ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yavuz sultan selim köprüsü
-
ülkede bir şair, bilim insanı, sanatçı veya sporcu yetiştiremeyenlerin "çivi çakıyoz yeaa" diye atladığı köprü.
insana değil beton dökmeye yatırım yapın: sonra altınızda alman arabası, cebinizde amerikan telefonu, ayağınızda amerikan ayakkabısı, üzerinizde italyan kıyafeti ile fransız-isveç tasarımı, bankadan borçla yapılmış köprüden geçerken miliyetçilik yaparsınız boş boş...
manuel neuer
-
schindler's list'te rol alsaydı filmde renkli olarak görünürdü.
yakın arkadaştan bir anda soğutan şeyler
-
arkadaşın başka ortamlara girebilmek için insanların kıçında dolaşması.7/24 yıkama yağlama yapması.
erdoğan ile esad arasında yaşanan esas sorun
-
erdoğan'ın 5 yıldır mal bildiriminde değindiği 500 bin tl alacağını hatırlayın. esad bu paranın üstüne yatan kişidir zannımca, erdoğan alacağını almak için nüfuzunu kullanıyor. esad parayı faiziyle ödese de bu tatsızlık bitse artık.
rose ismini beğenen gül ismine burun kıvıran insan
koskoca ingilizcede miş'li geçmiş zamanın olmaması
-
(bkz: dedikodu kipi)
yurt dışından türkiye'ye gelince fark edilenler
-
insanlarin barut ficisi seklinde dolanmalari. herkesin para yok,ekonomi kotu derken her evde 2011 2 adet arabaya sahip olmasi. hersey daha pahali olmasina ragmen herkesten once herseye sahip olmaya calisan bir suru insan gormek.
kimsenin sira bekleme huyunun olmamasi, aptala yatip onunuze gecmeye calisanlar. 2 seritlik yolun aslinda 3 araba icin yapildigi, 27-28 yasin evde kalma yasi oldugu, finansal ozgurluk daha yokken 50bin liraya dugun yapma hevesi. asiri derecede ve acik irkcilik. acik acik baska kultur ve kokenden gelen hakkinda tanimadan konusmak. sifir tolerans.
ama bunun disinda hizmet sektorunde paraniz oldugunda dunyanin hicbir yerinde alamayacaginiz seviyede hizmet verilmesi, is gucunun inanilmaz ucuza satilmasi, baska ulkelerde yilda yuzbin dolar kazanilan islerin burda asgari ucretin biraz ustunde degerlendirilmesi.
caz ile blues arasındaki farklar
-
blues suyun kaynamasi gibidir, caz ise buharlaşmadır
otobüste yaşanan dumur olaylar
-
yıl 1971 .mevsimlerden kış.erzurumdan ığdıra burunlu otobüsle (kamyondan bozma otobüs) seyahat edilmekte..hava çok soğuk,camlar içerden bütünüyle buz tutmuş,dışarı görünmüyor.ön ve arka kapıların arasına ilave fitilimsi bir bir madde yerleştirilmiş,herkes palto,kaput ne bulduysa giymiş.otobüste kalorifer filan yok..yol açık , gidiyoruz ama donuyoruz.bir saat kadar sonra yolculardan biri "hele şu kaloferi yah" dedi.ben yeniden arandım kalorifer nerde diye..öyle bir şey yok...(allah allah ne kaloriferi) diyorum içimden.birden muavin büyük bir tepsi çıkardı.içi odun külü dolu...çapı bir metre.mor ispirtoyu döktü yaktı.bir sıcaklık bastı yüzümüzü.ısınır gibi olduk.böylece aralıklarla dört-beş defa " kalofer"i yaktılar.mola yok.her ısınmanın
sonunda oksijen yokluğundan nefes alamıyoruz..dokuz saat sonra ığdır'a vardık,yarı baygın...
heval met your mother
-
(bkz: rojin scherbatsky)
hugo almeida
banyolu'nun ingilizcesi
unutulmayan üşenme eylemleri
-
kariyer.net'te dolanırken çok güzel bir iş ilânı görüp "aaa başvurayım lan şuna" dedikten sonra, başvuru için gerekli olan ön yazıyı hazırlamaya üşenip vazgeçmek.
yıllardır bu ön yazı sikinin ne işe yaradığını merak eder dururdum, demek ki benim gibileri kafadan elemek içinmiş lan.
(bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
şener şen'in cenazedeki tepkisi
-
ünlü görmek için cenazeye gelen andavala az bile yapmıştır.