hesabın var mı? giriş yap

  • turuncu ekranından aldığım keyif bambaşkaydı. ama asıl konu hoparlörleriydi bence.

    telefon çalmadan önce televizyon, radyo vb şeyler öter ya dıdıdıt. bu telefonun kendisi öterdi ufak frekansta.
    sese alışık olduğumdan 2 saniye evvelinden "aha telefon çalacak! " dediğimde arkadaşlarım şaşırırdı.

    hoparlörden öyle ses çıkardı ki yüzünüze tuttuğunuzda gelen havayı hissederdiniz. zottoro zottoro öterdi.

    anneannemlere gidince memlekete, çalışacak mı bir deneyeyim.

  • 'kendilerini romeo&juliet gibi gören çiftlerin çoğu aslında safiye ile faik gibiler'

    ben demedim o dedi..

  • yazının bulunması mö 3500 civarı olmasına rağmen batı dünyasında sistematik noktalama işaretlerine antik yunan dönemine kadar rastlanmamıştır. hatta uzun bir süre boyunca kelimeler arası boşluk dahi yoktur. latincede 600 yılına kadar kelimeleri boşlukla ayırmak akla gelmemiş. antik çin'de ise cümlenin ve bölümün bittiğine dair işaretlere rastlanılmış ancak song hanedanlığına kadar sistematik bir noktalama yokmuş.

    antik yunan döneminde ilk noktalama işaretleri tiyatro eserlerinde duraklamaları belirtmek için kullanılmış (tire, çift tire, üçlü tire). sonrasında aristophanes bunu üst nokta (·), orta nokta (·) ve alt nokta (.) olarak ayırmış. üst nokta noktaya, orta nokta, noktalı virgüle, alt nokta ise virgüle tekabül ediyor. eğik çizgi (/) virgülün evrimi sırasında ve öncesinde farklı amaçlar için kullanılmış. latin alfabesine geçişi sonrasında zamanla şu anki hallerine evrilmiş. ingilizce'ye geçişi 16. yüzyıl civarı olmuş.

    soru işaretinin batı dünyasında kullanımına ilk olarak ms 700'lü yıllarda atıf yapılmış. ilk hali sağdan solda doğru bir şimşek işaretiymiş. sonrasında nokta üzeri eğik çizgi (ünleme benzer) bir hal almış. daha sonra ise kıvrımlı bildiğimiz haline evrilmiş. bir diğer zayıf iddia da latince quaestio (soru) kelimesinin kısaltması qo olmuş. qo da q üstte, o altta olacak şekilde işaretleştirilmiş.

    ünlem işareti ingilizce'ye 15. yüzyılda girmiş ama sık kullanılan bir işaret değilmiş. parlaması reklam endüstrisinin yükselişiyle ortaya çıkmış (daha fazla bilgi için netflix explained bölümü mevcut, zaten onu izledikten sonra diğer işaretleri de merak ettiğim için araştırmış bulundum).

    tırnak işareti ilginç bir şekilde çift olarak (") ortaya çıkmış. ilk kullanımı ise 15. yüzyılda yazıdaki önemli yerlere vurgu yapmakmış. 17. yüzyılda alıntılar için de kullanılmaya başlanmış. 19. yüzyılda fransızlar niyeyse "" "" yerine << >> olarak da kullanımına başlamışlar.

    kesme işareti ilk olarak 1496'da fransızca bir eserde ortaya çıkmış ve ingilizce'ye geçmiş. ilk kullanımı ses düşmelerini belirtmek içinmiş (ı am yerine ı'm gibi). sonrasında ingilizce'de çoğul ve sahiplik takısı -s ekini ayırmak için de kullanılmaya başlamış.

    parantez işaretinin ilk hali ? ? buymuş. sonra erasmus hilal şeklinden esinlenerek ( ) haline dönüştürmeyi akıl etmiş.

    & (ve işareti / ampersant) ilk olarak 1. yüzyılda romada kullanılmış. ampersand kelimesinin kökeni de "and per se" yani "and by itself" (türkçeye çeviremedim)

    matematiksel işaretlere gelirsek, artı ve eksi kullanımı ilk olarak antik mısırda görülmüş ama işaretler sağa veya sola giden bir çift bacak olarak işaret verilmiş. 14. yüzyılda + işareti görülmüş ama 15. yüzyıl itibariyle + için p (plus), - için m (minus) kullanılmış. 1494'te venedikte yazılan bir matematik eserinde + ve - olarak kullanımı başlamış ve yaygınlaşmış. eşittir işareti 1557'de ortaya ingiltere'de ortaya çıkmış. çarpım işareti (x) 1618 yılında ingiltere'de, bölme işareti ise 1659'da isviçre'de ortaya atılmış. bunlar dışında şu an kullandığımız birçok modern notasyon (bilinmeyenlere x,y,z, katsayılara a,b,c, toplam için sigma, irrasyonel sayılar için i, fonksiyonlar için f(x) gibi) euler'e borçluyuz.

    daha yazamadığım işaretler için başka bir zaman vakit bulursam ekleyebilirim.

  • soru gereksiz ama tavırlar daha da gereksiz. ben böyle bir şey duymadım söylemindeki tavır hal ve hareketleri tipik egolu akademisyen tripleri... sen duymadıysan kesin yoktur. sunucu da çok güzel geriye çevirdi süreci...

  • bayat kahvenin aksine kokusuyla vaat ettiklerinin buyuk bir kısmını tadında da bulabildiginiz kahvedir.

    kavrulmuş çekirdek kahve için: kahvenin tazeligini ısı, ışık, nem ve doğal olarak zaman faktorleri belirler. ilk üçünden iyi korunursa geriye sadece zaman faktoru kalır, ki bu da kavrulma anından itibaren 3 haftadır. çekirdek kahve tek başına taze kahve demek degildir. kahveyi çekirdek olarak almış olmak tzelik garantisi de degildir. tazelik garantisi kahve kavrulma tarihidir. kahve kavrulma tarihi bilinmeyen yada uzerine sadece son kullanma tarihi yazılmış kahveden uzak durmak mantıklı olacaktir.

    öğütülmüş kahve için: zaman faktoru önde gider. öğütülen kahve patikuller halinde oldugu için diger faktorlere daha fazla maruz kalır, bayatlama sureci hızlanır. maksimum performans için kahve öğütülür öğütülmez tüketilmelidir. en iyimser yaklaşımla 3 dakikayi geçirmemek gerekir. bu durum her tür, her marka kahve için ve her öğütme kalınlığı için geçerlidir.

    kavrulmuş 2 kahveden bayat olanı anlamanın birkaç yolu vardır.

    a) burnunuz iyi çalışıyorsa yan yana koklayabilirsiniz, aynı yoreden kahveler olmasalar bile taze olan daha baskın kokacaktir.
    b) ikisininden de aynı miktarda alıp, aynı kalınlıkta çekip, birbirinin aynı 2 bardaga yanyana koyar, ikisinin ustune de kaynama noktasına gelmiş* aynı sıcaklık derecesinde su dokersiniz. taze olan daha fazla kopuklenirken* bayat olan daha sönük olacaktir. bu durum pişirme sırasında da gorulebilir. taze kahveden hangi pişirme yontemi olursa olsun daha fazla kopuk çıkar.
    c) ikisinden de aynı yontemle kahve hazırlayıp yan yana tatlarına bakabilirsiniz. taze olandan daha fazla aroma yukselecek ve tatsal açıdan bayat olana kıyasla daha canlı gelecektir.