hesabın var mı? giriş yap

  • 4 gün ve aşağısından bahsedenlerin şov yaptığını düşünüyor ve bir hafta kâfi deyip aranızdan ayrılıyorum,selametle...
    not: pasaklı sensin. kendi diyen,kendi olur. damdan düşen kel olur tşk:)

  • killa hakan ve ceza'nın hayatlarının golünü yedikleri çalışma.

    iki yaşlı kurt aslında her şeyi çok iyi planlamıştı. son dönemde parlayan ve üstelik de kendilerine çok saygı duyan iki gençle bir şarkı çıkartacak ve piyasayı kasıp kavuracaklardı.

    isim de çok iddialıydı: fight kulüp. tam bir gövde gösterisi. iki genç iki yaşlı rapçi zirve bizim mesajını verecekti cümle aleme. yaşlı kurtlar da böylelikle yeni nesillere kendilerini sevdirecek ve popülerliklerini devam ettireceklerdi.

    ama olmadı. şarkıyı bitirmişler, hatta klibi bile çekmişler, birkaç küçük post production işi kalmıştı ve klibin yayın gününü iple çekiyorlardı. işte tam da o anda norm ender bombayı bıraktı. mekanın sahibiyim dedi ve ezhel ile ben fero'ya itibar suikastı yaptı. görünen o ki başarılı oldu.

    (küçük bir istatistik vereyim. an itibariyle norm ender - mekanın sahibi: 26 milyon izlenme, 808 bin like, 96 bin dislike. 8'e 1 beğenme oranı
    ezhel'in ender'e cevap niteliğindeki diss'i lolo: 9.6 milyon izlenme, 244 bin beğenme, 132 bin dislike. 2'ye 1 beğenme oranı )

    killa ve ceza bu klibi yayınlamak zorundaydı.çünkü bu saatten sonra fight kulüp projesini iptal edemezlerdi. tüm sosyal medya hesaplarından kendilerine linç oldu. ben fero ve ezhel ile nasıl yan yana olursunuz dendi. killa'nın bu eleştirileri absorbe etmek için çektiği videolar ise işe tuz biber ekti.

    böylelikle de bu ehtiyarlar norm ender - ezhel & fero savaşında lümpenlerin tarafında yer almış oldular ve norm ender'in elini güçlendirdiler. hepimizin bildiği şu "ben tek siz hepiniz" hikayesinden bahsediyorum.

  • keltoş, botlarını giyecek su birikintisi arayacağına bunlarla ilgilense keşke. elemanı tutuklatmazsa bile en azından bir fotoğraf çektirir, kriminal tipler albüme ekler. cinayet falan işlerse lazım olur gazetelere...

  • şayet ellerinde 217 zimbabwe doları kaldıysa tam olarak 1 lira 10 kuruşa tekabül ediyor. bana göndersinler üstünü tamamlayıp ülkeleri adına 2 kolon süper loto oynayayım, şu an en iyi şansları bu olarak görünüyor.

  • genel olarak "abi standart paketle hicbir sey degismiyormus ne bagiriyonuz?" diyen bir kesim var.

    biz o standart paket denen sey icin zaten bugune kadar bagiriyorduk bu bir (bkz: 17 temmuz 2010 sansure karsi yuruyus). bugun bagirmamiza yol acan sacmaliklar silsilesi (tib'in kelime yasaklari ve kafasina gore site kapatma emirleri yagdirmasi sonucu nihayet duvara toslayip butun rezilligini acik etmesi vs) zaten 22 agustos duzenlemesinden once gerceklesti bu da iki. simdi bu takkeyi cikarmadan okumaya devam edin:

    hicbir sey degismeyecegini zannedenler, bu yonetmeligin getirdigi yeni kisitlamalar sunlar:

    - isp'leri filtre asma yontemlerini engelleme sistemleri koymaya zorluyor ve filtreleri asmanin cezai yaptirimlarini ongoruyor. (yani yasaklari asmak icin opendns vs kullanan insanlari engelleyecek) (madde 11).

    - "guvenli internet" adiyla, standart paketi guvensiz olarak sunarak bu konudaki bilgisiz halki kendi belirledigi kara listeye tabi kalmaya itiyor. isp'lere "daha ozgur" paketler sunma imkani dahi vermiyor.

    - onbinlerce sitenin sansurlu oldugu vaziyeti "filtresiz" vaziyet olarak sunarak hali hazirdaki sansurlu durumu normallestirmeye calisiyor.

    - standart paket kullananlari filtreliden ayirabilme imkani elde ediyor. bu basitce vatandaslari fislemenin yolunu aciyor.

    - ayni abone tarafindan paylasilan internet uzerinde farkli bireylerin farkli paket kullanmasini imkansiz kiliyor. abone neyi tercih ettiyse herkesi o pakete tabi kiliyor. ongorulen cozumle ebeveyn ve cocugun ayni anda internet kullanmasi imkansiz hale geliyor. bu yazilim tabanli cozumlerde var olmayan bir dertti, yeni bir dert icat edilmis oldu.

    - standart paketteki birinin, diger paketlerdeki insanlarla o pakete kapagi atamamis siteler uzerinden iletisimini engelliyor. "abi bizim pakette yokmus o site giremiyorum".

    ayrica bu guvenli internet uygulamasinin kendisinde zarara yol acacak pek cok yanlis var:

    - bu uygulamaya "guvenli internet" adi verilmesi uygulamaya tabiyetin "internet'te guven" problemini cozdugu sanrisini yaratiyor. bu yanlis. bu en basta cocuklari ebeveyn denetiminden uzaklastiracak (nasilsa devlet cozdu o problemi diye) ve internet'te "guvenlik tehdidi" olan pek cok uygulamaya (phishing, hacking, virus, dolandiricilik, taciz vs) dusme oranini arttiracaktir.

    - cocuklarin gorecegi tek zarar "sakincali icerige erisim" olarak kabul edilmis. bu dogru degil ve bahsettigim yanilsama yuzunden diger potansiyel zararlarin ebeveyn tarafindan gozardi edilmesi riskini tasiyor.

    - bunun konuyla ilgili bilgisi olmayan kullaniciya abonelik formunda "guvenli internet istiyorum" checkbox'iyla tercihe sunulmasinin yol actigi "aa internetimiz guvensiz mi olsun" sanrisiyla kullanicilari bu uygulamaya cekme tuzagi var. uygulamanin en genis hali "aile paketi" onun da ne kadar genis olacagi tamamen kurum inisiyatifine kalmis durumda. kurum bu konuda ciddi ve tutarli calisamadigini son haftalardaki gelismelerde aciga serdi.

    - aile paketi disinda kalan her siteyi "aileye sakincali", cocuk paketi disinda kalan her siteyi "cocuklara zararli" olarak damgaliyor.

    - bu uygulamaya ihtiyac duymayan yetiskinlerin bu sacma uygulamanin parasini odemesi de haksizlik. zira yeni uygulama ucretsiz olmak zorunda ve gelistirme yuku isp'lerin uzerinde. onun masrafi da tum musterilerden cikartilacak. herkes internet yeterince pahali degilmis gibi bir de filtre garabetini kullananlara sponsor olacak.

    - btk/tib gibi ciddiyetsizliklerini ve beceriksizliklerini son aylardaki skandal gelismelerle aciga sermis kurumlara "daha cok kontrol" yetkisi veriyor. cocuklarinizin gelecegini duzenleme yetkisi veriyor. ayni duzenlemede isp'lere birden fazla defa "gizlilik" kosulu koyarken kurum kendisine diger devlet kurumlarina yonelik hicbir "gizlilik" kosulu koymuyor. ote yandan kamuya donuk seffafligi icin hicbir duzenlemede bulunmuyor.

    hala "standart paketle hicbir sey degismiyormus" diyen var mi?

  • yazdıklarımı takip eden varsa hatırlayacaktır, biontech/ pfizer aşısının müritlerinden sayılırım.

    daha önce de yazdım, bu aşı işin teknik detayından anlayanların gözünde en başından bu yana en çok umut bağlanan aşıydı. bu umutlar gerçeğe dönüşüyor.

    yalnız, bu aşının büyük hayranı olsam bile, hatırlatmak istediğim farklı bir şey var: çin aşısı (sinovac) da bnt162'dan (biontech aşısının adı) sonra en başarılı aşı.

    ve hali hazırda milyonlarca dozu üretilmiş durumda, uygulamaya hazır.

    önüme çin aşısı konulsa ve biontech'in aşısına ulaşman ancak altı ay sonra mümkün olacak, çin aşısını ise hemen şimdi olabilirsin denilse, tereddütsüz çin aşısını (sinovac) olmayı tercih ederdim.

    türkiye'de yaşayan bir vatandaş olarak, muhtemelen böyle bir ikilem yaşayabileceğimizi ön görebiliriz.

    bu aşıya ulaşmamız ve sadece bu aşıyı güvenilir saymamız hatalı bir yaklaşım olur. biontech'in aşısına ulaşmamıza dair takvim bir hayli engebeli çünkü.

    1) resmi onaylar

    daha aşı amerikan ve avrupa (fda ve ema) ilac otoritelerine başvurusunu bile yapmadı. kasımın üçüncü haftasında bu başvular bekleniyor. normal koşullarda olsa, bu onay çok uzun süre alırdı. fakat pandemi dolayısıyla son derece hızlandırılmış bir onay sürecinden geçeceği kesin. yine de, bu da bir zaman alacak.

    ülkemizde sağlık bakanlığı genelde avrupa (ema) ile birlikte hareket ediyor, ama (umarım) pandemi sürecinde ema'dan daha hızlı hareket eder, onlardan daha erken onay verirler.

    2) üretim ve lojistik sorunları

    japonya, a.b.d. ve avrupa birliği aşı konusunda biontech ve pfizer ile milyarlarca dolarlık üretim anlaşmalarını yapmış durumdalar. firmanın kurucu ortağının türk olması neticesinde ülkemize de bir parti ulaşması mümkün olabilir mi? soru işareti büyük.

    şöyleki 2020 sonuna kadar en iyimser tahminle 50 milyon aşı üretilecek ve bu aşının muhtemelen tamamı a.b.d., ingiltere, ab., japonya'ya gidecek.

    oysa çin aşısı hazır, 3 faz etkinlik / güvenlik çalışmaları tamamlanmış durumda. hatta biontech aşısından daha yüksek koruyuculuk (yüzde 92 serokonversiyon) oranına sahip. sinavac'ın çok daha büyük sayılarda üretimine başlamış durumda. ve bu aşının taşınması ve saklanması daha kolay.

    bu nedenlerle sinavac'a daha erken ulaşacağımızı tahmin ediyorum. sinovac da, güçlü, aşı konusunda tarihi ve uzmanlığı bulanan bir firma tarafından geliştirilmiş, etkili ve güvenli bir aşı. çin hükümeti dünya kamuoyunda itibarını yükseltmek amacıyla bu aşının dünyaya ulaştırılması için ciddi masrafları karşılamayı da taahhüt ediyor.

    tüm bunlar gözönüne alınacak olursa, evet, biontech aşısının etkinlik verilerinin olumlu gelmesi ve aşıda son aşamaya gelinmesi güzel gelişmeler, fakat illa bu aşının gelmesini beklemek gibi bir ısrarlı tercihin de anlamı yok.