hesabın var mı? giriş yap

  • bence herkesin matematiğe veda ettiği bir an var. kimi ilk x’i, y’i gördüğünde, kimi ilk türevleri gördüğünde çekip gidiyo. benim matematiği anlamadığımı iliklerime kadar anladığım an ilkokul 1.sınıfta 7'şerli çarpım tablosuna geldiğimiz andı hala antipatiğimdir bu dangalak 7'li tabloya. 8x7 bilirdim, söyledim ama 7x8 de ne oluysa kitlenir mala bağlardım

  • isyan günleri etkinlik programı şöyle:

    12:30 - ilkokul bahçesinde muhteşem havayi fişekli açılış
    13:30 - yerli esnafın cam-çerçevelerini indirme ve molotoflu saldırı etkinliği
    16:30 - 7-16 yaş arası gençlerin düzenleyeceği molotof ve küçük çaplı havayi fişekle insan vurma yarışması
    17:30 - içinde sivil yolcu bulunan belediye otobüslerini yakma yarışması
    18:30 - evlere kaçış
    20:30 - millet vekillerinin de katılacağı mağduriyet belirtici ağlama konuşması

  • ön edit: kendi maaşından ne kesildiğini ve patronuna olan maliyetini görmek istersen lütfen seni bu linke alalım. brütten nete ya da netten brüte maaşına bakabilirsin. %5 indirim ve işveren maliyeti butonlarını değiştirebilirsin.

    bizim türk milletidir.

    bu durum devletin işçi maaşı üzerinden işçiyi resmen sömürmesidir.

    bir işçinin brüt maaşı üzerinden %22,5 işveren adına, %15 işçi adına kesinti yapılır ve devlete ödenir. bir örnek verelim.

    5.000 lira brüt maaşı olan işçiden 1,125 lira sgk primi işveren payı olarak hesaplanır. 750 tl de işçi payı olarak hesaplanır. ikisi toplanır, ay sonunda devlete ödenir. yani 5.000 brüt maaşı olan kişiden devletin sgk geliri 1.875 tl'dir. (ayrıca brüt 5000 diye yalan etiket var, devlet kendi payını da hesaplayıp alıyor, yani esasen 5.000 brüt bu örnekte 6.125 haline geliyor gizlice)

    bitmedi, işçiden kesilen sgk kesintisi olan 750 düşülmüş halinden bir de vergi hesaplanır. yani 4.250 tl üzerinden bir de vergi keserler. bu vergi başlangıçta %15 olmak üzere yıl sonunda aldığın maaşa göre %40'lara varır. hadi diyelim hep %15 ödedin. 637,5 tl de vergi kesilir maaşından.

    yani devlete giden toplam 2.500 küsur para. senin eline geçen de 3500 dür. devlet neredeyse senin kadar para kazanır senin maaşından daha eline geçmeden.

    bununla biter mi? hayır tabi ki..

    o harcayacağın 3.500 lira sana kalan tutardan yaptığın her harcamadan %1, 8 ve 18 kdv alır. ötv alır, emlak vergisi alır, motorlu taşıt vergisi alır. yani dostum, 5000 lira maaşından aslında sana 1500-2000 lira kalırsa öp ve başına koy. yılbaşı geldiğinde sana yaptığı zam aslında kendine yaptığı zamdır. çünkü kendi vergi gelirlerinden asla ödün vermez bu devlet.

    bu arada bu maaş üzerinden alınan vergiler bildiğim kadarıyla devletin en büyük gelir kalemini oluşturuyor. bir asgari ücretli gibi düzenli vergi ödemeyen binlerce işletme, ortalama maaşlı biri kadar vergi ödemeyen binlerce fabrika var.

    aşağıda kadrolu müptezel nickli biri var. kafası tam basmamış. devlet senin maaşın üzerinden sgk yı hesaplar, yarısını senden, yarısını patronundan alır. bunun neyini anlamadın da 3500+2500=5000 yazıp 50 iq seviyenle dalga geçmeye çalışıyorsun. a benim kardeşim, işvereninden o parayı kesmeseydi işveren o parayı sana vermeyecek miydi? senin patrona maaliyetin bu örnekte 6.125 tl + damga vergisi olur. yani seninle ilgili patronundan 5000 çıkmıyor direkt. sgk işveren payı da patronun için bir maliyet.

    edit: agi ve damga vergisi ve teşvikleri unutmadım arkadaşlar. hatırlatmalar için sağolun ama tabloyu ana hatlarıyla ortaya koydum. detaylara inersek ücret hesaplama platformu gibi olacak burası. benim 12.000 lira maaşımdan bana 286 tl agi'yi geri verse ne olur vermese ne olur. problem o değil, problem maaşımızın sadece 1/4 ünü kendimize ayırabilmemiz. devlet resmen mafya gibi neredeyse hepsini elimizden alıyor.

    debe editi: (bkz: tecavuzculere normal vatandasin bakmasi)

  • çıkması yakındır.

    yürüyedur koca yürekli türk ekonomisi, sayende paramız daha büyük sayılara ulaşacak. dünyanın en büyük para birimine ulaşacağız inşallah. ülkemizi ve milletimizi kıskanacaklar. bizi parçalayamayacaklar.

    tarihimizdeki belki de en başarılı merkez bankası başkanımız diyebileceğimiz, halihazırda da iyi parti genel başkan yardımcısı olan durmuş yılmaz, 500 tl'lik kupüre ilişkin bir tivit attı.

    usta, gönderdiği tivitte, "yanıt yazan ardaşların da belirttiği üzere, yaşanan bunca tecrübeden ve üstlenilen onca maliyeten ders çıkarıp enflasyonu kontrol edip paramızın itibarını sağlayamadık. enflasyon ve dolarizasyonun olduğu ortamda er veya geç büyük küpür kaçınılmaz olur" ifadesini kullandı. (imla hatalarına dokunmadım)

    öte yandan, diğer ekonomistlerden de olayı zenginleştiren açıklamalar geliyor.

    bir başka ekonomi üstadı uğur gürses, cüneyt toros isimli bir üstadın 500 tl'lik kupüre ilişkin sorduğu soruya "enflasyonu kontrol edemeyen her yerde, dolarizasyon olan her yerde kaçınılmaz olarak bir büyük kupür çıkar" şeklinde yanıt verdi.

    aynı soru hakkında, kendisine sorulmamış olsa da bir başka üstadımız burak arzova, "bana sormamışsınız ama dayanamayıp cevap vereyim. kayıtdışılığı daha da artırır. büyük miktarda paranın kolay taşınmasına imkan tanıdığı için" ifadelerini kullandı.

    burak hocam, buradan size sesleniyorum. doğru, size sorulmamış olabilir ancak bilgilendirdiğiniz için ben buradan özellikle teşekkür ederim. sizler bu ülkenin değerisiniz, her bir ifadeniz çok kıymetli.

    *

    iki tane bilgiyi de biz verelim. bunlardan ilki burak hoca'nın yanıtı üzerinden olsun.

    1* bunları okuduktan sonra aklınıza şu sorunun gelmesi gerekir: e madem öyle dolarda niye 100'den yüksek kupür ya da banknot yok?

    işte burak arzova'nın yanıtındaki husus burada çok önemli. dolar dünya parası olduğu için, kayıt dışında da, örneğin uyuşturucu ticaretinde de bu para kullanılıyor. dolayısıyla kara para, bankacılık sistemine, yani kayda giremiyor. girdirmeye çalışan faaliyete 'kara para aklama' (money laundering), bununla mücadeleye 'kara paranın aklanmasıyla mücadele' deniyor. karaparanın aklanmasının önlenmesine (...) dair kanunumuz bilem var. hatırlayın, breaking bad'de walter white parayı hep elden almıyor muydu? depoda walter'ın skyler ile devasa para yığınına baktığı sahneye bir gidelim hemen şuradan. bir noktada saklayacak yer dahi kalmıyor yani. aynısı pablo escobar için de geçerli. pablo escobar'ın yakacak başka bir şey bulamayınca ısınırken dolar yaktığı geyiği meşhurdur. işte eğer siz 1000 dolar değerinde banknot çıkarırsanız, o vakit kayıt dışı ekonomide olanların işini kolaylaştırırsınız. o yüzden de hep 100 dolar var. amaç bu gibi kayıt dışına zorluk oluşturmak.

    (bkz: skyler white'ın düzgün bir eş olduğu gerçeği)

    2- kupür, kupon, kup gibi kelimeler nereden geliyor? farkındaysanız hep bir 'kup' kökü var ve işin arkasında hep 'kesmek'le alakalı bir işlem var.

    evet, fransızca'da 'couper' ('kupe' diye okunur) 'kesmek' demek. kıyafet alırken söylenen "bunun kupu olmadı" dediğinizdeki kup, couper fiilinin isim hali olan une coupe'tur (ün kup) ve 'kesim' demektir. ya da arabalar için 'coupé' (kupe) denmesinin sebebi de 'kesilmiş' anlamına gelmesinden, bu da fiilin üçüncü hâli. hani dört kapı yerine iki kapı falan. öte yandan kupon kelimesi ya da kupür kelimeleri de bu couper'den gelir. banknot'ların aslında büyük rulo kağıtlara basıldığını, ardından kesildiğini de hatırlayın. ya da eski usül tahvillerin kuponlu ödemeleri olurdu, şu anda dijital olsa da yine kuponlu tahvil diye geçiyor. benzer bir husus, gazetelerin daha çok 2000'ler öncesindeki kuponlu hediyeleri için de geçerlidir. bir süre boyunca kuponu kesip, süre sonunda bayiye verdiğinde tencere-tava falan hediye ediyorlardı hatırlayacak olursanız. üstatların tivitlerindeki 'kupür' de buradan geliyor yani. (bkz: le cola)

    hadi bakalım yeni 500'lük banknotumuz da şimdiden hayırlara vesile olsun inşallah.

    selamlar,

    *

    (bkz: kemal derviş'in ekonomik kriz öngörüsü/@dragonlady)

    (bkz: corona virüs ile yeni normal/@dragonlady)

    (bkz: 2020 ekonomik krizi/@dragonlady)

  • adam 90 dakika boyunca 4 net toplam 6 kurtarış yaptı.takım arkadaşlarından biri de gidip gel altay bi öpeyim seni demedi ya.ersin sosa'nın frikiğini çıkardıktan sonra 3 takım arkadaşı tebrik etti.bir fenerbahçe taraftarı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki fenerbahçe'nin takım olmakla alakası olmadığını gösteren bir detaydır bu.