ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
okulun üçüncü katında bir sınıf camından diger sınıfa gecmeye calısan x, bahceden müdürün höykürmesini duyunca düşeyazmış ve panikle kendini içeri atmıştır.
sınıftaki herkes sıralara oturup efendice birşeylerle uğraşıyor numarası çekmeye başlar.
müdürün ayak sesleri yaklaşıır yaklaşıır...
x ise hareketine kendisi de anlam veremediği için iyi bir savunma uyduramamıştır.
müdür hışımla içeri girer ve der ki;
lan x iti, ben sana bin kere bu okula çizgili gömlekle gelinmicek demedim mi? paralarım lan o gömleğini. yarın efendi gibi mavi gömlek çekip geleceksin, kontrol edicem hayvan!
artık x için tanrı vardır, günah ve sevap vardır, ahiret ve ibadet vardır, rahman ve rahim olan vardır.
derin bir oh ve salavat....
kocaya kereviz yedirme sanatı
türkiye'de ödül almak için solcu olacaksınız
-
tiyatrocu hakan boyav'ın "türkiye'de ödül almak için ya solcu olacaksın ya da onlar gibi yaşayacaksın" şeklinde yaptığı; ilyas salman'ın da cevaben, "hakan, sana ödül vermemişler; ben solcuyum diye yıllardır bana iş vermiyorlar" dediği açıklama.
aksaray üniversitesinde yapılan liyakatsizlik
15 temmuz'da cumhurbaşkanı sezer olsa ne olurdu
-
bırak 15 temmuz olayının yaşanmasını ülke zaten bu duruma gelmeyecekti.
yaran okul müdürü sözleri
-
liseyi bitirdikten sonra diplomayı almak için okula tekrar gidilir. diplomayı verme işi de tatile çıkan müdür yardımcısı yerine müdüre kalmıştır. öss türkiye derecesi olan bir arkadaş ve ortalama puana sahip bir arkadaş müdürün odasına girerler. müdür hangi üniversiteye girildiğini sorar ve ona göre diploma parası almayacağını söyler.
m: söyle bakalım evladım nereye girdin?
a1: istanbul iktisat hocam.
m: çok güzel oğlum afferim, buyur diploman. peki sen nereye girdin?
a2: odtü elektrik elektronik hocam.
m: ankaradaydı di mi odtü?
a2: evet hocam
m: istanbul'a puanın yetmedi demek. neyse sağlık olsun seninki de fena değilmiş.
rte'nin korumalarının abd'de düştüğü hal
-
obama'nin ferguson olaylariyla ne alakasi var? adam cikip polisin eline saglik, destan yazdiniz mi dedi acaba.
kaldi ki almanya da ataturk posteri yakip seriat devleti kuran metin kaplan ve ekibi ne oluyor o zaman?
ne demisler dinsizin hakkindan imansiz gelir.
icimin yagini eriten olay.
bebeği uçurumun kenarına bırakıp fotoğraf çekmek
-
batıyla aramızda çocuk yetiştirme anlayışı bakımından devasa fark olduğunu biz de kabul ediyoruz elbette.
ancak "düşmezse senindir, düşerse zaten hiç senin olmamıştır" şeklindeki bir tavrın, çocuğa birey olarak davranmakla ne ilgisi var mınako. çocuk düşseydi "o bir birey, kendi kararını kendi verdi" mi diyecektik anlamıyorum ki.
sonradan not: tehlikeli bir durum olmadığı, bebeklerde yükseklik korkusunun doğuştan geldiğini söyleyen bir arkadaş olmuş. tehlikesiz olduğuna katılmıyorum. o yaştaki bir bebeği kanepede, yatakta tek başına bırak bir bakalım; bir yolunu bulup düşüyor mu düşmüyor mu. yoksa yükseklik korkusu bir tek bizim bebelere mi doğuştan gelmiyor?
nato fonetik alfabesi
-
1950'lerin ortalarında nato, yeni alfabeyi onaylayan ve kullanan ilk organizasyon oldu. bu nedenle de alfabe "nato fonetik alfabesi" adını aldı. ancak, günümüzdeki versiyonu yürürlüğe girmeden önce birkaç versiyonu daha kullanıldı.
1920'lerde, birleşmiş milletler uluslararası telekomünikasyon birliği (itu) fonetik alfabenin ilk versiyonunu üretmiştir. bu sürümde dünyadaki bilinen şehir ve ülkelerin isimleri kullanılmıştır.
"amsterdam, baltimore, casablanca, denmark, edison, florida, gallipoli, havana, ıtalia, jerusalem, kilogramme, liverpool, madagascar, new york, oslo, paris, quebec, roma, santiago, tripoli, uppsala, valencia, washington, xanthippe, yokohama, zurich"
1941 yılında ise abd ordu ve donanması, adını ilk iki kelimesinden alan "able baker" alfabesini oluşturdu. able, baker, charlie... iki yıl sonra ingiliz hava kuvvetleri de bu alfabeyi kullanmaya başladı.
"able, baker, charlie, dog, easy, fox, george, how, item, jig, king, love, mike, nan, oboe, peter, queen, roger, sugar, tare, uncle, victor, william, x-ray, yoke, zebra"
nato'nun fonetik alfabe tarihçesine göre bu eski sürümlerde kullanılan kodlamalar, ingilizce kullanılmayan ülkelerde yaşayanların aşina olmadığı kelimelere sahipti ve iletişimde karışıklıklara neden olacağı gerekçesiyle eleştirildi.
alfabenin fazla ingilizce merkezli olduğu eleştirilerine yanıt olarak kanada merkezli, uluslararası hava taşımacılığı birliği (iata) yalnızca ingilizce, fransızca ve ispanyolca'da ortak olan sesleri içeren yeni bir alfabe önerisinde bulundu. bu versiyon 1951'de yalnızca sivil havacılık için yürürlüğe girdi ve bugünkü nato fonetik alfabesi'nde kullanılan kelimelerin bir çoğunu içeriyordu. ancak bu alfabe biraz kafa karıştırıcıydı. örneğin c harfi için kullanılan kelime coca'ydı ve x için x ile başlamayan extra kelimesi kullanılıyordu.
en sonunda bugün kullandığımız nato fonetik alfabesi oluşturuldu ve nato'da kabulü ile genel geçer hale geldi. bu alfabe uluslararası sivil havacılık örgütü (icao) tarafından kabul edilmiş ve kullanılmaktadır. ayrıca uluslararası denizcilikte de kullanılır. görsel
"alfa, bravo, charlie, delta, echo, foxtrot, golf, hotel, india, juliett, kilo, lima, mike, november, oscar, papa, quebec, romeo, sierra, tango, uniform, victor, whiskey, x-ray, yankee, zulu"
ulusal haberleşmede (amatör telsizcilik) kullanılmak üzere milli fonetik alfabe'miz de bulunur. bundaki kodlamalar şu şekildedir:
"ankara, bursa, ceyhan, çankırı, denizli, edirne, fatsa, giresun, hopa, ısparta, izmir, jale, kayseri, lüleburgaz, manisa, nazilli, ordu, ödemiş, pazar, rize, samsun, şarköy, trabzon, urfa, ünye, van, yalova, zonguldak"
örneğin ekşi sözlük'ü kodlamamız gerekirse şu şekilde kodlamamız gerekir:
edirne, kayseri, şarköy, izmir
samsun, ödemiş, zonguldak, lüleburgaz, ünye, kayseri
kaynak: nato - popular mechanics
1930'lara ait mustafa kemal atatürk görüntüleri
-
o giyim tarzı o ihtişam izlerken mest olunacak görüntüler. 15 sene önce hasta adam denen parçalanmış bir ülkden modern bir ülke yaratan modern fikirli biri nasıl olunur hal mimik bakışlardan anlaşılıyor
muhtemelen atatürk olmasaydı şuan suudi arabistan ile iran arası bir ülke olurduk
evlenecek erkek bulamamak
-
(bkz: ne vereyim ablama)