ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
neden sevgilin yok sorusuna alternatif cevaplar
-
- çünkü eşşeğin zikinden dolayı. (çift ş ile)
ev arkadaşı diyalogları
-
ev arkadaşı: abi bi saniye bekle..
avepe: noldu lan ?
ev arkadaşı: duu..du..
avepe: ...
ev arkadaşı: heh.. tamam ..gel abi sarıl bana şimdi..
avepe: ahaha ipne misin olum? hahaahahah tamam tamam sarıldım eee?
(bu sırada requiem for a dreamin müziğini açmıştır bile ev arkadaşı media playerdan )
avepe: puahahauauha abi noluyor yaaa? ahahahhaa bu ne olm?
ev arkadaşı: abi..elektrik faturası 250 yetele gelmişşş..
avepe: gulp! yapma yaa..?
ev arkadaşı: sarıl..sarıl..konuşma..
avepe: vay anuna koyim.. sarılayım hacı.. sarılayım.. kardeşim..
ev arkadaşı:sarıl..
19 şubat 2015 liverpool beşiktaş maçı
-
şahin sucuk'un cepte kalan bozuklarla reklam verdiği maç.
dövme yaptırılası sözler
-
"evet. kalıcı dövme.
hayır. acımadı."
18 ekim 2021 imamoğlu'nun taksi sorununu çözmesi
-
görünüşe göre, yönetmelikte yer alan "ticari taksi plakası taksiciliği meslek olarak yapacak kişilere verilir, plaka kiralanamaz, kiralanırsa iptal olur" manasına gelen maddeyi hayata geçirecekler. taksisini kendi çalıştırmayanların plakalarını iptal edecekler. şimdi sıçtınız taksi plakası galerileri.
plaka ağalarıyla savaş başlasın artık!
evde para saklayacak en uygun yer
-
o zamanlar 19 yaşındayım. zeytinli rock festivali var gündemimde. çok güzel sanatçılar geliyor. kesin gitmek lazım. kesin değil de gitmek lazım işte. zaten yapacak bişey de yok, boş geziyorum. ama etrafımda da kimse yok eşlik edecek. var da öyle kafa dengi değil. dedim ki hadi olum erik iş başa düştü. gittim tek başıma. annem, "oğlum bak şu parayı da al çorabının içine sakla, iç içe geçir çorapları kimse bulamaz bişey olsa bile"
ulen kadın hissetti mi noldu bilmiyorum 3.günün sabahında uyandıktan sonra duş almaya gittim bi 5 dk sürdü sürmedi, döndüm kiiii benim çadıra giren hırsız allah yarattı demeden telefon, tişört, cüzdan, terlik çalmış gitmiş. zaten ne ara zılgıtlar çektim, ateş yakıp üzerinde hopladım hatırlamıyorum.
arda kalan bikaç parça eşya ve birkaç çorap ,)
o çoraptaki parayla eve döndüm bir şekilde.
telefonu kendi simkartıma ayarlamıştım ilk aldığımda. telefona başka bir simkart takılırsa benim numaraya mesaj geliyordu. hemen gittim bi tane kendi numarama ait simkart çıkarttım. yedek mi oluyomuş neymiş. bi baktım numaralar geliyo. avea mıydı neydi aradım işte ismini verdiler. facebooktan bi arattırırsın ki 3 gün boyunca beraber takıldığım eleman çalmış. hayır bir de piç benle beraber hırsız aradı ahahah. hepsini verdiğim adrese göndermek zorunda kaldı. bi de mahkemeye verdim iti.
trt seçim propaganda konuşmaları 2015
-
cem toker reyiz; "tüm diktatörlüklerde dalkavuklar zaten özgürdür. mesele alkışlanmayı değil yuhlanmayı özgür bırakmaktır." diyip işi bitirmiştir.
-------------------------------------
edit: cem başgan'ın ekşisözlük'te debeye girdiği gün...
(bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
http://oyveotesi.org/
bob ross
-
bob ross gerçekten de çok iyi bir ressamdır. amerikalıların "the natural" dedikleri doğuştan yetenek sahibidir. 20'li yaşlarında bir askerken resim kurslarına gider. ama o sıralar soyut resimler isteyen eğitmenlerle pek geçinemez. 1978'de ressam john thamm'le tanıştığında 36 yaşındadır ve o sırada çoktan kendini yetiştirmiş iyi bir ressamdır. thamm, bob'dan neyi istiyorsa onu resmetmesin ister. bob da tıpkı ekran başında olduğu gibi alaska'daki yaşamından manzaralar çizmek istediğini söyler. ve john thamm'in aktardığına göre bob fırçayı eline aldığında atölyedeki herkesi etrafında toplayan inanılmaz bir sanatsal yeteneğe sahiptir.
şimdilerde çok çeşitli youtube ressamları var ve yine bob ross'un kullandığı yağlı boya tekniğiyle muhteşem resimler yapıyorlar. bir örnek: https://www.youtube.com/…/kevinoilpainting/featured
15 dakikalık videolarda yapılan bu müthiş resimlerdeki tüm uzun sürecek detaylar ileri alınarak hızlıca atlanmakta, gündüz başlanan resim aslında hava karardığında bitmektedir. yani minimum bir gün süren bir resim yapma süreci söz konusudur. ve birçoğunun önünde de yapacağı resmin bir kopyası vardır; ressamlar bu resme bakarak resim yaparlar. ve kayda alınmayan kısımlarda yapılan uzun süren ayrıntılar resimlerini gerçekten muhteşem kılmaktadır.
bob ross'un ise resmini bitirmek için yalnızca 30 dakikası vardır ve ileri alma gibi bir şansı yoktur. tuvalde olacak herşeyi 30 dakika içinde kotarması gerekiyordur. o nedenle bu yeni ressamların resimleri çoğu zaman bob ross'un yaptığı resimlerden iyi görünüyor. bob'un programdaki derdi "insanlar mutlu olsun, bir şeyler öğrensin"dir. genelde birbirine benzer manzaralar çiziyor gibi görünse de çok çok farklı, deneysel çalışmaları da fazlasıyla vardır. yarım saat içinde yaptığı şu muhteşem resme bakın mesela: https://www.youtube.com/watch?v=rchxqj4dhlm
bir de tabi yeni öğrendiğimiz çok dokunaklı bir hikayesi de vardır. bir keresinde oğlu steve'e ilerde programda onun yerini alırken zorluk yaşamaması için dağları bilerek kötü çizdiğini söylemiştir. yani adam yapabildiği en iyi resmi muhtemelen tv başında hiç yapmadı bile. ve biliyor musunuz bence burada konu sadece oğlu da değil, bence bob ross ekran başında onu izleyerek resim yapmaya çalışanlar için bile yapabileceği en iyi resimleri yapmamış olabilir. ekran başındaki izleyicinin bir bob ross'un yaptığına bir de kendi yaptığına bakıp mutsuz olmasını istememiş olabilir. bob ross böyle de hassas kalpli bir adamdır. orduda geçirdiği 20 yıl içinde bir daha kimseye bağırmayacağına dair kendine yemin etmiş bir adam.
29 eylül 2014 seyrantepe metro kazası
-
kazanın gerçekleştiği ve bir yaralının olduğu vagonlardan birindeydim. kaza anını anlatmak gerekirse, metro hafiften titremeye başladı, çok anormal bir durum olarak görmedik ama bir süre sonra titreme şiddeti epey arttı ve saniyeler içerisinde şu manzara gerçekleşti: (+18)
http://imgur.com/ecpwjpw.jpg
bu manzaradan hemen sonra metrodaki acil çıkış düğmesine bastık ve sirenler çaldı. şansımıza metronun her iki tarafında duvar değil de sağ tarafında inşaatın olduğu ve inşaat işçilerin olduğu boş bi alan vardı. onlardan yardım istedik, kapı açıldı ve çıkmaya başladık. ambulans istedik ve 30 dakika boyunca ambulans gelmedi ve o adam yaralı bi şekilde yerde yatmaya devam etti. kazazedelerden biri metroda çalışan işçilere "burada sağlık görevlisi yok mu hiç? başınıza bi şey gelse çağırabileceğiniz herhangi bi kimse?" dedi ama işçilerin başını öne eğip susması durumun vehametini özetlemeye yetti. kaza alanından çıkmak için de bu yolu kullandık:
http://imgur.com/itq7kqs.jpg
http://imgur.com/sccpgju.jpg
http://imgur.com/ykrjrmm.jpg
http://imgur.com/pf71ktv.jpg
söylenecek çok söz de yok aslında.
dip not: burayı okuyan haber ajanslarının dikkatine, yukarıdaki fotoğrafları dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. yeter ki türkiye'de insan hayatının bu kadar ucuz olduğunu herkesin yüzüne tokat gibi çarpın.
yeni yıl
-
her yeni yıla girişte, nedense aklıma hep faruk nafiz çamlıbelin
"içlenme,tabiattaki yekpare kederden
yas tutma,dağılmış diye kuşlarla çiçekler;
onlar dönecektir yine gittikleri yerden,
onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler..."
mısraları gelir.
mertens'in yunus akgün'e yaptığı çirkin hareket
-
rezalettir.
acilen fenerbahçe'ye bir yıldız daha eklenmeli.
tüm türkiye'nin yanlış telaffuz ettiği kelime
-
kağıt bu konuda liderliğe oynar.
sevilen çizgi filmin en vurucu cümlesi
-
hanım hanım onlar benim yavrularım !
syd "buz devri"
beyaz futbol
-
özeti eeaaaaaoooooooo olan program. izlemeyenler için aktarayım:
abdulkerim: şimdi hocccam falan filan yani
sinan engin: eamaa aaeeooo
ahmet çakar: aeeaeeeeeeee
rok: haydaaaaaeeeeaaaaaa
ertem: arkadaşlar herkes aynı anda konuşmasın!
yiyip yiyip kilo almayan insan
-
beni de yesin...
kurtarsın bu hayattan. sağlıklı beslenmekten, spordan falan gına geliyor bir yerden sonra...