ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tercih edilmiş yalnızlık
-
üniversite sonrası yaşanan iş hayatı depresyonu neticesinde kimi bünyelerde görülebilen durum.
zaten süperior bir sistem olan eğitim sistemimizin tornalarından çıkmış, daha mf'yi mi seçmeliydim, tm'yi mi derdinden kurtulamamışken, önüne zibilyon tane lisans programı sunulan, bunlardan en aklına yatanı seçmeye çalışmış olan bireydir bu depresif birey.
gider daha aklı bir karış havadayken, michael j fox titrekliğinde ve ürkekliğinde adım atar üniversiteye.
güç bela burayı da bitirir.
sonra alır yürür bir hengâme.
haslbelkader bir iş bulabildiyse ne âlâ.
sabah akşam aşındırır yolları, bir şeyler umar, bir şeyler değişsin de ne değişirse değişsin diye bekler haftalar, aylar boyu.
işte bu kaotik yaşam mücadelesinde inanır mısın, aklına bile düşmez bir sevdicek edinmek.
filmlerdeki aşk filmlerde kalır. ki zaten o filmleri bile izleyemez olmuştur artık.
eve gelip yemek yemektir tek derdi. televizyon karşısında bayılmamak için kendini zor tutarken elinden kayıp gidiverirmiştir hayatının kumandası.
söyle bana ey asî rüzgar, ey umarsız nehir, ey pervâsız tosbağa! bu sersefil hayatta yalnız kalmasın da ne yapsın bu adam?
kendini gerçekleştirmenin peşine düşmüşken, tilt oyununda, aşağı doğru serbest düşüşler ile salınmamak için, kendine uygun bir kovuk bulmaya çalışırken, söyle bana kime anlatsın derdini?
kim dinler onun çırpınışlarını, kim anlayış gösterir bu "skora yansımayan güzel futbol"'a?
yazarlara whatsapp'tan gelen son mesaj
-
"sedat sozlugun amina koydun lan su hale bak. acilan basliklara bak. ne kadar it kopuk varsa topladin buraya aferin."
isin garibi adim da sedat degil. allah allah...
ekmek almaya gittiğine dair belgen var mı
1800 sandıkta muhalefetin görevlisinin olmaması
-
benim gibi üşengeç, siyasetle işi olmayan biri bile sandıkta görev aldıysa bir zahmet bulaşın artık şu işe. normal şartlarda oy vermeye bile gitmeye üşenen ben, sabahın 5'inde kalkıp sandığımın başına gideceğim. rica ediyorum ömrünüzden 1 güncük ayırın da şu rezilliklerden kurtulalım artık.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:
- merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
- merhaba engin'in annesi hanım...
- defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
- öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
- bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
- şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...
ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:
- arkadaşınla konuştun mu tatlım?
- konuştum baba.
- eee anlatsana neler oldu?
- olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
- ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
- yok yok, uydurmuştur.
- bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
- olmaz baba! konuşma!
- neden?
- belki deeee... uydurmamıştır!
- yaaaa?
- belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
- demek şaka?
- ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
- ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
- erkekler de hep böyle baba ben napayım?
- sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
(o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)
araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.
sözlük yazarlarının şu an bulundukları yerler
-
çin'den kalkmış los angeles 'a doğru hareket eden bir tanker gemisiyle pasifik okyanusunun ortasında seyir etmekteyim.
tüm denizcilere selametler diliyorum.
ursula k. le guin
-
"amerikalılar ejderhalardan neden korkarlar" başlıklı makalesinde şöyle güzel bir lafı olan yazar.
çocukların elinden hayal güçlerini alırsanız, büyüyünce birer patates olurlar.
üçler kebap salonu sahibinin veremli olması
-
dükkanın google yorumlarına veremli ve bulaşıcı hastalık taşıyor yazdım
alper'i doğum gününde miami'ye gönderin kampanyası
türkiye'deki balların %92'si sahte
-
20 yıldır akp'ye seçim kazandıran bir millete müstahaktır.
26 temmuz 2021 afganların 2 türk'ü bıçaklaması
-
bu gece istanbul tozkoparan'da gerçekleşmiş olay. acil olarak bu suriyeli ve afganlar ülkemizden gönderilmezse türkiye'yi ve türk milletini gelecekte maalesef iyi şeyler beklemiyor.
kaynak
olayla ilgili bir yazarın bilgilendirmesi:
tozkoparanda kentsel dönüşüm durumu mevcut halk ile bakanlık anlaşamıyor. bazı ev sahipleri imza vererek evlerini terk etti. 20 dairelik binalarda 3,5 daire boş ve afganlar bu dairelerde barınmak için bu boş evlere dadanmış, hali ile binalarda oturan hane sakinleri ile tartışma yaşayan afganlılar bıçak çekerek bizim türk vatandaşımızı yaralıyor.
daha önceki günlerde otobüsler ile afganlar mahalleye bırakılmış ve insanlara pis gözlerle bakmaya devam ederek tartışma ortamları yaratmışlar emniyete şikayet edilmiş ama çözümsüz kalmış.
ülkeye bu mültecileri sokuyorsan onların barınma beslenme ihtiyaçlarını devlet olarak karşılanmalısınız.mülteci kanuna göre mültecilere özel kamp kurulmalı ve onların bu bölgeden kaçarak yayılması durumunda sürgün edilmeli maddesi mevcut ama gel görelim mülteciler ülkenin her mahallesinde mevcut.
erdoğan'ı bize ödünç verin
-
isterseniz tapusuyla verelim diyerek destek olduğum fikir.
tıp fakültesinde okumayanların zeka seviyesi
27 ocak 2022 amazon.com.tr memnuniyeti
-
türkiyeyi isveçe çeviren şirket.
çizgi film yiyecekleri
-
fırından henüz çıkmış, mis gibi sıcacık heidi ekmeği.