hesabın var mı? giriş yap

  • genel cevapların hemen hepsi 80'lerin ikinci yarısında çekilmiş filmlerinden oluşmaktadır. bunun iki temel sebebi vardır:

    1 - kendisini absürt komedinin erişilmez zirvesine çıkaran natuk baytan'ın vefatı.

    2 - 70'lerde kemal sunal'a, 80'lerde ilyas salman'a yardımcı rolde destek vermiş şener şen'in başta komedi, devamında ise dram filmlerinde başrol oynayarak başarı elde etmesi. özellikle o dönemi hatırlayanlar (veya sonradan araştıranlar) şener şen'in bu atılımını kemal sunal'ın nasıl küçümseyerek yorumladığını bilir. gelgelelim zaman şener şen'den yana işlemiş; bunu gören kemal sunal (artık kendisini komedide zirvede tutacak bir natuk baytan'ın da olmamasının etkisiyle) toplumsal/dram filmler denemiş fakat bunda da pek başarılı olamamıştır.

    1972'de yan rol ile ilk kez sinemada yer aldığı tatlı dillim filminden vefatına dek en çok filmde rol aldığı yıl tam 7 film ile 1988' dir. zaten o yıl çekilmiş ******* filmlerine bakacak olursak gerek komedide gerekse toplumsal dram tarzında hep bir bocalama görürüz. komedilerinde ilerleyen yaşına uygun yazılmamış başroller, yavan senaryolar ve kendisinin cevherini natuk baytan gibi ortaya koyamayan rejiler yüzünden düşük performans sergilemiştir. dram türünde ise her ne kadar tiyatro kökenli olsa bile bu tarz filmlere uygun bir aktör olmadığı açıktır.

    yine de türk sinemasının ve çocukluğumuzun efsanesi olması sebebiyle emeğine saygıdan tüm filmleri izlenir. zira yeri apayrıdır.

  • emekli veya asgari ücretli gidip güzel bir mekanda bir kahve içemez değil mi? bununla dalga geçmek ne kadar aşağılık bir durum.

  • ege (6,5) geceleri yatarken hala biberonla süt içmektedir, herkesin bir keyfi, tiryakiliği olduğu için bu durum anlayışla karşılanır. evde süt bitmiştir ve çocuklar meyve suyuna ikna edilir...

    ege: ama elma suyu istemem, kayısı suyu koy biberona.
    romica: kayısının posası biberonu tıkar, içemezsin.
    ege: posa ne ki?
    romica: hani içerken ağzına lifleri dokuları pütürtülü geliyor ya, o işte...
    ege: pütürtü ne demek?
    romica: böyle minicik parçalar, bak mesela fırının kapağı cam olduğu için kaygan, dolabın kapağı ise o kadar kaygan değil, elini sürersen anlarsın, aynı bunun gibi elma suyu posasız olduğu için daha akışkan, biberonun deliğini tıkamıyor.
    ege: nereden biliyorsun elma suyunun posasız olduğunu?
    romica: bak biberona, arkasını görebiliyorsun, su gibi saydam, kayısı suyuna bak, arkası görünmüyor, saydam değil.
    ege: saydam yerine cam gibi desen olmuyor mu?
    romica: bazen olur bazen olmaz, elma suyu istiyor musun?
    ege: ya süt ver ya da kayısı suyu! çok uykum var ve beni posa mosa kandırıyormuşsun gibi geliyor!

  • pilotların ingilizce seviyelerini belirleyen bir ölçü. uçakta yaptıkları anonstan bu seviye çıkartılabilir.

    seviye 1: "ajjkaljdajklsjkljkldjldajlljkdla"

    seviye 2: "jasdjdasdashasadsjskasksjsjd"

    seviye 3: "jasdadshadjsadshdhsaashkhskdhk"

    seviye 4: "gudivning leydiencentıl.. jdsjsdjdsjds istanbul dshsdhhdshdshs ankara"

    seviye 5: "good evening ladies and gentlemen... this is your captain speaking.. jdsjksdkjsdkjd istanbul dshsdhsdhs ankara hdshdshsdjsdj 30,000 feet jjdjsdjsdjsdshshdhsd minus 40 degrees celcius dsjdsjsdjdjs flight"

  • adamın otobüsünün üzerine taş yağdırıyorlar resmen. cumhuriyetin temellerinin atıldığı kentin geldiği duruma bakın resmen rezillik. tarihe kapkara bir leke olarak geçecek durumdur.