ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 mart 2017 insan kopyalanmasının yasaklanması
-
ama yasaklanınca bunları merdiven altı işletmeler yapar.
90'lı yıllardaki zenginlik belirtileri
-
play station 1
atarinin lüx sayıldığı zamanlar play station lüxünde lüxüydü
hala oğlunda vardı her gittiğimde saatlerce başından kalkmazdım bir daha ne zaman gitcez diye de sabırsızlanırdım hep. şimdi play station ı pc si hepsi var ama o tadın yüzde birini vermiyor.
18 şubat 2016 galatasaray lazio maçı
-
maç sonrası spiker sabri sarıoğluna soruyor roma'da çok zor bir 90 dakika bizi bekliyor diyebilir misiniz?
sabri : roma'da çok zor bir 90 dakika bizi bekliyor.
deipnofobi
-
deipnofobi, başkalarıyla yemek yeme korkusudur. bu genellikle akşam yemeği korkusu olarak kendini gösterir ve akşam yemeği sohbetlerinden veya yemek yerken sohbet etme korkusundan kaynaklanabilir. altta yatan bir sosyal fobi ile ilgili de olabilir. çoğu durumda, deipnofobi, yemek yeme şekli veya yemek masasında uygun görgü kurallarına uymama nedeniyle çocukken alay edilmek gibi travmatik durumlarla tetiklenir.
başkalarıyla yemek yeme korkusu, bir kişinin yemek yeme şekli nedeniyle eleştirilme korkusuyla da ilgili olabilir. deipnofobisi olan bir kişi, başkalarının önünde yemek yerken garip hissedebilir ve bu nedenle bundan kaçınabilir. yalnız yemek yemeye eğilimlidirler veya başkalarıyla yemek yerken sessiz kalmayı tercih ederler.
vücut geliştirme ile ilgili yanılgılar
-
yanılgı: salondaki herkes sert çocuktur. her an olay çıkabilir.
gerçek: ben buralardaki nezaketi lordlar kamarası'nda bile görmedim arkadaş.
otobüste kitap okuyan artist tip
-
muzaffer izgu'nun su an adini hatirlayamadigim bir oykusunde anlatilmistir bu.
kahramanimiz, otobuse biner. otobus kalabaliktir. yer bulup oturur, kitabini acar. ancak oturacak yer arayan yaslilar ve kadinlarin hedef tahtasi olur, "biz yer ariyoruz, bu oturmus kitabini okuyor" minvalinde soylenirler. bu kez ayaga kalkar, ayakta durdugu yerde rahat okumak icin pozisyon bulmaya calisir, bulur bulmaz da bir eliyle askiya tutunur bir eliyle de kitabini tutar. bu sefer de diger insanlara yaranamaz. "burasi kutuphane mi, git evinde oku, amma israr etti canim" laflari havada ucusur. itiraz etmeye kalktiginda da soforun ve diger baska herkesin tepkisini ceker, darp edilmek uzereyken otobusten kendini zor atar.
otobuste ondan baska kimse kitap okumamaktadir. buyuk ihtimalle hayatlarinin akisinda kitap okumaya yer de yoktur. bu nedenle adama, belki kendilerinin dahi bilmedigi bir nedenden oturu tepki gostermektedirler.
dört erkeğin şişe çevirmece oynaması
-
ilk cesaret diyenin şişenin üstüne oturmasıyla son bulur.
yıllar geçse de akıldan çıkmayan ders terimleri
bekar kalıp yalnız ölmek
-
evlilik bir çok işlevi olan bir kurum. hukuki, sosyal ve psikolojik yönlerden insanların belirli ihtiyaçlarını karşılıyor.
evlilikle kastım nikah değil elbette, kast ettiğim şey hayat arkadaşlığı. insan insanla yatışır, temasla, iletişimle, sevgiyle...
insanın evlenmesindeki temel psikolojik motivasyon yatışmaktır.
aşk evliliği de yapsanız, ömür boyu aşık kalmayacaksınız ama sağlıklı bir ilişkide sevgi devam eder. zaman zaman birbirinize tekrar aşık olursunuz. bazen uzaklaşırsınız. güvenli bağlandıysanız bunlar sizin için sorun teşkil etmez. birbirinizi yatıştırmayı bilirsiniz.
insan yalnız ölmeyeyim diye evlenmez ancak yaşlandığınızda, çevrenizde insanlar azaldığında eşinizle yanyana olacağınızı bilmek güzel bir düşünce. iyi bir evliliğiniz varsa, zor zamanlarınızda yanınızda olacak, hastalandığınızda sizin için çorba yapacak, ameliyat olsanız kapıda bekleyecek birisi olduğunu bilirsiniz ve bu sizi yatıştırır.
ölüme gelince...
ölümün ne zaman ve nasıl geleceği belli olmasa bile şu kesin, yalnız öleceksiniz, siz ölürken elinizi tutan biri de olsa bu yolu yalnız yürümek zorundasınız. yine de bir ömrü birlikte geçirdiğiniz adam/kadının o sırada elinizden tutuyor olması hayatınızın son anlarında yaşamak isteyeceğiniz bir güzellik doğrusu.
annelerin giydiği çamaşır suyu lekeli tişörtler
-
bir türk annesi klasiği daha. evde misafir filan yoksa sürekli bu tişörtler vardır annelerin üzerinde. kimisi desenlidir, kimisi düz renk. ama hepsinin ortak özelliği, kıyısında köşesinde çamaşır suyu lekesi olmasıdır. böyle benekli benekli, dalmaçyalı kıvamında. hiçbir zaman giymekten bıkılmaz. ortalama 5 ila 6 yıl sonra da yer bezi olur.
yaran fıkralar
-
temel çok güzel bir rus kadınıyla evlenen dursunun karısına kafayı takmış. ne yapsam da bu kadınla birlikte olsam diye içi içini yiyormuş.
bir gün temel dayanamayıp eva'nın yanına gitmiş;
temel: senden çok hoşlandım seninle birlikte olmak istiyorum demiş :
eva: hay hay neden olmasın ama 100 dolarını alırım. müsait olunca ben seni ararım gelirsin demiş.
ertesi gün eva,dursun işe gittikten sonra temeli aramış;
-100 doların hazırsa hemen gel demiş:
temel, "hazır hazır, hemen geliyorum" cevabını vermiş
temel 100 dolari evaya verdikten sonra işi bitirmişler ve temel evden çıkıp gitmiş.
akşam dursun eve geldiğinde;
dursun: hanım temel bugün buraya geldi mi ?
eva: şeyyyy...geldiiii dursunnnn.....
dursun: peki sana 100 dolar verdimi.
eva: şeyyy dursunnnn beni dinleee...şeyyy verdiiiii......
dursun; temel sabah koştur koştur yanıma geldi, " dursun bana acil 100 dolar
lazım öğleden sonra size uğrar yengeye bırakırım" dedi....
ula bu temel çok dürüst adam ya...!!!!!!