ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dur bak sana kimi veriyorum
-
öldürücü anne repliklerinden biridir bu. evden uzak bi yerdesinizdir. misal benim gibi askerde olabilirsiniz, öğrenci olabilirsiniz. ankesörlü telefondan veyahut cep telefonundan bir fırsat bulup anne babayı bir arayayım dersiniz ve telefona sarılırsınız. "canım annem"ler "yavrum bitanem"ler gibi bir dizi özlem cümlesinin ardından tam iki lafın belini kıracakken anne denilen henüz çözülememiş insan modeli böyle bir çıkışı yapar.
"dur bak sana kimi veriyorum"
telefona şükran yenge, necla teyze ya da fahri enişte ayarında bir isim gelir. yakın bir akraba bilemediniz bir komşunuzudur. işte o telefon konuşmaları esnasında fark edersiniz ki konuşmanızın gerekli olduğu en son kişiylen konuşmaktasınızdır. anlam veremezsiniz. her seferinde kızsanız da yapabilecek bir şey yoktur.
hayata dair iç burkan detaylar
-
biraz önce trafo patladi burada..
kocaman trafo.. bulundugumuz bolgede ki elektirikler komple kesildi..
tedas geldi..
baktilar trafo icin icin yaniyor..
itfaye cagirdilar..
itfaye geldi.. yanan trafoyu sondurduler..
esnaf adamsin.. merak ediyorsun..
- ne zaman gelecek elektirik?
+ en az 3-4 saat surer dedi gorevliler..
bunu duyan..
daha birkac saat oncesi hazirlik yapan bar, disco, turku bar, eglence mekanlari hepsi kapatti. kocaman harfler ile yazdilar..
''sehitlerimiz icin bugun kapaliyiz''
elektirik olsaydi kapanmayacakti.. biz yasadik bunlari.. kimse mekanini kapatmak zorunda degil ama.. amasi var iste.
adamin cani yaniyor.. bu iki yuzluluge..
sonra;
konvoy gecti.. dugun var sandim..
motorsiklete binmisler, arabalara binmisler.. kornalar calarak, dortluleri yakarak teroru mu lanetliyorlar di?
yoksa kutlamami vardi..
turistlerinde kafasi karisti... kendilerine ulkucu isareti yapan cocuklara.. rock isareti yaparak ''hell yeah'' diyerek destek verdiler..
sonuna kadar acilmis mehter marslari dinlerken kafa salliyorlardi..
biz neden bu kadar iki yuzlu bir millet olduk?
kandan bu kadar nemalanmayi kimden ogrendik?
evine gitmek icin gun sayan gencecik cocuklari,
kor kursunlara atanlarin.. ne zaman oyuncagi olduk?..
bizi affetmeyin..
ote dunya varsa.. yapisin yakamiza bize hesap sorun..
- bizi kara topraklara gomdunuz diye? yakamiza yapisin.. bizi affetmeyin..
kreşler kapatılmasın
-
kreşler kapatılacaksa eğer devlet anne ya da babaya ücretli izin vermek zorundadır.
burada herkes atıp tutuyor " yok doğurduysan bakacaksın", yok bilmem ne.
bok gibi, iki yüzlü bir topluluksunuz.
anne çalışmasa çocuk baksa onu eleştirirsiniz,
anne-baba birlikte çalışsa çocuğa bakacak bir yer arasa onu da eleştirirsiniz.
size göre kimse çocuk yapmasın. sonra insanlık bir noktadan sonra yok olsun.
gerçekten katıksız malsınız. size göre şartları iyileştirmenin tek yolu "vazgeçmek ya da yapmamak" ama hayvan gibi vergi ödediğiniz devletinizin sizin için şartları kolaylaştırması bir seçenek değil.
sorsan hepsi sistem karşıtı, devlet politikalarını eleştiren, avrupa, amerika medeniyetine sahip olmak isteyen insanlar.
avrupa, amerika, japonya gibi gelişmiş ülkelerde, böyle bir kriz anında tek seçeneğin "bakamayacaksanız o çocuğu yapmayacaksınız" fikri olsa, 10 sene içinde nijeryadan beter olurlar.
bir araba alırken üç araba parası ödüyorsan,
dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsan,
aldığın en uyduruk bir şey için kdv, ötv, öiv, gibi saçma sapan vergiler ödüyorsan
ve bunu da en uzun ve acımasız mesai saatleriyle, en boktan maaşı alarak karşılıyorsan, devlet afet, salgın gibi durumlarda sana "bakacak" arkadaş.
b a k a c a k. bakmıyorsa devletten bunu isteyeceksin. kreşleri kapatıyorsan anneye ya da babaya maaşını verip izine yollayacaksın.
pazar fiyatlarının da çıldırmış olması
-
lokasyon: antalya
bugün pazara gittim arkadaşlar.
ıspanak: 20
havuç: 7
domates: 8
salatalik: 15
yeşil sogan: 20
karnıbahar: 7
çilek: 35
patlican: 20
yesil sivri biber: 25-30
roka, maydanoz: 3(bağ)
6lı yufka: 18
peynir: 70-80
bakla: 30
totalde 400 tl gitti. ben boyle tarım memleketinin de, fiyatların da, pazarin da, ekonominin de amina koyarim sevgili romalılar. saygılar.
kış saati uygulamasının kaldırılması
-
bana her sabah farklı sürprizler yaşatan karardır.
bu sabah saat 7.10'da, köpeğini dışarıya çıkaran bir teyzenin kafa feneri taktığını gördüm. madenci değildi kendisi.
ay sinirim bozuldu, sabah sabah.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : türkiye de yaşıyorum 8 aydır ezan duymuyorum
2- 1 ay daha dayan duyarsın
kız tavlayamama teknikleri
-
1.efendi olun
2.özgüveni az olun
avrupaya giden doktorların pasaportu iptal edilsin
-
bak cahil arkadasim, kimse bu ulkede bedava yasamiyor. her insanin annesi, babasi, akradasi vs.. esek gibi vergi oduyor.
ondan dolayi sacmalamak otesinde birsey soylemiyorsun. okuyan insanlari devlet degil anne babalari okutuyor.
kaldi ki kimse sen hakaret et diye senin agiz kokunu cekmek zorunda degil.
auroville
-
auroville, 1940'ların ünlü gurusu sri aurobindo ve annesi olan "görücü anne" tarafından düşünülmüş ve temelleri atılmış kentütopi.
25 sene önce ütopik bir fikir gerçekleştirilmeye başladı. 124 ülkeden gelen konukların katılımıyla hindistan’ın güneyinde "auroville" kuruldu, yani "gelecekdeki insanların uluslararası şehri". bu zihinsel bir deneyimdi. bütün iyi niyetli insanların bir arada yaşayacakları ve sadece en büyük gerçeği dinleyecekleri bir yer. büyük usta yogi sri aurobindo ve görücü anne böyle istemişti. kısacası auroville, barış ve huzur rüyasını gerçekleştirme yolunda atılan bir adım. auroville bir tatil cenneti değildir, ilk bakışta öyle görünse de. auroville’nin gercekten ne olduğu çok zor ifade edilir. resmi adı "toplum projesi" olan auroville’deki yaklaşık 700 sakin orayı zihinsel bir deneyim olarak görmekteler. bu insanlar, yogi ve filozof olan sri aurobindo’nun ve anne'nin fikirlerini gercekleştirmeye çalışmaktadırlar.
28 şubat 1968'de, anne 90 yaşında kuruluşu gerçekleştirmeye adımını atmaktaydı; pondycherry’nin bir kaç kilometre kuzeyinde (bengal körgezi yakınlarında) 124 ülkeden gelen davetlilerle birlikte auroville’nin, yani "gelecekteki insanların uluslararası şehrinin" açılışı yapıldı. anne, ilerlemek ve daha iyi bir yere gelmek isteyenleri davet etmişti. aslında, auroville bir deney yeriydi ve haber tüm dünya basınında yer almıştı. bu yüzden çok ilgi çekti ama son noktaya hiç de kolay ulaşılmamıştı. yetmişli yıllarda 20 kilometrekarelik bölge, perişan bir görüntüdeydi; vicdansız, yakıcı bir güneşin altında olan kurak ve kaskatı bir toprak. sadece bir kaç tane mango, banyan, kaschu ve palmyra ağaçları vardı. 50.000 kişilik bir şehir planlandı, orada insanlığın bütünlüğü gösterilecek ve burası "süper insan" ın doğum yeri olacaktı. işe çok büyük bir umut, heyecan ve hevesle başladı;ilk gelenler çok çalışkandılar, ağaçlar dikip, inşaatları sürdürüp, auroville’nin merkezi için temeli oluşturdular. merkez inanılmaz büyüklükdeki "matrimandir"di, yani yuvarlak bir şekilde olan "tanrının tapınağı". ondan sonra herşey birden duraklamaya başladı: 1973'de herşeyi yöneten ve auroville üzerindeki bütün otoriteye sahip olan anne öldü. yetmişli yıllarda hindistan’a akın akın gelen hippiler auroville’e de gitmeye başladılar ve orada yaşayan normal insanları görünümleriyle ve davranışlarıyla korkuttular. genelde batıdan ve fransa’dan gelmiş olan 400 auroville sakini pondicherry’deki "sri aurobindo derneği" den pek memnun değildiler. ve bu kuruluş auroville’nin yönetimiyle ve bağış toplanmasıyla görevlendirildi, daha doğrusu bu görevi zorla aldı. (bu biraz da bakış açısına bağlıdır.) kötü bir yönetim, ana fikre uzak ve yetersiz bir bağ ve de para dağıtımında kolay yerine getirilemiyecek kurallar, kısacası maddi yardımlar istenildiği gibi ulaştırılamıyordu. bunların hepsi hindistanlı organizatörlerin istenmemelerinin nedenleri oldular.
bu olaylardan sonra auroville’liler kendi aralarında iki gruba ayrıldılar. büyük bir grup ana dernekle ilişkisine tamamen kesmek istemekteydi diğerleri ise, ilişkileri devam ettirmekde iddialıydılar. 80’li yıllarda za tartışmalar sürüyordu. ve inanılmaz ama genelde kaba kuvvetden yararlanıyorlardı, hatta bazen profesyonel dövüşcüler bile tutuluyordu. ziyaretçilere pasaportlarını ve paralarını yanlarında götürmeleri tavsiye ediliyordu, çünkü eve dönüldüğünde orasını soyulmuş olarak bulabilirlerdi. auroville’in o dönemde huzur ve barışla pek bir ilgisi yoktu. tek konuşulan şey, maddi ve politik noktaların önemli olduğuydu. izlenim olarak auroville sıradandı. auroville’liler sonunda mahkemeye başvurdular ve çoğunluk ne pahasına olursa olsun aurobindo derneği'ni istemeyerek çok çiddi bir adım attıktan sonra hindistan hükümeti'nden auroville’yi üzerine almasını istediler. ve bu istek olay 1988’de gerçekleştirildi ve işte o zamandan sonra ortam biraz sakinleşti. devletin araya girmesiyle birlikte bazı sıkıntıların ortaya çıkması ihtimalinden korkulmaktaydı ama avantajların daha fazla olacağı umut ediliyordu. ama herşeyden önce artık iyimserlik ön plandaydı ve yeni bir dönemin başladığı açıkça görülüyordu. matrimandir'in göbeğinde bulunan meditasyon odası nihayet bitmişti, oysa 20 yıldan beri anne'ye göre "auroville’nin ruhu" olan bu odanın bitimi için çalışılmaktaydı. anne orayı bir vizyonda gördüğünü söylüyordu ve buna göre verdiği emirler, tüm kopukluklara rağmen son ayrıntısına kadar yerine getirildi; matrimandir'de beyaz renkli,12 köşeli,12 tane sütunu var, ortasında almanya’da yapılan, 70 santim çapında bir kristal küre bulunuyor. üzerine bilgisayarla kumanda edilen bir ayna yerleştirildi, bu ayna güneş ışınlarını yansıtırken bu odadaki tek ışık kaynağını oluşturmakta. anne ölmeden önce, gücünü bu odaya akıtacağına söz vermişti. şimdi insanlar bunu hatırlıyorlar ve odayı bilinç süreçlerini başlatacak bir yer olarak görmekteler.
universal studios
-
hollywood'da bulunan universal studios için ek bilgi olarak; los angeles civarındaki süpermarketlere bir göz atın biletini almadan / gitmeden önce..
la brea üzerindeki ralphsda universal studios kartı bulmuş almıştık. normal girişin yanında mummy ride için unlimited front of line pass ekstrası ile birlikte normal girişin internet fiyatından da ucuza geliyordu. ayrıca içeri giriş yaptığınız günün bir sonraki günü de giriş ücretsiz hale geliyordu bu kart ile birlikte.
sezonluk pass almak haricinde girişler için mantıklı bir seçenek.
west hollywood, pico ve wilshire'da bulunan ralphs'lara da göz atmakta fayda var.
bahsettiğim universal studios kartları süpermarketin "gift cards" bölümünde..
16 şubat 2017 thy istanbul chicago uçuşu
-
(bkz: varınca çaldır)
çaylak
-
beklemede olandır. okuyun. online olarak okuyun, sözlüğü her gün ziyaret edin ve hesabınıza giriş yapın. entry'lere şukela verin. bunların çaylak olarak bekleme süresini azalttığını ve sıranızı hızla düşürdüğünü düşünüyorum.