ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dubai'de cüzdanı yere düşürme deneyi
-
pakistan'ın sıradan bir sokağında, endonezya'nın mahalle pazarında, nijerya'da cuma namazı sonrası cami çıkışında yapılmadığı takdirde sonuçları çok dikkate alınmaması gereken deney.
dubai gibi arap'tan çok yabancının, fakirden çok zenginin yaşadığı yerde deney yapmak güvenilir değil sadece şov için yapılmış olur.
buz mavisi loft pantolon giymiş efsanevi nesil
-
tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.
gülşen'in makyajsız fotoğrafı
-
gülşen değil christoph waltz'dur.
show tv ana haber bülteni
-
fox tv: siyasette kutuplaşma polemiği.
show tv: ele benzeyen patates şaşkınlığa uğrattı.
fox tv: faiz indirimi sonrası araç fiyatları arttı.
show tv: maymun yavrusunu elektrik telinden böyle kurtardı.
fox tv: erken seçimi dillendiren bahçeli muhalefete yüklendi.
show tv: bir restoran aldığı önlemle güldürdü.
fox tv: çiftçilerin durumu iç açıcı değil. zamlar...
show tv: rusya' da akıl hastası böyle kaçtı.
fox tv: bekçiler yasası tartışması.
show tv: ünlü youtuber videosu ile sosyal medyada olay oldu.
ya asdsjhhjfg...
neden fox tv ana haber bülteni çok izleniyor.
tam da bu yüzden işte.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"gerilim filmi projem: kasiyer aldıklarımı okutmayı ben poşetlemeye başlamadan bitiriyor. sıra var. poşetler açılmıyor, yalnız, çaresizim..."
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
hngi yavruya yavsaklik yapip yapamayacagini ogrenmek icindir.
trafik canavarı reklamı
-
iki çocukluk travmam vardır, biri de budur. belki şimdi izlesem gülerim animasyona ama bir kez daha bulamadığım için aklımda hala çocukken izleyip altıma sıçtığım şekliyle duruyor. adamın efendi efendi araç kullanırken birden kuralları ihlal etmeye başlaması, hızlı gitmesi, kırmızıda geçmesi, çocukların arka koltukta korku dolu bakışları, adamın eşinin "xx kırmızıda geçtin!" diye bağırması. akabinde adamın tatlı tatlı "bir şey olmaaaz" derken birden yüzünün şekil değiştirip korkunç bir tipe bürünmesi ve yavaşlatılmış bir sesle "bize bir şey oolmaaağz dedim sizeeeeöööaaa" şeklinde bitirmesi ve herkesin bildiği o malum trafik canavarı resminin ekranda gözükmesi.
reklamı izleyenlerin gözünün önüne geldi değil mi tüm sahne? bunu gerçekten tv'de gösterilmeye uygun diye onaylayıp yayına sokan kim varsa hepsinin amk.
edit: ve evet yukarıda bir entry o garip müziğini duyduğu anda içeri kaçtığından bahsetmiş. aynısı bende de vardı. hay amk tınısı hafiften beynimde yankılanınca tüylerim diken diken oldu. yatacak yeriniz yok lan.
üniversite bitince yaşanan boşluk
-
yüksek lisans yaptırtır.
japon çay seremonileri
-
japon çay seremonileri, taocu dünyevi cennet tasavvuruna uygun olarak tasarlanmıştır. "hayal evi" denen çay odası, şiirsel bir sezgi ânını yakalamak için inşa edilmiş kısa ömürlü bir yapıdır. "boşluk evi" diye de adlandırılır, süslerden arınmıştır. bazen tek bir resim ya da çiçek düzenlemesi içerir. çay evi "simetrik olmayanın evi" diye adlandırılır: simetrik olmayan da hareketi çağrıştırır; bilerek bitirilmemiş, ev sahibinin imgeleminin doldurabileceği bir boşluk bırakır.
konuk, bahçe yolundan girip alçak girişten geçmelidir. resme ya da çiçek düzenlemesine, fokurdayan çaydanlığa saygı gösterir ve yere oturur. çay evinin denetimli basitliğiyle çerçevelenen en basit nesne gizemli bir güzellikte durur, sessizliği geçici varoluşun gizini saklar. her konuğun deneyimi kendine göre tamamlamasına izin verilir. topluluk üyeleri böylece minyatür olarak evreni seyreder ve ölümsüzlerle gizli dostluklarının farkına varırlar.
büyük çay ustaları, tanrısal mucizeyi deneyimlenen bir âna dönüştürmekle ilgilenirdi; sonra bu, çay evinden gündelik eve taşınır; evden ulusa yayılırdı. uzun ve barış dolu tokugava dönemi (1603-1868) sırasında, amiral perry'nin 1854'te gelişinden önce, japon yaşamının örüntüsü belirgin biçimselleştirmeyle öylesine dolmuştu ki, varoluş, en küçük ayrıntısına dek sonsuzluğun bilinçli ifadesiydi, manzaranın kendisi bir tapınaktı. aynı şekilde doğu'nun her yerinde, bütün kadim dünyada ve kolomb öncesi amerika'da, toplum ve doğa, zihin için, ifade edilemez olanı temsil ederdi. "bitkiler, kayalar, ateş, su, her şey canlıdır. bizi gözler ve ihtiyaçlarımızı görürler. bizi koruyacak bir şeyimiz yokken bizi görürler," diyordu yaşlı bir apaçi öykü anlatıcısı, "ve o zaman ortaya çıkar, bizimle konuşurlar." budistlerin "cansızın vaazı" dedikleri budur.
(bkz: the hero with a thousand faces)
(bkz: joseph campbell)
kafiye oluşturma
-
bilgiyi ahenkli bir ses dizisi haline getirmektir.
tek yolcusu mezun olunca kapanacak tren istasyonu
-
yine japonya'dan bir güzellik... japonya demiryolları, tek bir öğrenci yolcusu kalan tren hattını kapatma kararını, öğrenci mezun olana kadar ertelemiş...
ekleme; kapatma kararı istasyonla ilgili ancak o yöre insanı için istasyonun kapanmasıyla hattın anlamı kalmayacak...
ilkokul birinci sınıf çocuğu
-
kocaman okul çantası, büyük bir beslenme çantası ve suluğuyla, sanki dağa çıkıp yirmi gün dönmeyecekmiş gibi okulunun yolunu tutan küçük komandodur.
12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı
-
olimpiyatlarla seviye biraz yukselmisti ben de fularla dolasiyordum evde. bu mactan sonra kendime geldim atleti giydim pijamalari cektim kendime geldim biraz.
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
gece devriye onbaşılık görevini icra ederken alay karargah bölüğünün akşam kumanyasını alma görevi de bendeydi. her gün zar zor 3 asker bulup 90-100 kişinin yemeğini alma görevini icra ettiğimiz bir gün, sorunlu olduğunu bildiğim bir astsubay bizi gözüne kestirdi ve yanımıza yaklaştı. biz de selamı çaktık tabi, üzerine beni pas geçti ve diğer asker arkdaşlarıma ilk soru geldi.
ast - sen nerelisin asker ?
asker1 - vanlıyım komutanım.
ast - oo bu sıkıntılı.
ast - sen nerelisin asker ?
asker2 - mardinliyim komutanım.
ast - oo bu da sıkıntılı.
ast - sen nerelisin asker ?
asker3 - hakkariliyim komutanım.
ast - oo sen terörist misin ? var mı ailende terörist ? destekliyor musun ?
asker3 - komutanım ben yürüyerek dağa çıksam daha yakındı, buraya (çorlu 105. topçu alayı) 1600 km yol teptim. adam gibi askerliği yapıp gideceğim. ayrıca babam da koruculuk yaptı.
astsubay dumur oldu ve çekti gitti. sorguladığı 3 adam da üniversite mezunu kısa dönem askerlerdi. adamların yüzündeki hayal kırıklığını görebiliyordum. kendi aralarında zorla bizi destekçi yapacak vs diye söylendiler.