu ona?" diye sorunca ben, babam sitem etti, arayıp sormuyor, telefonlara çıkmıyor, düğünümüze bile gelmedi, artık sevmeyeceğim, dedi. üzüldüm. çok iyilerdi.

    neden sonra bikaç gün önce, bi telefon gelmiş, mustafa amca babamı aramış. ankara'daymış. kalbinden ameliyat olacakmış. acaba helallik mi istiyor, dedim, şomağızlı dediler, her ameliyat olan ölüyor mu? bilmem. ölmüyor mu? babama sen nasılsın demiş, benden bir isteğin var mı demiş. babam da, canının sağlığı demiş. konseptten ayrılmamış. dur demiş hatta, hastaneye geleyim, göreyim seni bir. ayy canım ya son kez bi görmek istedi demek arkadaşını dedim, şomağızlı dediler, niye son olsun? bilmem. neden olmasın? annem, hastaneye gitmek üzere hazırlanan babamı, işte sen böylesin, çok iyisin, herkesin her şeyine koşuyorsun, saf mısın nesin diye inceden inceye doldururken; benim yüce gönüllü babam, hasta yatağındaki bunca yıllık arkadaşını müdafaa için şunları söylemiş: "gideyim ya, belki parayı verir."

  • 15 temmuzdan bu güne akp nin sistematik olarak yaptığı bir şey var.

    kendi milli(akp) bilincini oluşturmak.

    15 temmuz tarihinde halkı bir şekilde sokağa döküp zaten sonuçlanmayacak bir darbe girişimini bu bilince dönüşürdü.

    geçen haftalarda ise aynı stratejiyi döviz üzerinden kurdular.

    halk 200 -300 dolar bozdurdu, kampanyalar yapıldı. 200- 300 dolar bozmakla kur düşmezdi ama arka tarafta başka işler döndü ve döviz düştü.

    şimdi malum kesim hepten coştu.

    darbeyi kendileri engellediğini düşündükleri gibi dolar kurunu da kendileri düşürdüğünü sanıyor.

    akp bu coşkuyu "yeni bir kurtuluş savaşı" yada "1. dünya savaşında bile bu kadar hede hödö" diyerek daha da nitelikli hale getirmeye çalışıyor.

    dikkat edin. yakın bir zamanda rte halka yeni bir rol biçecek. o rol başarılı olacak ve tarihi bir olay ile eşleştirilecek.

    eyyorlamam bu kadar.