hesabın var mı? giriş yap

  • adamların devrinde, arabayı, evi geçtim artık telefon, laptop bile lüks sınıfına girdi, zenginlik göstergesi oldu. öyle hızlı bir şekilde fakirleşti halk.

    bunlara oy veren zır cahillere hakkımı helal etmiyorum!

  • yağmur veya kar sonrası çatıdan zemine kadar uzatılması gereken gider borusunun belli belirsiz bir yükseklikte yeterli görülüp o noktadan sonra suyun şelale gibi aşağıya dökülmesi.

    ulan zaten 4 katlı binanın 2. katına kadar indirmişsin boruyu, oradan sonra ne salıyorsun bütün suyu foşur diye aşağı? kaç para ulan 4 metre boru? bu pinti ve medeniyetsiz mal sahipleri yüzünden mayın tarlasında yürür gibi yürüyor insanlar.

  • 16 maç ceza yemiştir. pfdk kırk yılda bir doğru karar vermiştir. emsal bir karar olacaktır ayrıca.

    emsalliği sadece hakemi itip kakma değil, arkasını birilerine dayayıp 'adamcılık' oynayanlar için de geçerli olmasından ötürüdür.

    ekleme: yallah katar'a.

  • hastasıyım şu başlığın valla. çok yaratıcı yazarları fark etmemi sağlıyor. mesela bir yazar demiş ki: "almanya'da çöpçülerin bindiği araba." ben böyle şahane aşağılama kombosu görmedim. adam arabayı kötüleyeceğim diye bir meslek grubunu ve o meslek grubunun nezdinde bir kitleyi aşağılmaya çalışmış. almanya'da çöpçülerin bindiği arabaysa ne mutlu almanlara. mis gibi gelir eşitliği var demektir bu. işçi sınıfı güzel arabalara binebiliyor demektir. bundan daha güzel birşey olabilir mi. almanya'da temizlik işçisinin veya herhangi bir çalışan sınıfın golf'e veya muadili bir arabaya binmesi o toplumu yüceltir. senin ülkendeki belediye temizlik işçisi değil golf, 97 model kompakt bir arabayı zor alıyorsa bu senin ülkendeki gelir adaletsizliğini ve otomobillere uygulanan şahane vergileri gösterir. sen hala kendini başkalarının üstünde görmeye devam et.

  • karizması yapımının çok zor olmasından ileri gelen kılıç.

    günümüzde ateşi tek bir hamleyle yakabiliyoruz, geçmişte de daha kolay yöntemleri mutlaka vardır ancak japonya ve uzak doğu'daki demir ustaları bir demirin ucunu döve döve kor haline getirip öyle yakıyorlarmış ateşi.

    bir katananın kalitesi tamamen dövülüşünden geçiyor. günümüzde hidrolik sistemlerle çok kolay olsa da geçmişte, yani sadece el gücüyle yapılan dönemlerde bayağı uzun sürüyormuş.
    tamahagane kor olana kadar ateş içinde ısıtılıyor, sonra dövülerek içindeki cevher çıkarılıyor. bu bayağı uzun ve zor bir işlem olduğu için tırnak kadar parçalar bile önemli oluyor, "aman bundan ne kadar çıkar, atayım gitsin" yok yani. daha sonra elde edilen parçalar kawagani ve shingani olarak ayrılıyor, shingani'ye kılıcın kalbi, kawagani'ye de kılıcın bedeni (ceseti) de deniyor. bu parçalar çekiç yardımıyla kırılıp düzgün parçalara ayrılıyor ve kılıcı oluşturacak parçalar bunlar.

    kırılan parçalar (kawagani) düzgün bir biçimde erime noktası daha yüksek bir temel üstüne diziliyor. üstüne tamahagane'den artan köpüksü demirler koyuluyor, ıslak bir kağıtla örtülüp üstüne sulandırılmış kil dökülüyor. bu kil parçaların düşmesini engelliyor. ayrıca ortamdaki oksijenin karbonla etkileşime geçmesini engelliyor, yani karbondioksit oluşumunu önlüyor. ayrıca ısınma/yanma/pişme/kor olma işlemini de hızlandırıyor.

    kor haline gelen çelik parçaları fırından çıkarılıp çekiç yardımıyla düzleştiriliyor ve kağıt/kil işlemleri ile tekrar fırına sokuluyor. bu işlem defalarca yapılıyor, ta ki çelik dümdüz olana kadar. bitti mi, bitmedi tabi.

    eldeki çelik parçası ortadan bölünüp katlanıyor ve kil suyuna bulanarak tekrar fırına sokuluyor. kor haline gelince çıkarılıp, dövülüp, ikiye bölünüp, katlanıp tekrar fırına sokuluyor. bu işlem çeliği daha yoğun bir hale getiriyor. defalarca devam ediyor bu işlem, ta ki karbon salınımı son bulana kadar. kawagani bir kenara bırakılıp shingani'ye geçiliyor.

    shingani parçaları da aynı şekilde diziliyor, ıslak kağıtla örtülüp kil suyuna bulanıyor ve fırına sokuluyor. shingani de defalarca katlanıp tekrar fırına sokuluyor. ta ki karbon salınımı bitene dek.

    kawagani uzun ince bir şekilde dövülüyor ve katlanmış shingani'nin içine yerleştirilip birleştiriliyor. bu birleşim katlamaların bir sonucu olarak "3 milyon katman"dan oluşuyor. daha sonra kor haline getirilip şekil verilmeye başlanıyor. kılıç dövüle dövüle bildiğimiz hattori hanzo şekline getiriliyor. uzunca bir kılıç görüntüsüne gelince ucu kesiliyor.

    burdan sonrası ince işçilik. ısıtılan kılıç açılı olarak dövülüyor. bu dövme işlemi kılıcı daha da inceltiyor. daha sonra sert demir bir zımpara yardımı ile keskinleştiriliyor. ancak hala istediğimiz seviyede değil, kör hala. kesmez.

    bulamaç halinde kil kılıca sürülüyor. kılıcın sırtına daha yoğun bir katman sürülüyor ki sert olsun, yüzüne de daha ince bir katman sürülüyor ki yumuşak olsun. bulamaç kuruduktan sonra da tekrar fırına giriyor. fırın yaklaşık 1000 santigrat derece.

    kılıç belli bir sıcaklığa gelince fırından çıkarılıp yağa yatırılıyor. böylece kılıç sertleştiriliyor. kılıcımız hazır. buradan sonrası detay. kılıcın bitip kabzanın başladığı yere bakırdan dövülmüş ve sahibini tanımlayan bir sembol ekleniyor. (genelde ejderha olurmuş) tahtadan yapılan sap özel bir örgüyle deri ile sarılıyor, tüm parçalar birleştirilince ortaya hattori hanzo çıkıyor.

    50 kilodan fazla kömür harcanıyormuş bu işte, aylar süren bir çalışma tabi. öyle yaptım oldu bitti değil. kılıç kullanmak çok ince, özel ve yetenek isteyen bir iş olduğu için eski zamanlarda japonya'da her kılıç ustasının kendi kılıcını yapması beklenirmiş.

    2000 yıldan daha eski bir kültür, insan böyle düşününce şaşıp kalıyor tabi. adamlar 2000 yıl önce böyle bir teknoloji geliştirmiş, böyle bir birikim yapmış ve bunu nesilden nesile aktarmışlar. hala bu sistemle yapıyormuş katana ustaları.

  • poor things, türkçe adıyla "zavallılar", yunan yönetmen yorgos lanthimos'un 2023 yılında sinemaya damga vuran olağanüstü filmi. yazının hemen başında belirtelim, poor things şimdiden sinema tarihine altın harflerle yazılan bir klasiğe dönüşmüş durumda. film, sinemaya aşk seviyesinde tutkun her izleyiciyi sonuna kadar doyuran, 7. sanattan insanın ruhuna akan her türlü estetik unsuru içinde barındıran ve sinemadan beklediğiniz her şeyi eksiksiz karşılayan, muazzam ötesi bir yapım.
    şimdi bir tür bilim kurgu/fantastik/kara komedi olan poor things'in bu sıra dışı başarıyı yakalamasına neden olan parametreleri bir bir inceleyelim;
    (istemeden de olsa, okurların keyfini kaçırmamak adına yazıda spoiler bulunmayacaktır.)

    a.) tony mcnamara tarafından yazılan uyarlama senaryo
    filmin senaryosu, iskoç yazar alasdair gray'ın aynı adlı romanından uyarlama. avustralyalı yazar mcnamara ve yönetmen lanthimos, daha önceden yönetmenin çok başarı elde eden 2018 tarihli the favourite filminde de beraber çalışmışlardı. mcnamara bu filmde de lanthimos'un eline mükemmel işleyen bir metin vermiş. bir tür modern frankenstein uyarlaması da olan senaryonun, toplamda 5 adet felsefi katmana sahip olduğunu ve her katmanın seviyeyi yükselterek, içerdiği alegorilerle seyircinin beynini ziyadesiyle çalıştırdığını da belirtmek gerek. (feminizm, absürdizm, sürrealizm, postmodernizm, sembolizm)

    b.) emma stone tarafından mükemmel yorumlanan sıra dışı karakter
    kariyeri özellikle 2010'lu yıllardan sonra çok büyük yükselişe geçen stone'un bella baxter performansı, hiç unutulmayacak türden ve bu performansın şimdiden sinemaya damga vurduğunu söylemek yanlış olmaz. böylesi bir meydan okumaya şahit olmanın verdiği hazzı kelimelerle tarif etmek çok zor. üç kelimeyle; "anlatılamaz, görmeniz lazım."
    (stone'un bu meydan okuması toplamda 6 fazı kapsıyor. bunlar; bebeklik, ergenlik, gençlik, olgunluk, dönüşüm ve kendini gerçekleştirme)

    c.) yorgos lanthimos'un yönetmen dokunuşu
    "böylesi bir post modern romanın beyaz perde uyarlamasını hangi yönetmen çekmelidir?" diye sorsanız, cevap elbette ki lanthimos olurdu. çünkü yönetmen 15 sene önce tamamı yunanca ve yunan oyuncularla çektiği dogtooth'tan beri, yakından izlenen ve her filmiyle sanatını ilerleten çok başarılı bir yönetmen. poor things ile kariyer zirvesine ulaşan yönetmenin, burada pik yapıp, inişe geçmesini elbette istemem. 50 yaşında ve şu an elleri alev alev yanan yorgos'un, vizyonunun tükenmediğine inanmak istiyorum. çünkü bu sanatın, o'nun gibi direktörlere şiddetle ihtiyacı var.

    d.) yardımcı oyunculardan alınan toplam performans
    emma stone dışında, willem dafoe, mark ruffalo ve ramy youssef de inanılmaz başarılı. diğer oyunculardan hiçbiri gözünüze batmıyor ve hepsinden tek tek kuvvetli performanslar alınmış. elbette yönetmenin vizyonu, bunun nedenlerinden bir tanesi. ancak emma stone'un bu aşırı dominant karakteri altında ezilmemek ve güçlü bir sinerji yaratacak kadar, oyuncuların başarıyla sergilediği bu teatral yetenekleri sebebiyle, bir ara kendimi broadway'de sahnelenen bir oyundaymışım gibi hissettim.

    e.) güzel görselliğin gözlerinizi mest etmesi
    ilk defa bir lanthimos filmi, bu derece üst düzey bir görselliğe sahip. elbette ki bunda filmin bütçesinin, yönetmenin önceki filmlerinden daha büyük olmasının da payı var. ileri derece estetik kaygılarla çekilmiş karelerle ve adeta rönesans tabloları kalibresinde resimlerle süslü olan film, sadece sinema sanatı değil, tüm güzel sanatların hayranlarını mest edecek düzeyde bir sanat eseri. (çekimler, filmde belirtilen ülkeler dışında yapıldıysa da, londra, lizbon, iskenderiye, marsilya ve paris'ten en çok, lizbon sahnelerini içeren görsellik iddialıydı.)

    f.) prodüksiyon kalitesinin mükemmelliği
    poor things sadece metin yazarlığı, yönetmenlik ve oyuncu yorumları olarak değil, prodüksiyon tasarımı, tema müzikleri (jerskin fendrix'in bestelerine bayıldım), makyaj, görsel efekt ve kostüm anlamında da kusursuz bir film. lanthimos filmini adeta mükemmeliyetçi bir kuyumcu gibi işlemiş ve bizlerin beğenisine sunmuş. bu film, hiçbir parametrede aksamayan, sinir bozucu bir mükemmelliğe sahip.

    g.) filmi modern klasik yapan yenilikçi/bağımsız ruh
    zavallılar'ın şimdiden klasik hale gelmesindeki en önemli parametre. poor things, çok düşük bütçeli bir film değil. ancak aynı zamanda avangart, yenilikçi ve bağımsız sinema sanatı ruhuna da sahip. işte filmin bu 4 yapraklı yonca olma durumu, filmi 2023'ün en ileri seviye sinema eseri olmasına yol açıyor ve geçen senenin diğer büyük yapımlarından pozitif anlamda ayrışmasını ve o'nun sıra dışı bir klasik haline gelmesini sağlıyor.

    işte lanthimos'un filmini modern klasik yapan parametreler böyleydi. film 9 şubat'ta ülkemizde de gösterime girecek. 2023 yılının yıldızı en kuvvetli parlayan bu olağanüstü filmini, "kesinlikle kaçırmayın" diyerek yazıyı noktalayalım.
    (letterboxd puanı : 5/5 link)

    not : poor things'i izlemeden önce, eğer hala izlemediyseniz, 2015 tarihinde görsel efekt dalında oscar da kazanmış olan, son yılların en iyi bilim kurgu yapımlarından olan "ex machina" yı da, mutlaka izleyin derim.
    ex machina (2014/imdb)