hesabın var mı? giriş yap

  • maksimum nabız sayısı(=220- yaş) nın yuzde 80-90 ına ulaşılacak bir şiddette, 3-5 dakika belirli bir mesafe yüklenme* yapıldıktan sonra, yüklenme süresiyle bire bir eşit süre kadar aktif ya da pasif bir "tekrar arası" verilen, nabız dakika sayısı 140 lara indikten sonra yeniden yüklenme yapılan; bunun setler halinde tekrarlandığı, setler arasında da yüklenme süresiyle bire üç oranda bir süre, nabız dakika sayısı 120 lere inecek şekilde "set arası" verilen aralıklı, değişken tempolu koşu tipi.*
    özellikle kardiyovaskuler sisteme, bunun yanında solunum sistemine etkilidir. kas kasılma kuvvetinin niteliğini, uzayan süre zarfında sürdürme kapasitesini yani kuvvette dayanıklılığı geliştirmek amacıyla antrenman programlarına eklenir. sporcuların eritrosit ve hemoglobin düzeylerinin iyileştirilmesi ve normal değerlerini korumasında da faydalı olduğu saptanmıstır.
    kilo vermek veya daha sağlıklı olmak amacıyla yeni baslayanlar için; koşulacak mesafe, treadmillde meyil uygulanıp uygulanmayacağı, tekrar ve set sayılarının duzenlenmesi, maksimum nabız ve hedef nabız hesaplarına göre antrenmanın şiddetinin belirlenmesi gibi alengirli şeyleri düzenlemek, buna göre yapılacak programı koşu bandının hafızasına yüklemek bir bilene bırakılsa daha iyi olacak işlerdir.
    "yok ben kendi basıma takılırım" inadında olanlar için; koşup yorulunca kalbi fazla zorlamayıp dinlenmek, ancak fazla mayışmadan tekrar koşmak şeklinde basit bir açıklama yapılabilir. tabii belirli bir yaştan sonra kimseciklere danısmadan asla fazla çoşulmamalıdır.
    **

    uyarı mesajı üzerine yıllar sonra interval koşarak gelen edit:
    ileri yaşlarla da uyumlu, mükemmel bir egzersiz programı için ek bilgi => (bkz: karvonen formülü/#25413443)

    bir başka soru mesajı üzerine edit2:
    spor için spor değil de sadece sağlık için spor yapanlara, yeni başlayanlara, kendini fazla hırpalamak istemeyenlere uygun bir interval program örneği şöyle özetlenebilir;

    ısınmanın ardından,

    ilk 5dk, çok hızlı yürü - (başlangıç)
    sonraki 5dk, daha yavaş adım yürü (iki tekrar arası yani iki tempolu yürüyüş arası hafif bi dinlence)
    en son 5dk, tekrar başlangıçtaki gibi çok hızlı yürü
    bu 15dk sonunda ilk set bitti.

    ikinci sete başlamadan önce (yani iki set arasında) şöyle gezinti gibi bir yürüyüşle nabzı daha da sakinleştir.

    ikinci sete başla, ilk setteki şeyleri tekrar et.

    böylece 15 dk ilk set + set arası yani gezinti arası + 15 dk son set şeklinde yarım saati aşan bir tempolu yürüyüş programı ortaya çıkıyor. eklemleri yormayan, sade ama yeterli bir program.

  • başıma geldi bu. gecenin saat dördünde acı acı çalan telefonu açtım. numara bende kayıtlı değildi. telefonun karşısındaki ağlamaklı ses "seni unutamadım, hala çok seviyorum bunu bil" diyordu. sesi yabancı değildi ama tanıdık da değildi. hüzünlü kadınların sesleri nedense hep aynı tınıyı veriyordu. sustum, "orda mısın" dedi. buradayım dedim. nasıl olduğumu, görüşmeyeli neler yaptığımı sordu. anlattım.

    evlendin mi? dedi tedirgin bir sesle. hayır yalnızlığa alıştım dedim. bir süre sustuk. bana başka birinin adıyla hitap edince onu tanımadığımdan emin oldum ama konuşmaya devam ettim. sanki bir zamanlar onu sevmişim gibi.

    kapatırken seni seviyorum dedi, "ben de"dedim. neden bilmiyorum, galiba buna ihtiyacı olduğunu düşündüm.
    iç çekerek telefonu kapattı. sabaha kadar uyumadım.

  • aniden veya yavaşça fark etmez motosikletçi şeridinde gitmiyor, yetmiyor emniyetten gidiyor yetmiyor araca sıfır gidiyor yetmiyor hızlı gidiyor bu sırada sağ şeritte duran adam efendi gibi kapıyı açıp iniyor. 10 da 9 motosiklet 10 da 1 inen suçlu o da inerken bir baksa iyi olurdu diye.

    edit: mesajla ulaşan arkadaşım "ulan salak, o yolda durmak bile yasak. adam durmuş, kapıyı açmış, arabadan inmiş. neyin kafasını yaşıyorsunuz ben anlamıyorum ki." demiş e5 te yolcu indirme bindirme serbest arkadaşlar. otobanlarda bu yasak var. sallamayalım.

    ek olarak: burada her ne kadar motosikletçi arkadaşı suçlu bulsam da trafikte motosikletlere pozitif ayrımcılık yapan bir insanım. yol veririm, asla sıkıştırmam, sağımdan solumdan iki araba arasından geçen görürsem her ne kadar kılda olsam yol açarım geçsin diye. ama bu adamın konuşulacak bir tarafı yok. he birde kaldırımdan giden motosikletlilere kafam girsin.

  • ah ahhh, kafa basmıyor işte. basmıyor, hakaret için söylemiyorum vallahi basmıyor.

    bak şimdi güzel kardeşim, sen kalktın 3 kıtanın arasına böyle bir merkez inşaa ettin ve cazibe merkezi haline getirdin. çin'de üretilen mal buraya geldi ve dağıtılmaya başladı. çin'deki üretici buranın faydasını ve karına olumlu etkisini gördü. sence bir sonraki hamlesi ne olur? karını arttırabilmek için montaj ya da üretimini de buraya yakın bir coğrafyaya kaydırmak. peki sonraki ne olur dersin? yine karını arttırmak için bu tesislerdeki üretimi arttırmak için arge çalışmaları yapmak ve hatta arge tesisleri kurmak yine bu coğrafya ya da yakınlarında.

    bu böyle gider, eğitim ve öğretim tesisleri kurarak kalifiye işgücü elde etme vs. şeklinde.

    vizyon diyoruz ya, işte vizyon böyle bir şey. sen mevcut coğrafyanı cazibe merkezi haline getir, gerisi gelir zaten. bak hong kong'a, bak dubai'ye, gelişimleri hep benzer şekildedir...

    ekleme: başka bir arkadaş singapur örneğini vermiş, o da çok doğru bir örnektir, buraya da eklemeden geçmeyeyim dedim.

    debedit:

    (bkz: oy ve ötesi)

    çok uzun zaman sonra gelen edit: başlık başa kalmış...

  • sıkma işini gereksiz bir abartmayla yaptığı için o esnada kendi içinde kütleçekim oluşturur ve zaman bize göre daha yavaş akar. artık makinenin kendi evreni ve zamanı vardır.