hesabın var mı? giriş yap

  • inanılmaz aile 2'ye bugün oglumla gittim. acaba kulaklarim beni yanıltıyor mu diye düşündüm sinemadayken. eve gelir gelmez aşağıda aşağıda paylastigim pasajları bir kez daha kontrol ettim. okuduğunuzda siz de inanamayacaksınız!

    --- spoiler ---

    "... oturmuş, sizin çözmeye üşendiğiniz sorunlarınızın bir süper kahraman tarafından çözülmesini bekliyorsunuz. süper kahramanlar, gerçek deneyimler yerine yalnızca uyarılmaya programlanmış akıl dışı tutkunuzun bir parçası..."

    "konuşmuyorsunuz, tartışma programları izliyorsunuz. eğlence programlarını izlemek için deliriyorsunuz. seyahat, ilişkiler, risk, tüm anlamlı deneyimler size, uzaktan izlemeniz için paket olarak veriliyor..."

    "böylece izole*, pasif** ve gözü dönmüş tüketiciler olarak kalıyorsunuz. koltuklarınızdan kalkamıyorsunuz. ter döküp gerçek yaşamın içine katılamıyorsunuz.
    *kamusallıktan uzak, korunaklı
    **r. sennett, kamusal insanın çöküşü, "[pasif izleyici] kavramı.

    "süper kahramanların sizi korumalarını istiyorsunuz. ve kendinizi daha güçsüz hale getiriyorsunuz..."

    "bu arada sizinle ilgilenildiğini söylüyorsunuz. sanki geleceğiniz size sunuluyor
    ve haklarınız savunuluyor gibi. böylece sistem yüzünüze gülerken aslında hayatınızı çalıyor...

    --- spoiler ---

  • bir meyve.

    lan bütün başlıkları niye böyle açmıyoruz. mis gibi. insan daha bi gaza geliyor yazmak için. böyle sadece elma başlığı olsa içimde gelmez. böyle biri direktif verince daha bi motive oluyorum anladın mı sen beni? öbürüne kafam basmıyor, gerizekalıyım.

  • türk hükümdâr mete han'ın bizzat kendi icadı olan savaş aleti.
    ucuna açılan delikler, temren mili, yün iplik vs. sayesinde fırlatıldıktan sonra ıslık sesi çıkardığı söylenir.

    çavuş oku tabiri de kullanılır ki bunun sebebi bir dönem sadece rütbeli askerlerin kullandığı bir ok olmasıdır.

    vilhelm thomsen'ın orhon yazıtları ile ilgili bildirisinde de adı geçen oklardır.
    türkler ve moğollar dışında hiçbir milletin bilmediği bir savaş aletidir.

    1986 tarihli türk kültürü araştırmaları'ndan:

    mete han, bir gün emrindeki askerlerin gözü önünde en sevdiği atına bu oku yöneltir ve yaydan bırakır. kimi asker aynısını yaparken kimisi tereddüt eder. bunun üzerine mete, itaat etmeyen askerlerini idam eder.
    başka bir gün bu sefer babasının en sevdiği atına bu oku fırlatır. bu sefer tüm askerleri ona uyar ve atı vururlar.
    üçüncü seferde ise mete han, kendisini çinli karısının dolduruşlarına gelip de öldürmek isteyen babası ile avda iken oku babasına yöneltir ve bırakır. bunun üzerine bütün askerleri de aynı şeyi yapar ve mete, hükümdâr olur.

    daha sonraki savaşlarında bu ıslıklı oku her zaman kullanacaktır türkler. hem öldürme hem de hedef bildirme konusunda muazzam işlev görür. zaten düşmanlar ve düşman atları da bu ıslık sesini duyunca afallar.

    savaş meydanında hücum ederken hayatınızda ilk defa tepenizde binlerce ıslık çalan ok ve bu okların çıkardığı müthiş sesi düşünün. atlar, binicilerini üzerlerinden atıp kaçıyorlarmış.

    türk dünyası araştırmaları vakfı'nın yayımladığı uygur devletleri ve tarihi adlı bir makalede de çinlilerin bu oku gökte uçan korkunç canavar kuşlara benzettikleri ve gece baskınlarında bu sesi işittiklerinde hemen savaş pozisyonuna geçtikleri lâkin kimsenin gelip gitmediği, türklerin bu şekilde psikolojik olarak çinlileri inanılmaz şekilde yıprattıkları söylenir.

    müthiş...

  • insanların makyajlı-makyajsız hallerine şaşıran insanların ekseriyetle kız arkadaşı olmamış erkekler ve ne kadar makyaj yapsa da güzelleşemeyen kadınlar olduğunu sanıyorum.

    ünlü veya değil insanlar böyledir. bir insanı ilk görüşmelerinizde makyajlı gördüyseniz ilk makyajsız gördüğünüzde size çirkin gelir. eğer ilk görüşmelerinizde makyajsız gördüyseniz, ilk makyaj yapışında "vay be güzel kızmış" etkisi yaratır. makyajın gücü*

  • evden bir görüntü. ne olursa olsun hayatta hep bir şeyleri beklediğimizin sembolü. yatak odasındaki dolabın üstündeki hurçlar türk ailesinin conatus'udur. hep yaşamayı düşünüyoruz, varolacağımızı varsayıyoruz, baharı, yazı, kışı bekliyoruz. hurç, bohça, elektrikli süpürgeyle hüüüp diye düzleşen poşetli garip şey... bunların yeri ekseriyetle yatak odasındaki dolabın üstüdür kardeşim. şu garip görüntünün huzurunu hiçbir şeyde almadım. hurçların yastık yüzü ve nevresimle uyumlu çiçekli desenleri, kahverengi, pembe, mavi ve yeşil tonların uyumu ve bozulan hurç fermuarları... aşağıda bekleyen anneye düşürmeden hurç indirmenin haklı gururu... patlayan kames topu kesip şapka yapmak bir, bu iki. bunları görmedikçe mutlu olamam, huzur dolamam.

  • ulen adamlar 70lerde cocaine diye şarkı yapmış dünyayı sallamış

    yıl 2010 türkiye'nin megastarı kokain kullanıyor diye gözaltına alınıyor...

    mick jagger falan bizde olsa 30undan sonra mapus türküleri söylerdi.