ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
chp'nin cumhurbaşkanlığı yeminine katılmaması
-
sen adama alevi de, sen adama zaza de, sen ateistsin, sen zerdüştsün de, herkese hakaret et sonra yemin törenine katılmayınca saygısız o olsun. ne güzel memleket kurdunuz lan kendinize her şey nalıncı keseri gibi size yontuyor!
hak veriyorum ben bu davranışa. öyle cumhurbaşkanına böyle muamele. az bile.
merhaba ben selinsu bunlar benim itiraflarım
-
şu iki örneğine bizzat şahit olduğum yazı bütünü.
"düşüncesi hakkında en ufak bir fikre sahip olmadığım halde deniz gezmiş'in her ölüm yıldönümünde herhangi bir starbucks şubesinden iphone'umla "devrim bir gemi gibidir. kim bilir kaç yunus görmüş, kaç deniz gezmiş" paylaşımı yaparım."
" kural gereği arkadaşlarımın feysbuktaki fotoğrafları altına "güzellik, ay ben seni yerim ki -kalp kalp kalp-, bebeğim çok güzelsin" yazarım; onların da simsiyah kaşlara sahip olmama rağmen ısrarla sarıya boyattığım borussia dortmund terk saçlı fotoğraflarıma aynı şeyi yapmalarını beklerim."
başıma bir şey gelmeyecekse ben bu yazıyı beğendiğimi söyleyebilirim. yazan kişi niçin hunharca linç edilmiş anlayamadım.
mısır'ın türkiye ile barışma şartları
-
bildiğin yeni bir sevr anlaşması bu.
edit: benim üzüldüğüm mısır'ın bunları bizden isteyebilme cüretini göstermesi yazık. okudukça sinir katsayım artıyor.
tunç soyer'in ekşi sözlük paylaşımı
-
(bkz: adam haklı beyler)
otobüste yaşanan dumur olaylar
-
dershaneye yeni başladığım dönem, her gün aynı saatte 8:10 geçe otobüse biniyorum. bir gün sabah otobüs duraktan hareket etmiş gidiyor, ıslıkla durdurabildim, sonra da bindim.
ertesi gün 2. kez gene bizim sokağın başında ıslıkla durdurdum. 3, 4, 5, derken, şoför alıştı. artık otobüse binmek için, durağa kadar yürümüyorum, otobüs geliyor, sokağın başından alıyor.
bir gün gene sokağın başındayım ve artık otobüse yalnız da binmiyorum, yanımda aynı otobüsü bekleyen insanlar var. tam otobüs karşıdan geliyorken, bir kitabımı evde unuttuğumu fark ettim ve eve döndüm. evden döndüğümde otobüsün hala beni beklediğini gördüm. şaşkınlıkla otobüse bindim.
şoför : bak, burada bu kadar insan sen okula geç kalma diye bekliyor. bir özür dile herkesten.
ben : özür dilerim, kitabımı almayı unutmuşum. otobüsün bekleyeceğini sanmıyordum.
teyze : olsun evladım, sen ders çalışmana bak!
şoför : ama bak bir daha olmasın, tamam mı?
ben : tamam, abi.
sonrasında geçen zamanda şoförle sohbeti koyulaştırdık. karışık kaset hazırladım ona, bir sene boyunca otobüste dinledik. en dumur edici olan da, benim dershane bittikten sonra, benim otobüse bindiğim yer otobüs durağı oldu.
şoför de benim dershane bittikten sonra, efsanevi bir şekilde kayboldu. şimdi kimbilir nerede, ne yapıyordur?
evliyken başka bir erkekten hamile kalan kadın
-
biriyle tanışmıştım zamanın birinde... 16 yaşındaki bir kız babasıyla birlikte annesini terketmişti. sebebi de babası kansere yakalanmış, hastaneye gitmiş bir sürü tetkik vs. kısır olduğunu, hiç çocuğu olamayacağını öğrenmiş. annesi de itiraf etmiş kızın başkasından olduğunu.
yani istediğin kadar sakla, ilahi adalete inanıyorum ben ve er ya da geç hiç şaşmıyor...
temmuz 2022 sonrasında bekçilerin zamlı maaşları
-
türkiye bitmiş.
lan lise mezunu bekçi maaşıyla doktor, mühendis, avukat, öğretmen maaşı aynı gibi.
bu koşullarda kim eşşşek gibi çalışıp doktor, avukat, mühendis falan olmaya uğraşır ki?
ha, bekçinin aldığı parada da gözümüz yok, belki anca yetiyordur da, maaş farklarında böyle saçmalık olmaz.
bekçiye gerek var mı yok mu o da ayrı bir konu.
istanbul'da 20 lirayla bir hafta geçinmek
-
bizim eski hatunun asosyalliğin kenarından geçmeden başardığı olay. tiyatro, konser, sinema, yemek vs.. sağlam sponsor olmuşuz a.q..
sinan çetin'in çekeceği filme isim önerileri
-
(bkz: babam sağolsun)
ülkeyi terk etmek
-
15 ekim'de gerçekleştireceğim olay.
evliliğimin ilk 2 yılını türkiye'de geçirdikten sonra, almanya'da doğup büyümüş eşimin türkiye şartlarına ayak uyduramamasını bahane ederek bu ülkede yaşanan rezilliklere dayanamadığım gerçeğiyle gidiyorum.
ülkemi terk ediyorum, ama aslında ülkem beni çoktan terk etmiş.
evlilikte osuruğu sıradanlaştırma süreci
-
annemin dediğine göre de kesinlikle sıradanlaşmaması gerekiyormuş.. hoş babam senfoni orkestrası gibi geziyor evin içinde ben kendimi bildim bileli.