hesabın var mı? giriş yap

  • başlık yetmedi: "iş ilanlarında maaş bilgisi zorunlu olsun kampanyası" olacaktı.

    iş ilanlarında maaş bilgisinin verilmesini zorunlu yapabilecek kampanyadır.

    ilanlarda sayfa sayfa yetkinlikler listesi yazmayı bilen işverenlerin, pozisyon için vereceği maaşları da yazması gerekli bence. ücret konusu yüzünden ciddi bir zaman/para kaybı yaşanıyor bu ülkede farkında mısınız?

    yaz oraya adam gibi ne maaş vereceksen, bir tane ilana on bin kişi başvurmasın. insan kaynaklarına da yazık, yazılı sözlü her başvuruya dönmek zorunda olanları var. o özgeçmişleri insan okuyo insan! (ik'cı değilim yanlış anlaşılmasın, arkadaşlar var ondan biliyorum)

    iş görüşmeleri para konusunda şans işine döndü artık!

    özetle, maaş konusu gizli olmamalı. ilanlara maaş bilgisi eklenmeli, hatta zorunlu olmalı.

    edit: bari maaş aralığını yazın be, eliniz mi yabışır.

  • tam 4 kış oldu. 4 kıştır içimizden geçtiniz. şu saatte ısrar edip yandaşına para kazandıran ya da kazandırmaya çalışan varsa hakkımın her zerresi vergimin her kuruşu haram olsun.

    akla mantığa sığmayan ama hiç kimsenin de ses etmediği uygulama

    edit: bir baktım mesaj kutum patlamış. 6 oldu diye uyardılar. benim kafa gitmiş demek ki ben 4 ten öncesini hatırlayamadım. uyaranlara teşekkürler.

    ayrıca bi kişi de nasıl para kazandırılıyor diye sormuş. üşenmedim nasıl elektrik harcadığımızı anlattım.

    300 küsür de fav almış amacım fav filan değildi hiç olmadı. ama benim gibi birçok insanın mağdur olduğunu öğrenmiş oldum. parasını geçtim karanlıkta evden çıkmaktan bıktım yahu. ben servise biniyorum daha cami hocası yeni ezana başlıyor. ilerleyen günlerde şirkette ezan dinlemeye başlayacağız. geçen kış öyleydi mesela. hadi biz yetişkiniz ya çocuklar. hiç mi acımanız yok.

  • iki genç arkadaş uyuşturucu bulundurmak suçundan mahkemeye çıkarılırlar. yargıç hapis cezası vermez, onun yerine gidip diğer gençleri uyuşturucuya karşı uyarmalarını ister. bir ay sonra iki arkadaş yeniden yargıç karşısına çıkar ve yargıç durumlarının ne olduğunu sorar. birinci genç:

    "harika,100 kişiyi uyuşturucu kullanmaktan vazgeçirdim" der.
    "nasıl yaptın?"
    "tahtaya biri küçük biri büyük iki daire çizdim. sonra da dedim ki;büyük daire uyuşturucu kullanmadan önceki beyniniz, küçük daire uyuşturucu kullandıktan sonraki beyniniz."

    "aferin" der yargıç ve diğer gence döner.
    "ben 1000 kişiyi vazgeçirdim" der ikinci genç.
    "bravo,sen nasıl yaptın?"
    "tahtaya biri küçük biri büyük iki daire çizdim. sonra da dedim ki; küçük daire uyuşturucu yüzünden hapse girmeden önceki kıçınız, büyük daire de hapisten çıktıktan sonraki kıçınız."

  • bir çeşit opioiddir. opioid'ler afyon çiçeğinin (haşhaş) tohumlarından elde edilirler. tarihte ilk kez 3000 yıl önceki antik mısır yazıtlarında karşılaşılmıştır. 19. yüzyılda ilk kez morfin olarak tıbbi kullanım için sentezlenmiştir. opioidler ağrı kesici ve haz verici olarak kullanılırlar. eroin, oxycodone, kodein, fentanil gibi ilaçlara afyonlu ilaçlar denir.

    bu ilaçlar beyindeki normalde endorfinin bağlandığı opioid reseptörlerine endorfinden daha güçlü bir şekilde daha uzun süreli bağlanırlar. bu yüzden endorfinden çok daha güçlü ağrı kesici özellikleri vardır. büyük yaralanmalardan ve hastalıklardan sonraki iyileşme fazında reçete edilmelerinin sebebi budur.

    opioid reseptörlere bağlanan opioidler dopamin salgılanmasına sebep olarak haz ve çoşku hissi * oluştururlar. bunun yanısıra nefes alma, uyanıklık, sindirim , kan basıncı gibi vücut fonksiyonlarını etkileyen noradrenalin salgılanmasını engellerler. bu yüzden opioid kullanmaya başlayanlarda kabızlık gelişir. yüksek doz alımında kan basıncı ve nefes aşırı düşerek ölüme sebep olabilir. zamanla vücut opioid kullanımına adapte olmaya başlar, reseptörler opioide karşı reseptör sayısını düşürerek ya da daha az tepki vererek tolerans geliştirir. aynı etkiyi sağlayabilmek için kullanıcının dozu artırması gerekir. bu da vücut fonksiyonlarının düşük noradrenalinden dolayı iyice yavaşlamasına sebep olur. bu olurken vücut noradrenalin reseptörlerini artırarak çok küçük dozlarda noradrenaline bile tepki verir hale gelir. böylelikle vücut fonksiyonları opioidlerin blokladığı noradrenaline rağmen işler hale gelir. hatta yeni düzenin çalışabilmesi için opioid zorunlu hale gelmiştir. fiziksel bağımlılığı yaratan budur.

    kullanıcı opioid bulamadığında noradrenalin kısıtlaması kalktığı ve fazladan bir sürü reseptör oluştuğu için aşırı bir noradrenalin etkisi oluşur. bu da kusma, ateş, karın ağrısı, kas ağrıları ile kendini gösterir. bu yoksunluk durumuna dope sick denir. ağır bir gribe benzer etkisi olduğu söylenir. bu durumda kişiler bakıma ihtiyaç duyarlar. işe gidemeyebilirler, bu yüzden işlerini kaybedenler olur. bu duruma bir daha düşmemek için sahip oldukları herşeyi satabilirler, hırsızlık yapıp yalan söylerler. çünkü yoksun kaldıklarında bütün tehliklere açık hale geleceklerdir. özellikle sokaktalarsa. başka bir bağımlı kişinin herşeyini çalıp donmaya bırakabilir ve dope sick olan kişi yardım bile isteyemeyebilir. o yüzden bir eroin bağımlısına eroin almasın diye para vermemektense eroin alabilsin diye para vermek daha vicdanlı bir harekettir. uzun yoksunluk döneminde reseptörlerin toleransı geçmiş olduğundan kişi eski dozu kullandığında yüksek doz*dan ölebilir.

    yüksek dozu tersine çevirmek için reseptörlere opioidlerin bağlanmasını yerine bağlanarak önleyen opioidlerin aksine psikoaktif etkisi olmayan naloxene**isimli ilaç kullanılır.

    amerika'da 80'lerde ve 90'larda ilaç firmalarının gazıyla bol bol dağıtılan opioid içerikli ilaç reçeteleri sonucuopioid krizioluşmuştur.

  • kitaplarını düşünüyorum. bir kez gittiğim konferansını, ve o konferansta "bu adamın öğrencisi olmak ne büyük şanstır" diye iç geçirdiğimi düşünüyorum. çıktığı televizyon programlarını düşünüyorum.

    bu adam şu an hapiste. melih gökçek başkentin belediye başkanı. şaban dişli, zahid akman dışarıda. kemal unakıtan muhtemelen yatakta. cleveland'dan, rabbinin gösterdiği hastaneden döndü. oğlu yumurta işlerinde ne durumda bilmiyorum. necmettin erbakan da hapiste değil. kadir topbaş istanbul büyükşehir belediye başkanı. recep tayyip edoğan türkiye'nin başbakanı. abdullah gül cumhurbaşkanı. haşim kılıç anayasa mahkemesi başkanı. hüseyin çelik milli eğitim bakanı.

    erol manisalı hapiste.

    hüseyin üzmez dışarıda, erol manisalı hapiste.

  • kararlılıklarıyla şaşırtan bir güruh... hiç bıkmazlar, üşenmezler, yorulmazlar. sorarlar da sorarlar, sorarlar da sorarlar, sorarlar allah sorarlar... çocuklarına sorarlar, torunlarına sorarlar, olmadı eşe dosta esnafa sorarlar.

    - ikindi okundu mu? okudular mı ikindiyi?

    - yok dede okunmadı daha...

    - oh pek güzel...

    lan nesi güzel? ne oldu şimdi? valla çıldıriciim. öğle ya da akşam ezanı falan da değil, varsa yoksa ikindi. ikindi okundu mu, ikindiyi okudular mı, okudurlar mı ikindiyi... bu nasıl bir ikindi tutkusu anlamış değilim. ne var bu ikindi de çözemedim. hayır bilhassa ikindiyi soruyorlar çünkü. böyle "okudular mı ikindiyi koç yumurtası?" falan derken bir gün çıldırıp "evet okudular, hemi de bir saat oldu" falan demek geçiyor insanın içinden... böyle delice ve hoyratça "ooohoooaauuvv... ikindisi mi kalmış, akşam ezanı bile okundu az önce" desem ne olur acaba? valla hiçbir şey olmaz. çünkü dedeler nineler yaşlandıkça namaza ayarlı casio saat gibi oluyorlar. bir kere de okunduktan sonra sor be arkadaş... yok valla hep okunmadan önce soruyorlar.

    zaman konusundaki şu konsantrasyonun, şu hassasiyetin binde biri bende olsa öss birincisi olurdum valla. reklamlarda görürdünüz beni: "finalle çalıştım, kazandım" diyen gözlüklü, zayıf oğlanlardan biri olabilirdim ben de... ama yetiştiremedim lan... bizim senemizde bilhassa coğrafya soruları zordu çünkü zaman yetmedi... yetseydi iyiydi ama yetmedi. konuyu dağıttığımı hissediyorum ve hemen gidiyorum.

  • italya başbakanı giuseppe conte şu açıklamayı yaptı

    --- spoiler ---
    salgının kontrolünü kaybettik, en başından türklerin yaptığı gibi konut satışında peşinatı %10'a indirmeliydik, çok geç kaldık. türkler bu metotla virüsü 1 hafta içinde yenecektir.
    --- spoiler ---

    kaynak gelince editlerim.

    yahu corona'dan önce zaten pek iyi değildiniz, şimdi toptan tırlatmışsınız. arkadaş burayı kariyer yapacak bir yer mi zannettiniz. nedir buraya atfedilen ciddiyet? mesajlar yağıyor. "çaldın" diyorlar. espriyi çalmışım? kafayı mı yediniz. whatsapp grubundan gelen sikko bir espriyi buraya koydum ki gülelim. manyak mısınız ulan. nasıl da zorlarına gitmiş :))) ulan burada fav alsam ne olur almasam ne olur. fav alınca ne oluyor.

  • 14 mart tarihinde n11 üzerinden aldığım bilgisayar bozuk ulaştı. iade talep ettim, süreç biraz yavaş işliyor diye düşünürken bir baktım n11'in aracı olarak beni müşterisi yaptığı atılım bilgisayar mağazası iade talebiyle geri gönderdiğim bilgisayar ve ödediğim 3500 lira ile kayıplara karışmıştı. n11 müşteri hizmetlerine saatler süren derdimi anlatma çabalarım ve şikayetvar.com'a yazdıklarım sonucu aldığım yanıt, firma artık n11 ile iş yapmadığından ve resmi olarak satış gerçekleştiğinden ötürü haklarımı hukuki yollarla bireysel olarak aramam gerektiği idi.
    e tabi bu noktada o sempatikli "paranız güvence altında" mottolarına lanet edip bir avukata gitmem gerekti. suç duyurusunda bulunuldu icra takibi çıkarıldı ancak adamların benden önce 20 icra takip dosyaları var, hakkımı alabilir miyim bilemiyorum, hala yeni bir bilgisayarım yok.
    sitedeki mağaza puanlama sisteminin de birşey ifade ettiğini düşünmüyorum zira bu mağazanın da puanı soru işareti yaşatmayacak skalada idi. çöpe giden param , avukat masrafları ve vaktimin yanında bir de alt üst olan sinirlerimle kaldım.
    sonuç olarak n11 aracılığı ile dolandırıldım. teşekkürler.

    edit1: bilgisayar bozuk ulaştıysa neden onay verdin diyen arkadaşlar olmuş. onay vermedim iade talep ettim. ancak firma talebimi bilgisayarı teknik servise gönderip hasarlı raporu almam gerektiği bahanesiyle reddetti. tabi geri gelmeyecek bir bilgisayarı beklerken otomatik onay süresi dolmuştu.

    edit2: n11 başlığı görmüş olsa gerek ki beni aradı, durumla ilgili bir çözüme ulaştınız mı diye sordu. yasal süreçte n11'in üzerine düşen bir karar çıkmadığı için yardımcı olamıyorlarmış. burdan çıkardığım sonuç atılım bilgisayar'a değil n11.com'a dava açsam işler daha farklı olurdu. ibretlik.

    edit3: yasal yollardan 6 aydır çözemediğim durum sosyal medyanın gücüyle 2 saat içerisinde çözüldü, inanılır gibi değil n11 iademi onayladı. uplayan arkadaşlara çok teşekkürler.
    geçtiğimiz 6 ay içerisinde fırlayan dolar sebebiyle aynı skalada bir bilgisayarı aynı ücrete muhtemelen alamayacağım. bir de avukat masrafları ve hırpalanan sinirlerim var, bu yüzden 50 liralık hediye çeki yüklemişler sağolsunlar.

    edit4: müşteri memnuniyeti sonunda sağlandı. zamanında almak istediğim bilgisayarın bir tık üst modelini yollamayı teklif ettiler. sözlük sağolsun.