hesabın var mı? giriş yap

  • aynı zamanda camel'in camel olduğu zamanlardı galiba,

    ya ben küçüktüm ve bütçem/iz dar olduğu için bir adet magnum'un nispi fiyatı fazla geliyordu, ya da harbiden magnum eskiden çok pahalıydı ve neredeyse lükstü. zira hiçbir zaman alamazdık.

    tıpkı kinder sürpriz yumurta gibi.

    şimdi bok gibi param var ama o zamanlarki isteğim yok.

    sıçarım böyle düzene...

  • eleman burcu'ya hediye almak için bir dükkana girer. cebinde az para vardır, ne alacağını bilemez ve tezgahtar kızdan yardım ister:
    tezgahtar: ne kadar paranız var?
    eleman: işte hepsi bu (verir)
    t: (bakarak) hmm, tamam bir saniye (tezgaha süslü güzel bir paket koyar)
    e: aa çok güzel, ne var bunun içinde?
    t: hiç bir şey. bu paraya ancak hediyenin paketini alabilirsiniz.

  • kapanmasının en büyük sebebi n11 ve hepsiburada platformları.
    kendi adına bir şahıs işletmesi kuran biri "ortak pazar" alanlarından ürün satışı yapabiliyor, dolayısıyla markafoni, limango vb. gibi onlarca yada yüzlerce çalışana sahip hantal yapılar bir ürünü 120 liraya satmaya çalışırken, tek kişilik dev kadro mal alım satımı yapan işletmeler aynı ürünü 100 liraya satabiliyor.

    üreticiler de bu tarz satıcılar yüzünden fiyat politikasını koruyamıyor. piyasaya mal vermeyi de kesemiyor. kısır döngü.

    türkiye'de internet ticaretinin, perakende toplam ticaret hacmine oranı %2.5 civarında. bu oran önümüzdeki 30 yılda 3'e katlanırsa kapanan esnaf sayısı da çok olacak.

    sonuçta ne mi olacak? al-sat yapıp komisyon kazananlar azalacak, üreticiler kendi ürünlerini internet ortamından satmaya başlayacak. üreticilerin satış adet sayısı azalırken, ürün başı kâr marjları artacak. yaklaşık 20 yıldır yabancı ticaret platformlarında dile getirilen, internet sayesinde butik üreticilerin patlayacağı döneme doğru geliyoruz.

    boş boş oturup 3'e alıp 5'e satmaya çalışmayı bırakın artık, kaliteli mal ve hizmet üretin.

  • 2 taneyi ödediyse zaten ver de gideyim onu.

    10 tanenin parasını da reyiz mi istiyor yoksa?

  • öyle bir ülke düşünün ki adalet anlayışı; karşı tarafın ayağından asılmak olsun. yoksa kimsenin hak hukuk falan tınladığı yok. mesela şu mantık var "yahu ben çalınca hapse giriyorum ama onlar çalınca bir şey olmuyor". baştaki insanların hırsızlığını bile kendi yapamadığı için eleştiriyor yani. kendisi de çalabilse o zaman o insanların yaptığını görmezden gelecek. %50 gibi yani. kendileri de fırsat buldukları zaman çalmaktan çekinmedikleri için bazılarının hırsızlığını "çalıyor ama çalışıyor" diye savunuyor.

    evet bu örnekler ters ve konu ile pek alakasız gibi ama aynı durum olumlu şeyler için de geçerli. bir takım insana uygulanan pozitif ayrımcılık sırf kendisine uygulanmadığı için "bu nasıl adalet ben işe giderken onlar yatmasın evde" şeklinde feryat ediliyor. evet haklısın ortada bir haksızlık var ama bu haksızlık o insanların evde yatması değil senin bu olumsuz hava şartlarında işine zorla çağrılıyor olman. yani örneği ters veriyorsun. şu şekilde söylesen anlarım; "ben de insanım ve insanca muamele görüp insan gibi çalışma şartları istiyorum. nasıl ki öğretmenler olumsuz hava şartlarında evde yatıyorsa ben de bu olumsuz havada canım pahasına dışarı çıkmayı istemiyorum. adalet istiyorum ve insanca muamele görmek istiyorum."

    ama çıkıp "herkes benim gibi hayvan muamelesi görürse adalet sağlanır" diyorsan bu işte bir terslik vardır.

    not: öğretmenim. şu an okuldayım(teneffüs) evim çalıştığım okuldan tam 70 km uzaklıkta. toplu ulaşım gibi bir şansım yok ve arabamla gidip geliyorum. ayda 650 tl yakıyor. bakım ve diğer masraflar hariç. saygılar.

    not 2: tüplü

  • senden ayrılmadan önce o kişiyle tanıştığını, bir kaç özelliğini senden daha çok beğendiğini,o kişiyle evlenme olasılığını çok yüksek gördükten sonra seni terkettigini ispatlayamam ama yemin edebilirim.

  • ...
    -benimle konuşma şeklin hoşuma gitmiyor.
    -benim de sizin benimle konuşma şekliniz hoşuma gitmiyor.
    -ne biçim konuşuyorsun sen?! ben patronum! ... nereye gidersen git.
    -kovuldum mu ben az önce?
    -evet.
    ...

    kovulduğum gündür. kutlu olsun.

  • öğretmene değil devlete atılan dayaktır.

    bakanlık şapkasını önüne koyup öğrenciden veliye gelinen bu noktayı sorgulamalıdır.